WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili bozma ilamından sonra davacının istirdat davası ile birlikte tazminat istemesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca icra dosyasında taşınmazın davacının oğluna satılmış olduğunu, davacının bedelsiz oturmaya devam ettiğini, kira talebine ilişkin belge sunmadığını, istirdat davasında % 20 tazminat istenemeyeceğini davacı vekilinin 14.2.2012 tarihli dilekçesine göre davacının... Şirketi ile olan ilişkisinin ipotek ilişkisinden farklı olduğunu, davanın reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı elinde bulunan ve tahsil için bankaya verilen 25.08.2007 vade tarihli 11.000 USD bedelli bononun sahte olarak tanzim edildiğini, ancak bu bononun müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını belirterek ödenen 14.077.80 TL.ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalılardan ...’in kendisini diğer davalı şirket yetkilisi olarak göstererek işlem yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      Hemen bu noktada da, davalının, davacı aleyhine icra takibine girişmesinde, haciz ve muhafaza işlemlerini gerçekleştirmesinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, zira manevi tazminat talebinin reddini gerektiren şartların burada da geçerli olduğu, bu nedenle davalı vekili aleyhine mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. AAÜT'ye göre bir davada hem maddi hemde manevi tazminat talep edilmesi halinde her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olması karşısında mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde herhangi bir yasaya aykırılık durumunun söz konusu olmadığı görülmüştür....

      Hemen bu noktada da, davalının, davacı aleyhine icra takibine girişmesinde, haciz ve muhafaza işlemlerini gerçekleştirmesinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, zira manevi tazminat talebinin reddini gerektiren şartların burada da geçerli olduğu, bu nedenle davalı vekili aleyhine mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. AAÜT'ye göre bir davada hem maddi hemde manevi tazminat talep edilmesi halinde her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olması karşısında mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde herhangi bir yasaya aykırılık durumunun söz konusu olmadığı görülmüştür....

        Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. 2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.01.2022 tarih ve 2019/(13)3-536 E.- 2022/43 K. sayılı emsal kararı: “... İcra ve İflâs Kanunu’nun 72/6. maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir”....

          Bir davada, maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HMK.md.33). Davacının haksız yere ödediği elektrik bedelinin davalılardan maddi tazminat olarak talep etmesi, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalılardan ... ve...'nin zamanaşımı def'in de bulunmadığı anlaşıldığına göre bu davalılar hakkında davacının alacak talebi ile ilgili BK.nun 61-66. (TBK.nun 77-82) maddeleri gereğince davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Hukuk Dairesinin 2022/487 E.2022/422 K.sayılı ilamı ile ''dava konusunun kaçak elektrik kullanıldığından bahisle maddi ve manevi tazminat davası olduğundan ''bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede,''Davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin Istanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1057 E.sayılı dosyası ile açılan menfi tesbit davasının bilirkişi ücretinin yatırlmaması nedeniyle esastan reddedildiğini ve dosya istinaf aşamasındayken davalı tarafın aleyhine takibe geçerek banka hesaplarına ve tapu kayıtlarına haciz koydurduğunu,verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince bozularak kesin olarak hükme bağlandığını beyanla ,HAKSIZ OLARAK YAPILAN HACİZLER nedeniıyle ticari itibarının zedelenip kredi alamadığı ve manevi olarak da zarara uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince de dava haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olarak nitelendirilerek karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 1.200,00 TL istirdat ile 2.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece istirdat isteminin aynen, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.11.2011 günü oybirliğiyle karar verildi....

              Her ne kadar mahkemece, yalnızca istirdat talebi yönünden bir karara hükmedilmiş ise de; dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacıların senetlerin iptali talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır....

                İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "maddi ve manevi tazminat" davasıdır. 6102 s. TTK'nin 5/A-1. maddesine göre, "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Somut olayda ; Yukarıda yazılı yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere maddi ve manevi tazminat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması özel kanunlarda yer alan bir dava şartıdır. Görevsiz mahkemede açılan davalar da görevsiz mahkemede açıldığı tarihte açılmış sayılmakta ve bu tarihten önce arabulucuya başvurulmuş olması gerekmektedir. Davacı tarafın, dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı ve özel kanunlarda yer alan bu dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmıştır. 6100 s....

                  UYAP Entegrasyonu