Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz işleminden zarar gören 3. kişinin icra mahkemesinde istihkak davası açarak hacizleri kaldırma imkanı olduğu, borcu itirazi kayıtla rızaen ödediği gerekçesiyle davacının İİK. 72. maddesi uyarınca istirdat davası açması hususunda aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi bu konuda hukuki yararı da bulunmamaktadır.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/17351 Es.- 2018/2172 K., 2016/16389 Es.-2018/2172 K., 2014/13067 Es.- 2014/18371 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.) Davacının İİK. 72. maddesine göre istirdat davası açma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuki isabetsizlik bulunmamakla birlikte; Ancak yerel mahkemece davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup; taraf sıfatı veya husumet, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkı davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır....

    Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1102 Esas sayılı dosyasından reddine karar verildiği, dava dilekçesindeki istihkak iddialarının bu davanın konusu olmadığı, davacı şirket ile borçlu şirket arasında organik bağın mevcut olduğu beyan edilerek, neticeten davanın husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini" talep ettiği görülmektedir.İlk Derece Mahkemesince; ''Davacının takip borçlusu olmaması nedeniyle eldeki davanın İİK md 72.anlamında istirdat davası olarak değerlendirilmeyeceği, davalı alacaklının ise sebepsiz olarak zenginleşmediği, dava dışı takip borçlusunun sebepsiz zenginleştiği, dolayısıyla davanın davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine'' karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İcra dosyalarına yapılan ödemelerin boçlu yararına rızaen yapılmadığını, Mahkemece bu yöndeki değerlendirmenin...

      Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....

        esas sayılı dosyasından 03/01/2020 tarihinde ilan metni hazırlanıp Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde İlan edilmesine rağmen müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılması yasaya açıkça aykırı olduğunu, beyanla müvekkillerinin icra dosyasına konu senetle alakalı borcu olmadığının tespitini, müvekkillerinin ileride telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya kalmaması için İİK 72/3 gereği icra veznesine girecek tutarın alacaklıya ödenmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir. Dava, İİK 72 md ne dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Celp olunan Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .....

          MAHKEMESİ Uyuşmazlık, zamanaşımına uğramış kambiyo senedi (çek) nedeniyle TTK.644.md. uyarınca yetkili hamilin kiralanana karşı İİK.67.md. uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın ... Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın ... Birinci Başkanlığına gönderilmesine, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre; 1-Süresinde istirdat davası açılmadığı, dava açıldığına ilişkin süresinde herhangi bir belge sunulmadığı anlaşıldığından davanın REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 54,40TLnin mahsubu ile bakiye 4,90TLnin davacıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2021 Katip ... E-İMZALI Hakim ... E-İMZALI...

              (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz....

                Konkordato talep eden ... ve ...' nun ise konkordato talep eden her iki şirketin yukarıda açıklandığı üzere ortakları ve yetkilileri oldukları ve şirketlerin borçlarına kefil oldukları 26/02/2021 tarihinde gerçekleştirilen alacaklılar toplantısı ve akabinde takip edilen iltihak sürecinde süresinde ve usulüne uygun ileri sürülen oylar çerçevesinde konkordatoyu kabul eden alacaklıların toplam alacak tutarının İİK md. 302/2-a veya b bendi uyarınca yeterli nisabın sağlanamadığı, bu nedenle İİK md. 305/1-c bendi uyarınca ... ve ...' nun konkordato teklifinin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilemediği ve dolayısı ile konkordatonun tasdiki koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla konkordato taleplerinin reddine ve adı geçenlerin 6102 sayılı TTK md. 12' de tanımlanan tacir sıfatına haiz olmadıkları dolayısıyla iflasa tabi olmadıkları anlaşılmakla İİK md. 308 hükmü uyarınca re'sen iflâsa karar verilmeyerek tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., İİK md.170/a, İİK md.170/b, İİK md.71/1, 3., İİK md.169, İİK md. 169/a, 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı borçlu vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

                    Mahkemece; alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan ilamsız takipte gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi kararı neticesinde icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş olması öncesinde yapılan ödemelerin İİK 361 ve İİK 40/2 maddeleri kapsamında alacaklı tarafından borçluya geri ödenmesi sonucunu doğurmayacaktır. Yargıtay içtihatları uyarınca borçlu ödenen parayı ancak istirdat davası açarak alacaklıdan isteyebilecektir. Bu nedenle şikayet konusu İcra Müdürlüğünün 23/06/2020, 05/11/2020 tarihli kararlarında yapılan ödemelerin iadesi için alacaklıya muhtıra çıkarılmasına dair verilen kararlarda hukuka uyarlık görülmemiş olduğundan devamında bu paraların ödenme şekline ilişkin 30/11/2020 tarihli kararın tartışılmasına ise gerek görülmeyerek şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu