Öte yandan, davacı yokluğunda haczedilen mallar ile ilgili istihkak iddiasını icra müdürlüğüne verdiği 06.02.2010 tarihli dilekçe ile ileri sürmüştür. İcra Müdürlüğünce, İİK’nun 96/2.maddesi uyarınca düzenlenen, 3.kişinin istihkak iddiasına karşı itirazı varsa 3 gün içinde bildirmesi uyarısını içeren örnek 60 nolu (istihkak iddiasının bildirilmesine dair varaka) davalı alacaklı vekiline 16.02.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı 3 günlük yasa süre içinde itirazda bulunmadığından “istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. (İİK.Mad.96/2 ikinci cümle) Bu durumda, icra müdürlüğünce mahcuz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi yerine yasaya aykırı olarak İİK’nun 97/1....
Mahkemece iddia ve mevcut delillere göre; alacaklı vekilinin istihkak iddiasının iptali yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu yöndeki taleplerin ayrı bir dava konusu yapılamayacağı, 3.kişi tarafından açılan istihkak davalarında alacaklının istihkak iddiasının iptali yönündeki talebini ilgili dava içerisinde itiraz mahiyetinde bildirebileceği gerekcesiyle davacı alacaklının yasa gereği ayrıca istihkak iddiasının iptali yönünde dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, Keşan İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/338 esas sayılı dosyasında görülmekte olan haczin kaldırılması yani 3. kişi ...'nin istihkak davasına yönelik olarak mahkememize açmış olduğu iş bu davanın itiraz dilekçesi olarak kabul edilebileceğinden açılan davanın reddine dosya üzerinden yapılan incelemede karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
in huzurunda yapılmıştır. ..., borçlu ve 3.kişi şirketin yetkili temsilcisi ve ortağı olmadığından 3.kişi lehine yaptığı istihkak iddiası yukarıdaki yasal düzenlemeler gereği geçerli bir istihkak iddiası mahiyetinde değildir. Geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı sürece alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı yoktur....
Davalı alacaklı vekili, haczin İİK 99. madde gereğince yapılmış olması nedeniyle mahkemenin 2009/381 esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine istihkak davası açtıklarını kararın aleyhe neticelendiğinden temyiz edildiğini, bu nedenle davacının davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını belirterek davanın reddini, aksi halde anılan dosyanın kesinleşmesinin beklenmesini talep etmiştir. Borçluya tebligat yapılamamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; alacaklının İİK 99. madde gereğince açtığı istihkak davasının halen derdest olduğu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin istihkak iddiasına ilişkindir....
Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi için 3.kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerekir. Borçlunun İİK’nun 96/1 maddesi uyarınca davayı açan 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın istihkak iddiasına karşı çıkmaması yada İİK’nun96/2 maddesi gereği yokluğunda yapılan 3.kişinin istihkak iddiası üzerine, kendisine verilen 3 günlük süre içinde (İİK’nun 103) itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek yoktur. Çünkü bu durumlarda borçlu istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır.(İİK m.96/2) Somut olayda, borçlu şirket yetkilisi 19.10.2009 tarihli haciz sırasında hazır bulunmadığı gibi dava konusu malların haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103.maddesine göre borçluya tebliğ işlemi de yapılmadığından borçlunun istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığı anlaşılmamıştır....
Davalı alacaklı vekili, İcra Müdürlüğü işleminin Usul ve Yasaya uygun olduğunu, davacı Bankanın borçlunun hesapları üzerinde rehin hakkı bulunsa da şirketin tüm hesaplarını kapsamadığını, ayrıca istihkak davası süresinde açılmadığından reddini savunmuştur. Mahkemece, borçlu şirket hakkında kesinleşen takip nedeni ile Bankaya 1. haciz ihbarnamesi gönderildiği, bankanın rehin hakkı nedeni ile 1. haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, bunun istihkak istemi olduğu kabul edilerek istihkak itirazı hakkında karar verilmesi için varakanın mahkemeye gönderildiği, ......
Ancak İcra Mahkemesince talep şikayet başvurusu olarak nitelendirilerek ve bu nitelendirmeye uygun gerekçe oluşturularak, sadece şikayet istemi hakkında karar verilmiş olup, davacı üçüncü kişinin istihkak istemi hakkında herhangi bir karar verilmediğinden, tarafların bu husustaki delilleri de toplanarak sonucuna göre davacının istihkak istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, istihkak talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
İİK.nun 96 vd. maddesine göre istihkak iddiası borçlu tarafından 3.kişi lehine veya 3.kişi tarafından bizzat kendi lehine yada İİK.nun 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran kişiler, diğer bir 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilirler. Bu kişiler tarafından yasal sürede yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. İİK.nun 97/1 maddesinde öngörülen prosedürünün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3.kişiye tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar davacı 3.kişi tarafından istihkak davası açılabilir. Somut olayda, 13.4.2009 tarihli ilk haciz sırasında hazır bulunan 3.kişi yetkilisi (aynı zamanda takip borçlusu olan)... tarafından davacı 3.kişi şirket lehine istihkak iddiasında bulunulmuş, bu iddia ile dava açma süresi kesilmiştir....
Şu halde üçüncü kişi T3 adına istihkak iddiasında bulunması geçerli değildir. Zira hacizde yer almayan 3.kişinin mahcuzlara ilişkin istihkak talebi olmadığı gibi daha sonraki süreçte süresi içerisinde icra dosyası kapsamında istihkak iddiasında bulunmamıştır. Bu nedenle ortada geçerli bir istihkak iddiası yoktur. İlk derece mahkemesince gerekçeli kararda " haciz sırasında hazır bulunan Musa Demirkıran ve Mehmet Özateş istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden değil" denilmekle bu husus tespit edilmekle birlikte, davalı 3.kişinin cevap dilekçesindeki beyanları istihkak iradesi olarak değerlendirilmesi isabetli değildir. Zira her dava açıldığı tarihteki koşullar içerisinde değerlendirilmesi gerektiği gibi istihkak iddiasının da süresi içerisinde icra dairesine bildirilmesi ve oluşacak duruma göre İİK. İstihkak prosedürünün işletilmesi gerekmektedir....
varılması, istihkak iddiasının ispat edilemediği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, nitekim şirketler arasındaki organik bağ açıkça ortaya koyulduğuna göre salt istihkak iddiasına konu malların 3. kişi şirkete ait olduğu kanaatine dayanılarak istihkak iddiasının reddine karar verilmesinin mümkün olmadığını, keza borçlu şirketin, esasen istihkak iddiasında bulunan şirketin borçlardan kurtulmak amacıyla kullandığı paravan şirket olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istihkak iddiasının kabulü ile hacizli mallar üzerindeki hacizlerin devamına karar verilmesini talep etmiştir....