WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan, istirdat davası olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki somut uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece, tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında değerlendirilerek davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    . - K A R A R - Davacı, dava dilekçesinde davalı bankanın icra takibine konu ettiği Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 18.10.1999 tarih ve 366 sayılı banka kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir....

      - K A R A R - Davacı, dava dilekçesinde davalı bankanın icra takibine konu ettiği Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 18.10.1999 tarih ve 366 sayılı banka kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir....

        Mahkemece toplanan delillere göre, davalının tarımsal kredi kooperatifine ortak olup, dava konusu banka kredisinin kooperatif ortaklığı sebebiyle alındığı, davalının kooperatifteki hissesini dava dışı bir kişiye 24.05.2006’da devrettiği ve bu devir işlemini de davacı bankaya bildirdiği, bu itibarla davalının dava konusu kredi nedeniyle sorumluluğunun kalmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hisse devri, kredi sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğu kendiliğinden ortadan kaldırmaz. Ne var ki, dosyaya sunulan iki ayrı kredi sözleşmesi mevcut olup, davalı, bu sözleşmelerden birinde asıl borçlu, diğerinde ise kefil durumundadır. Bu durumda mahkemece dava konusu borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı davacıya açıklattırılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı bankanın, müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettiği genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmediği gerekçesiyle müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığını, kredi borcunun ödenmiş olmasına rağmen müvekkilinin icra tehdidi altında 25000 TL fazladan ödeme yaptığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Tekirdağ 1....

            nin 28.11.2012 tarihinde davalı bankadan 10.000,00 TL tarımsal kredi kullandığını, davalı bankanın krediyi kullandırırken yaptırılması gereken hayat sigortasının masrafını da aldıkları halde sigortanın hemen yapılmayıp 28.01.2013 tarihinde yapıldığını, 03.06.2013 tarihinde kredi sigorta teminatı devam ederken murisin vefat ettiğini, kullandırılan kredi için sigortayı geç yaptıran davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkillerinin murisinin kullandığı krediden dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ... 23/03/2016 havale tarihli dilekçesi ile davacılarla arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle davaya kabulüne karar verilmesini istemiştir....

              ın imzaladığı Şanlıurfa 2.İcra Müdürlüğü'nün 2007/1783 Esas sayılı dosyasında, borcun dayanağı olarak gösterilen 12.07.2007 vade tarihli 40.430,89 TL. değerinde herhangi bir tarımsal kredi sözleşmesi olmadığı, davalı vekili cevap dilekçesinde, borcun sebebinin 05.07.1999 tarihli kredi sözleşmesi olduğunu söylemişse de bu cevabın savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                Dava konusu Tarımsal Kredi İkraz Sözleşmesi altındaki imzanın davacıya ait olmadığı Adli Tıp raporu ile tespit edilmiş ise de davalı banka tarafından davacıya kredi ödemesi yapıldığının saptanması halinde davacının sorumluluğu söz konusu olacağından, mahkemece davacıya herhangi kredi ödemesi yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için banka kayıtları üzerinde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, 25.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava konusu Tarımsal Kredi İkraz Sözleşmesi altındaki imzanın davacıya ait olmadığı Adli Tıp raporu ile tespit edilmiş ise de davalı banka tarafından davacıya kredi ödemesi yapıldığının saptanması halinde davacının sorumluluğu söz konusu olacağından, mahkemece davacıya herhangi kredi ödemesi yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için banka kayıtları üzerinde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, 25.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece yapılan yargılamaya göre, bankacılık işlemi niteliğindeki tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik yapılan ilamsız icra takibinin dayanağı olan tarımsal kredi sözleşmesinde davacının kefilliğinin bulunmamasına dayalı olarak menfi tespit davası açıldığı, Tarımsal Kredi Sözleşmesi'ne dayalı davalar TTK'nın 4/1-f maddesi kapsamında mutlak ticari dava niteliği bulunduğundan görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğu, yargı çevresinde münferit yargılama yapan ticaret mahkemesi bulunmadığından davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı, diğer yandan eldeki davanın 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında dava şartı arabuluculuğa tabi davalardan olduğunun anlaşıldığı, davacının dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmadığı, davada davacının dava açmadan önce 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi kapsamında dava şartı arabulucuya başvurmadan dava açtığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, davaya esastan...

                      UYAP Entegrasyonu