Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki tarımsal kredi sözleşmesi nedeniyle davacı bankanın davalı borçlulardan takip tarihi itibariyle 41.524,19 TL alacaklı bulunduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için kefiller ve asıl borçlu aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. Takip konusu alacağa yönelik hesabın kat edildiğine ilişkin 01.06.2009 tarihli ihtarnamede, asıl alacak banka tarafından 30.667,27 TL olarak belirlenmiş ve bu borcun ödenmesi için ihtarname düzenlenmiştir....

    Şti. ile davalı banka arasında 02.08.2011 ve 21.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı ve bu sözleşmelerde davacının imzasının bulunmadığı, davacı tarafça imzalanan genel kredi sözleşmesi herhangi bir kredi borcuna hasredilmemiş olup, kredi borcu ödenmiş olsa bile kefil kefaletinden vazgeçmedikçe yeniden kullandırılan krediler için sorumluluğunun devam edeceği, bu nedenle davacının limit dahilinde dava dışı şirkete kullandırılan krediden sorumlu olması gerektiği, istirdat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının kefalet imzası bulunmayan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için takip yapılıp, haksız olarak davacıdan tahsilat yapıldığı iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir....

      - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından tarımsal kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu kredi sözleşmesine imza atmadığını, davalı alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, icra takibine konu kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe konu tarımsal krediler ikraz sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının, 02.11.1999 tarih ve 1999/481 sayılı tarımsal krediler genel sözleşmesi uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankaca tarımsal krediler ikraz sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla müvekkili aleyhine takip başlatılmış ise de sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddiasının doğru olmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesi üzerindeki imzanın davacıya ait bulunmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kredi sözleşmesi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalının kefil sıfatıyla Tarımsal Kredi Sözleşmesi imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle dava dışı asıl borçlu ve kefillerle davalı aleyhine girişilen takibe davalının kısmi itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Davacı vekilince, başka bir tarımsal kredi sözleşmesindeki davalının kefaleti nedeniyle aleyhine girişilen takibe itiraz üzerine aynı mahkemede açılan itirazın iptali davasında 2005/60 Esas 2005/77 Karar sayılı kararla birleştirme kararı verilmiştir....

            Davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzası yer almakta ise de, dosya kapsamında davacının taşıt kredisi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer almadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yan aşamalarda taşıt kredisi sözleşmesinin davacının müteselsil kefaleti bulunan genel kredi sözleşmesi kapsamında akdedildiği savunulmuş ise de, taşıt kredisi sözleşmesi genel kredi sözleşmesinden ayrı olmak üzere davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilmekle genel kredi sözleşmesiyle arasındaki kefalet bağlantısı kesilmiştir. Bir başka anlatımla, davacı sadece kefalet imzası bulunan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu olup, kefalet imzasının bulunmadığı taşıt kredisinden kaynaklanan borçtan sorumlu değildir....

              - K A R A R - Davacı, davalının kendisi aleyhine yaptığı icra takibinde dayandığı 20.02.2001 tarihli tarımsal krediler ikraz sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek kredi sözleşmesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda; 20.02.2001 tarihli Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının kredi sözleşmesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir....

                -TL ödemenin faziyle birlikte davalıdan tahsili için istirdat davası açtığı, taraflar arasında imzalanan davanın dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesinin tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın temelinin 6102 sayılı Kanuna göre ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından, davalı tüketici olup, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 7. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit -istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini davacı ... müteselsil kefil olarak imzalamıştır Davacı banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için borçlu ve kefil hakkında icra takibi yapmıştır. Dava, kredi borcunun kredi borçlusu tarafından ödendiği kredi borçlusunun aracındaki rehnin kaldırıldığı dolayısı ile davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Davacı takipten ve davadan sonra ödemeleri yapmıştır....

                    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davada aret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kredi sözleşmesi kefaletinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesince, tarafların tacir olduğu ve davanın ticari dava niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. mesi ise davacılar gerçek kişi olup, kefilin borcunu ödeyen mirasçıları olduğu gibi diğer davalılar ise tarımsal kredi borcunun kefilleri gerçek kişilerdir....

                      UYAP Entegrasyonu