Şti.' ne kiralandığını, kiracı şirketin borçlarını ödememesi sebebiyle aleyhine yapılan icra takipleri sonucu kendi mallarının haczedildiğini, ayrıca muhafaza işleminin kötü niyetli olduğunu iddia ederek, istihkak iddialarının kabulü ile, menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı tarafından sunulan delillerin, istihkak iddiasını ispata elverişli olmadığını, adi yazılı belgelerin bu dava bakımından herhangi bir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, haciz sırasında borçlunun bizzat hazır bulunduğunu haczin kesinleştiğini, farklı dosyalardan yapılan hacizlerde, borçlunun malların kendisine ait olduğunu söylediğini, ödeme emrinin, haciz yapılan otelde , otel müdürü imzasına tebliğ edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; Hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, istihkak davası nedeniyle takibin ertelenmesine karar verilmediğinden 2004 sayılı İİK'nın 97/13. maddesi gereğince davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, istihkak iddiasının tebliği üzerine davanın süresi içerisinde açıldığını, mahkemece verilen kararın isabetsiz olduğunu, istihkak iddiasında bulunan çalışanın haciz memurlarına hacze konu malları devreden ve devralan şirketler hakkında ayrıntılı bilgi verdiğini, ASR Ltd....
Mahkemece toplanan delillere göre: “davacının dayandığı kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.01.2009 olduğu, sunulan faturaların ise 02.01.2009 ve 05.01.2009 olduğu,mahcuzların kira sözleşmesinden sonra alınıp kiraya verilmesinin genel yaşam deneyi kurallarına uygun olmadığı, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli başkaca delil sunamadığı “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takip borçlusu ... olduğu halde karar başlığında davalı (borçlu) olarak Bahar Süt Ürünleri Ltd.Şti.’nin yazılması yerinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....
Uyuşmazlık, icra ve iflas Yasasının 99. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 11.5.2009 tarihinde üçüncü kişinin işyerinde borçluya ödeme emri tebliğ edilmeyen adreste yapılmış ise de, davalı üçüncü kişi ile borçlu kardeş olup aralarında organik bağ vardır. Üçüncü kişinin haciz yapılan işyerinde, takip ve ödeme emri tebliğ tarihinden sonra, 18.2.2009 tarihinde ticari faaliyetine başladığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki takip, alacaklının sattığı makina bedelinin ödenmemesinden kaynaklanmakta olup, 11.5.2009 tarihinde haczedilen makinanın takip konusu makina olduğu haciz tutanağıyla sabittir. HUMK.nun 299. maddesi uyarınca alacaklının hakkını etkilemeyen adi nitelikteki kira sözleşmesi ve faturanın mülkiyeti ispata yeterli belgelerden olmadığı da açıktır. Hal böyle olunca davanın kabulü gerekirken yanlış değerlendirme sonucu reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz borçlunun önceki faaliyet adresinde yapılmış, bu sırada borçlunun ticari faaliyet alanı ile ilgili çok sayıda belge bulunmuştur. Somut olayda İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan üçüncü kişi karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir, ancak mahcuzlarla ilgili fatura dahi sunamamıştır. Diğer yandan tanık anlatımları ile her zaman temini mümkün nitelikte bulunan adi nitelikteki kira sözleşmesi ve vergi levhası istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli kabul edilemez. Davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne yönelik hüküm kurulması hatalı olmuştur....
Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava konusu haciz mahallinde borçluya ve borçlunun hakim ortağı olduğu ...’ne ait birçok evrak bulunmuştur. Öte yandan, davacı 3.kişi şirketin hakim ortağı ile borçlu kardeş olup faaliyet alanları da aynıdır. Bunun yanında, davacı 3.kişi, kefil sıfatı ile dayanak takip dosyasında yer alan borçlulardan biridir. Buna göre, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturalar, yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi, adi yazılı kira sözleşmesi ve vergi levhası da istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler ve bu belgeler mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir....
Davalı alacaklı vekili, haczin borçlu şirket işyerinde yapıldığından mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu, borçlu şirketin sadece boyama işi değil sac imalatıda yaptığını, borçlu hakkındaki iflasın erteleme talepli davalarında dava konusu hacizdeki malların kendilerine ait olduğunu belirttiklerini, davacının sunduğu belgelerin adi nitelikte olduğunu ve her zaman düzenlenmesinin mümkün bulunduğunu, davacı ile birlikte birkaç şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile istihkak iddiasında bulunduklarını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu şirket vekili, davalı borçlu firmanın dış cephe kaplama üretimi ve boyama işlemi yapan firma olduğunu, dava konusu hacizler sırasında borçluya ait olan mallarla birlikte müşteriler tarafından işlenmek/boyanmak üzere bırakılan mallarında haczedildiğini, davacının istihkak iddasında bulunduğu malların kendilerine fason boyanmak üzere gönderildiğini belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3. Kişi, Adana 14.İcra Müdürlüğü’nün 2009/4470 Takip, ... İcra Müdürlüğünün 2010/470 talimat sayılı dosyasından 3.12.2010 tarihinde haczedilen hayvanların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun tebligat adresinde ve huzurunda yapıldığını, istihkak iddiasının muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini savunmuştur. Davalı borçlu dava konusu hayvanları davacıya sattığını belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3. Kişi, Adana 14.İcra Müdürlüğü’nün 2009/4470 Takip, ... İcra Müdürlüğünün 2010/470 talimat sayılı dosyasından 3.12.2010 tarihinde haczedilen hayvanların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun tebligat adresinde ve huzurunda yapıldığını, istihkak iddiasının muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini savunmuştur. Davalı borçlu dava konusu hayvanları davacıya sattığını belirtmiştir....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz, takip borçlusuna ödeme emrinin tebliğ edildiği takip adresinde yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır. İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişi, faturanın yanı sıra, vergi levhası, kira sözleşmesi gibi delillere de dayanmaktadır. Sunulan vergi levhası, borç ve takip tarihlerinden, ayrıca aynı yerde yapılan ilk hacizden sonra alınmış olup, beyana dayalı olarak düzenlenmiştir. Kira sözleşmesi ise haciz adresinden farklı bir yere ilişkindir. Diğer yandan adi niteliktedir ve her zaman düzenlenmesi mümkündür. Borç, takip ve ilk haciz tarihlerinden sonra düzenlenen faturalar da istihkak iddiasının kanıtlanması açısından yeterli kabul edilmemelidir....