Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen bu noktada da, davalının, davacı aleyhine icra takibine girişmesinde, haciz ve muhafaza işlemlerini gerçekleştirmesinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, zira manevi tazminat talebinin reddini gerektiren şartların burada da geçerli olduğu, bu nedenle davalı vekili aleyhine mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. AAÜT'ye göre bir davada hem maddi hemde manevi tazminat talep edilmesi halinde her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olması karşısında mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde herhangi bir yasaya aykırılık durumunun söz konusu olmadığı görülmüştür....

Hemen bu noktada da, davalının, davacı aleyhine icra takibine girişmesinde, haciz ve muhafaza işlemlerini gerçekleştirmesinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, zira manevi tazminat talebinin reddini gerektiren şartların burada da geçerli olduğu, bu nedenle davalı vekili aleyhine mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. AAÜT'ye göre bir davada hem maddi hemde manevi tazminat talep edilmesi halinde her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olması karşısında mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde herhangi bir yasaya aykırılık durumunun söz konusu olmadığı görülmüştür....

    Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. 2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.01.2022 tarih ve 2019/(13)3-536 E.- 2022/43 K. sayılı emsal kararı: “... İcra ve İflâs Kanunu’nun 72/6. maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir”....

      Hukuk Dairesinin 2022/487 E.2022/422 K.sayılı ilamı ile ''dava konusunun kaçak elektrik kullanıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat davası olduğundan ''bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede,''Davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin Istanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1057 E.sayılı dosyası ile açılan menfi tesbit davasının bilirkişi ücretinin yatırlmaması nedeniyle esastan reddedildiğini ve dosya istinaf aşamasındayken davalı tarafın aleyhine takibe geçerek banka hesaplarına ve tapu kayıtlarına haciz koydurduğunu,verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince bozularak kesin olarak hükme bağlandığını beyanla ,HAKSIZ OLARAK YAPILAN HACİZLER nedeniıyle ticari itibarının zedelenip kredi alamadığı ve manevi olarak da zarara uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince de dava haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olarak nitelendirilerek karar verilmiştir....

      Bir davada, maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HMK.md.33). Davacının haksız yere ödediği elektrik bedelinin davalılardan maddi tazminat olarak talep etmesi, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalılardan ... ve...'nin zamanaşımı def'in de bulunmadığı anlaşıldığına göre bu davalılar hakkında davacının alacak talebi ile ilgili BK.nun 61-66. (TBK.nun 77-82) maddeleri gereğince davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        Her ne kadar mahkemece, yalnızca istirdat talebi yönünden bir karara hükmedilmiş ise de; dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacıların senetlerin iptali talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/247 KARAR NO:2023/365 DAVA: İSTİRDAT (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN) DAVA TARİHİ: 06/04/2023 KARAR TARİHİ:10/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstirdat davası açılabilmesi için gerekli olan maddi hukuka göre borçlu olunmayan paranın icra takibi sırasında cebri icra tehdidi altında ödenmesi koşulları işbu dava kapsamında gerçekleşmiş olup haklı davamızın kabulü gerektiğini, icra tehdidi altında ödenen 11.999.18 TL’nin tamamı ilgili icra dairesi hesabına 29.06.2022 tarihinde ödenmiş olup işbu dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından haklı davamızın kabulü gerektiğini, İcra İflas Kanunu’nun 72....

            Maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalan borçlu, ödediği parayı geri alabilmek için istirdat davası açabilir. Borçlunun, borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olması, istirdat davasının maddi hukuka ilişkin tek şartıdır. B.K.’nun 62. maddesinin aksine, burada davacı, yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı yanılarak (hata ile) kendisini borçlu zannederek ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir. O halde mahkemece, somut olayda istirdat davası açma koşullarının oluştuğu gözetilerek, işin esası incelenip karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

              Davalı-karşı davacının hükmün infaz tarihine kadar bu hakkını kullanmadığı, ilamın temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve ilama dayalı takip sırasında ödemeyi yaptığı, başka bir deyişle hükmün icra edildiği anlaşıldığından hüküm fıkrasındaki maddi hata sonucu fazla ödemek durumunda kaldığı 20.10.2003-20.10.2005 devresine ait faizin istirdadını talep edemeyeceği anlaşılmıştır.” gerekçesiyle, dava ve karşı davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Hüküm, davalı – karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, davalı – karşı davacı tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde istirdat davası açılmıştır. Mahkemenin red gerekçesinde değinilen hususlar, maddi hata ve tavzih hukuki yollarına ilişkin olup bu yollara süresi içinde ya da usulüne uygun olarak başvurulmamış olması, istirdat davası açmaya engel değildir....

                tarafından çalındığını beyan ederek davalıya bonolardan dolayı borçlu olunmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece bu dava HUMK.nun 45.maddesi gereğince 2005/55 sayılı dava ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir. Davacı ... vekili asıl ve birleştirilen davalara konu çeklerden dolayı 08.01.2007 tarihli dilekçesiyle istirdat talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı ...’nın bonoları şahsi alacağı karşılığında ve davacıyla anlaşması doğrultusunda davacıdan aldığını ispatlayamadığı, diğer davalının ise iyiniyetli hamil olduğu gerekçesiyle A) 2005/55 sayılı asıl dava yönünden: 1) Davalı ... hakkındaki dava ve tazminat talebinin reddine, 2) Davalı ......

                  UYAP Entegrasyonu