Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/2137 E sayılı dosyasıyla borçlu T5 hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun iş yerine haciz için gidildiğini, haciz mahallinde diğer davalı T3 tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, muhtelif giyim eşyaları, ses sistemi ve bilgisayarın haczedilerek istihkak iddiacısı T3'e yediemin olarak bırakıldığını, borçlu ile istihkak iddiacısının borcun doğumundan sonra 2019 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanmanın muvazaalı olduğunu, istihkak iddiacısı tarafından sunulan 04/02/2020 tarihli ihtarname içeriğine göre, haciz adresine ait kira sözleşmesinin borçlu adına olduğunu ve anlaşmalı boşanma tarihinden sonra da haciz adresinin borçlu tarafından işletildiğini, vergi levhasının istihkak iddiacısı adına olmasının hacizli malların istihkak iddiacısına ait olduğunu göstermeyeceğini belirterek hacizli malların borçluya aidiyetine, %20 den az olmamak üzere tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karra verilmesini talep etmiştir...

Öte yandan istihkak iddiası, haciz esnasında istihkak iddia eden şirketin yetkili temsilcisi tarafından dile getirilmese de icra dosyasında bulunan ve istihkak iddia eden 3. kişi şirket vekili tarafından 7 günlük süresi içerisinde sunulan 29/11/2019 tarihli yazılı talebinde istihkak iddiasının alacaklı tarafa tebliğine yönelik talepte bulunmak suretiyle istihkak iradesini ortaya koymuş olduğu hususu da nazara alınarak istihkak iddiasında bulanan 3. kişinin iddialarının değerlendirilmesi gerekir....

Haczedilen alacağın 3. kişiye ait olduğu hususu ise İİK.nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası niteliğinde olup ancak 3. kişi tarafından ileri sürülebilir. Borçlunun ise istihkak iddiasında bulunması mümkün değildir. Hacze konu menkullerin 3. kişiye ait olduğu iddia ediliyorsa 3. kişinin istihkak iddiasında bulunabileceği tabiidir. Somut olayda, davaya konu haciz sırasında davalı üçüncü kişi T3 A.Ş, dava dışı Yıldızlı Güven Sağlık Hizmetleri A.Ş yararına istihkak iddiasında bulunmuştur. Borçlular adına ileri sürdüğü bir istihkak iddiası mevcut değildir. Bu nedenle davalı borçlu T6 AŞ. yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile davanın reddi gerekirken hukuki yarar yokluğundan reddi isabetsizdir. Diğer taraftan İİK'nin 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. haklardan birisine dayanılarak ileri sürülmesi gerekir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, söz konusu istihkak iddiasının yok hükmünde olup hukuken geçersiz olduğunu, istihkak iddiası davalı üçüncü şahıs şirketin temsil ve ilzama yetkili sorumlu kişisi tarafından yapılmadığını, iş bu davaya konu istihkak iddiası davalı şirketin aynı iş yeri çalışanı(iş yeri müdürü) olduğunu iddia eden Serkan Arslan tarafından ileri sürüldüğünü, istihkak iddiasında bulunan iş yeri müdürü olduğunu beyan eden Serkan Arslan'ın da, istihkak iddiasında bulunmaya hukuken hak ve yetkisi olmadığını, bu nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, haksız ve yersiz istihkak iddiasında bulunan davalı 3. şahıs şirketin söz konusu istihkak iddiası hukuken yok hükmünde olduğundan reddine, vekalet ücretiyle yargılama giderlerinin davalı 3. şahıs şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İİK.nun 96/3.maddesinde ise “Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.” hükmüne yer verilmiş, aynı yasanın 97/9.maddesinde de, “Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder.” hükmüne yer verilmiştir....

    Somut olayda, hacizde hazır bulunan ... isimli kişi mahcuzların kendilerine ait olduğunu borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur, ancak bir adi ortaklık adına mı kendisi adına mı istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılamamaktadır. Temyiz aşamasında yaptırılan araştırma ile de üçüncü kişi ve anılan şahıs arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenememiştir. Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle hacizde üçüncü kişi adına geçerli bir istihkak iddiasında bulunulup bulunmadığını araştırmak olmalıdır. Bu bağlamda ...’in üçüncü kişi şirket ve borçlu ile bağı ilgililerinden sorularak ve Vergi Dairesi, Ticaret Sicil Memurluğu gibi kurumlarla gerekli yazışmalar yapılarak araştırılmalıdır....

      Dava, alacaklının İİK'nun 99.vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin ileri sürdüğü iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda; dava konusu 19.10.2012 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan çalışanı, ...’ün üçüncü kişinin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir....

        Öte yandan İİK’nun 99.maddesine göre açılan istihkak davalarında kural olarak davalı istihkak iddiasında bulunan 3.kişidir.Alacaklı tarafından açılacak istihkak davasında istihkak iddia eden 3.kişinin davalı gösterilmesi dava koşulu olup İcra hakimliğince kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.Oysa davalı ... Callut Doğru hacizli mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı olduğunu ileri süren 3.kişi olmayıp iştirak haczinin uygulandığı Adana 12.İcra müdürlüğünün 2006/3257 sayılı takip dosyasının alacaklısıdır.Davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Anılan sebeplerle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi yerine kabulu usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya (3.Kişi) iadesine, 08.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı alacaklı vekili, 6.1.2010 tarihli hacizden sonra süresi içinde istihkak iddiasına itiraz etmeleri üzerine dosyanın icra mahkemesine gönderildiğini ve mahkemenin takibin devamıyla birlikte 3.kişiye dava açması için 7 gün süre verdiğini, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın 7 günlük yasal sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu taşınır mallar 6.1.2010 tarihinde haczedilmiştir. Haciz sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi istihkak iddiasında bulunmuş, davalı alacaklı da istihkak ../... - 2 - 2012/10335 2012/10571 iddiasına itiraz etmiştir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünce İİK'nun 97/1.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir....

            Ne var ki icra dosyasında yapılan 14.03.2011 günlü istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü aynı günlü kararla İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün işletilmesini kararlaştırarak 60 örnek numaralı istihkak bildirim varakasını tebliğe çıkartmış, alacaklı vekili tebliğden itibaren 3 gün içinde itiraz etmeyerek istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılan 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, resen gözetilmelidir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu