Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. 3.kişi (kendisi ya da yetkilisi-temsilcisi) yerine çalışanı-işçisi vs. tarafından yapılan istihkak iddiası geçerli bir istihkak iddiası değildir. Buna göre, davalı 3.kişi yetkilisi ya da vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası yoksa, bu durumda, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı için alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekir. Somut olayda, dava konusu 11.11.2009 tarihli haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan...'...

    Şti, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, davacının istihkak iddiasında müvekkili açışısından bir sakınca bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, iddianın iflas prosedürü içinde değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle istihkak davasına konu olamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili ile davalı .... Şti vekilince temyiz edilmiştir. Davacı 3.kişinin temyizi yönünden yapılan incelemede; 1-Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96 vd.maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir....

      Mahkemece davacı 3. kişi tarafından beş alacaklı aleyhine açtığı istihkak davalarının kabulüne alacaklılar tarafından açılan istihkak davasının kaldırılmasına ilişkin birleştirilen davaların reddine karar verilmiş; hüküm Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 12.03.2009 tarihli ilamı ile HUMK 43.ve 45. maddeleri anlamında davalılar arasında bağlantı bulunmadığından beş davanın birleştirilmesinin doğru olmadığı HUMK 46. madde gereğince davaların ayrılmasına karar verilmesi gereğine değinmiştir....

        Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. 3.kişi (kendisi ya da yetkilisi-temsilcisi) yerine çalışanı-işçisi vs. tarafından yapılan istihkak iddiası geçerli bir istihkak iddiası değildir. Buna göre, davalı 3.kişi yetkilisi ya da vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası yoksa, bu durumda, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı için alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekir. Somut olayda, dava konusu 11.11.2009 tarihli haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı ve davalı 3.kişi ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyasından 13.6.2011 tarihinde haczedilen mahcuzlarla ilgili davalı 3.kişi ...'ün kardeşi ... tarafından davalı 3.kişi ... lehine istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasının geçersiz olduğunu, davacı 3.kişi ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu belirterek 3.kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasını talep etmiştir....

            Somut olayda 14.10.2015 tarihindeki hacizde istihkak iddiasında bulunun üçüncü kişinin istihkak iddiası hakkında İcra Mahkemesince “... istihkak iddiasının reddine dair kararın üçüncü şahıs.... A.Ş'ye İcra Müdürlüğünce tebliğinden itibaren 7 gün içinde haczin yapıldığı yerdeki ya da esas takibin yapıldığı yerdeki İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde istihkak davası açmakta muhtariyeti kaydıyla takibin devamına İİK'nin 97. maddesi gereğince kesin olmak üzere ...” karar verilmiştir. Bu karar üçüncü kişi şirkete tebliğ edilmemiştir. Üçüncü kişi şirket bakımından dava açma süresi henüz başlamamış iken, haciz esnasında muhafazaya engel olmak için ihtirazi kayıt ile ödenen paranın alacaklıya ödenmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile temyiz itirazlarının kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21....

              Bunun yanında, TOKİ vekili, 17.1.2014 tarihli takip dosyasına sunduğu dilekçe ile; davaya konu mahcuzların 5.8.2013 tarihli hakediş raporunda yer aldığı, 5.8.2013 tarihi itibariyle TOKİ'nin mülkiyetine geçtiği, malların montajının da yapıldığını belirtilerek istihkak iddiasında bulunduğunu belirtmiştir. Bu durumda, davacı üçüncü kişinin kendi adına istihkak iddiası yoktur. Üçüncü kişi mahcuzların TOKİ’ye ait olduğunu beyan etmiş ise de, istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....

                Davacı üçüncü kişi şirket adına istihkak iddiasında bulunulduğu halde, ... adına süre verilmesi de hatalı olmasına rağmen, davacı üçüncü kişi şirket takibin devamı kararının tebliği ile süresinde eldeki davayı açmıştır. Kaldı ki, şirkete dava açmak üzere süre verilmediğinden doğrudan dava açıldığı kabul edilse dahi İcra Müdürlüğü tarafından yasal prosedürün uygulanmasını beklemeden, istihkak davası açılmasını engelleyen yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu durumda, istihkak davasının yasal süresi içerisinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde süre aşımından davanın reddi hatalı olmuştur....

                  İstihkak ve şikayet davaları birleştirildikten sonra mahkemece, borçlunun işçisine yeni bir şirket kurdurup faaliyetine bu kapsamda devam ettiğinden istihkak davasının reddine ve mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğu iddiasında bulunan borçluların bu davayı açmakta hukuki yararları olmadığından şikayet davasının da reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi şirket vekili tarafından istihkak davası yününden bozulması için temyiz edilmiştir.Davacı takip borçluları ... Ltd. Şti. ile ..., borçlusu oldukları icra takibi kapsamında 22.09.2011 tarihinde kendileri ile ilgili olmayan ... Ltd. Şti.'nin adresinde muhafaza işlemi yapılmak istendiğini öne sürerek bu yöndeki memur işleminin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.Davacı üçüncü kişi ... Otel Ekipmanları San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacı şirketin taraf olmadığı icra takibinde ... Cad. ......

                    nin yetkilisinin, bu şirket adına istihkak iddiasında bulunan ... olarak gözüktüğü, ...'nin ortağı ...'ın, ayrıca ...'nin de ortağı olduğu, ...'ın nüfus kaydında, çocuklarının açık ve net gözüktüğü, yetkili tarafından istihkak iddiasının şirket adına yapıldığının kabulü gerektiği; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, her ne kadar ispat yükü davacıda ise de; istihkak iddiasında bulunan şirket ile borçlu şirket arasındaki hukuki ve fiili irtibat dikkate alındığında, istihkak iddia eden 3 kişinin, bu durumun aksini ispat etmesi gerektiği; bu hususun ispat edilemediği; haczin şekli, hacizdeki beyanlar, belgelerdeki kayıtlar dikkate alındığında haczedilen menkulün, borçluya ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği; istihkak iddiasında bulunan şirket ile borçlu şirketin yetkilileri ve ortakları arasında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu