Yaylasında bulunan 6197 parsel sayılı taşınmaz için 22 yatak kapasiteli bir yıldız otel-lokanta yapılmak üzere davalı şirket lehine 21.06.1996 tarihinde başlamak üzere 49 yıllığına irtifak hakkı tesis edildiğini, irtifak hakkının tapuda yanlışlıkla intifa hakkı olarak yazılı olduğunu, davalının 22.09.2004 tarihinde çekilen ihtara rağmen irtifak hakkı bedellerini ödemediği gibi tapudaki intifa kaydının irtifak hakkı olarak düzeltilmesi isteklerini de yerine getirmediğini ileri sürerek, tapudaki irtifak hakkı şerhinin terkini ile birikmiş irtifak hakkı bedellerinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yararlarına irtifak hakkı tesis edilen ve özel 7 numaralı imar parseli olan taşınmaz üzerinde sözleşme gereği inşaat yapmak için başvuruda bulunduklarını, ancak ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.02.2009 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 3 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile oluşan 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 3 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları üzerindeki irtifak haklarının "11 parselde 19 kapı nolu gayrimenkulün 4.45 m2 yukarısında bu gayrimenkul için irtifak hakkı vardır" ve "zeminden itibaren 4.45 metre yukarısında 3 parsel 6 kapı nolu gayrimenkulün kadimi inşaat hakkı" şeklinde aktarıldığını, her iki taşınmazın birleştirilmesi ve aynı kişilerin maliki olması nedeniyle irtifak hakkının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki irtifak hakkının terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.06.2012 gün ve 2012/3950 - 8314 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Aynı konuda ve aynı taraflar arasında irtifak hakkının terkinine ilişkin olarak açıldığı ileri sürülen Şişli 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.07.2010 tarihli ve 2010/281 Esas, 2010/430 Karar sayılı dava dosyasının aslı ya da onaylı örneğinin incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 01.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamından, davacı davasında, şirkete ait ... ili, ... ilçesi, 172 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ... lehine tescilli 65 m²'lik irtifak hakının bedelsiz olarak terkini ile şirketin başvurusuna rağmen, konusuz kalan irtifak kaldırılmaması sebebiyle uğramış olduğu 1.000,00.-TL tazminatın davalılardan tahsili ile ayrıca taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının bedelsiz olarak terkinine karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, taraflar arasındaki somut uyuşmazlığın, taşınmaz üzerine 26/05/1967 tarihinde ... lehine tesis edilen daimi irtifak hakkının terkinine ilişkin olup, bu hali ile davanın ticari işlerden kaynaklanmadığı, Kamulaştırma Kanununun 22. maddesinden kaynaklanan irtifak hakkının kaldırılması davası niteliğinde olduğu anlaşılmakla, Kamulaştırma Kanununun 37. maddesi gereğince; uyuşmazlığın, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir....
karşılığı kısmen veya tamamen terkinin istenebileceğini, terkin için talep edilen bedelin çok fahiş bir bedel olduğu, terkin için bir bedel tespit edilecek ise bedelin nasıl tayin ve tespit olunacağı hususunun Kamulaştırma kanununun 22.maddesinde gösterildiği, bu nedenlerle taşınmaz tapu kaydı üzerindeki irtifak hakkının terkini için ödenmesi gereken bedelin tespiti ile tespit edilen bedelin ödenmesi karşılığında dava konusu parsel üzerindeki irtifak hakkının terkinine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur....
Tarafların irtifak hakkının terkini konusunda anlaşmaya varmadıkları da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/471 E. - 2020/210 K. sayılı hükmünün HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 20/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacının irtifak hakkının terkini için davalıya ödediği bedeli isteyip isteyemeyeceği, isteyebilmesi halinde ödenecek miktar ve ödenen miktara göre iade edilecek miktar hususları taraflar arasında ihtilaf konusudur. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: 1- Davacı, dava konusu taşınmaza ilişkin irtifak hakkının terkini bedelini "dava açacağına" ilişkin ihtirazi kayıtla ödemiş olmakla, terkin için ödenen bedele ilişkin dava açma hakkının bulunduğu açıktır. 2- İlk Derece Mahkemesince mahallinde keşif yapılarak, üç ayrı heyetten bilirkişi raporları alınmış ve bu raporlar esas alınarak yukarıda belirtilen şekilde karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir değil dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hattının deplase edilmesi nedeniyle söz konusu irtifak hakkının bedeli karşılığı terkini, yani Borçlar Hukuku anlamında bir icap ve kabul ilişkisi temeline dayanmaktadır....
Anılan maddenin 1. fıkrası hükmüne göre “ lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiçbir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir. 2. fıkrası hükmüne göre ise “ yüküne oranla çok az bir yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya tamamen terkini istenebilir.” Görülüyor ki, irtifak hakkının kuruluşunda öngörülen menfaatin, zamanla ortadan kalkmış olması halinde veya yüküne oranla çok az bir yarar sağlaması halinde, kendisine külfet yüklenen taşınmaz maliki, irtifak hakkının terkinini isteyebilecektir. Bir başka deyişle irtifak hakkı, zamanın akışı içinde hak sahibi için kesin ve sürekli bir biçimde faydasını yitirmiş ya da yüküne oranla çok az bir yarar sağlar hale gelmişse ve böylece hakkın kuruluş amacı ortadan kalmış ise terkini istenebilir....
intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....
Dava, üst hakkının terkini ve üst hakkı bedelinin tahsili ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın teslimi istemine ilişkindir. Mahkemece üst hakkının terkinine, bedel ödenmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak muhdesatların teslimi istemi hakkında bir karar verilmemiştir. Davacının bu yöndeki temyiz isteminin kabulü ile bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. Diğer taraftan, davacı vekili temyiz dilekçesinde üst hakkının ... Büyükşehir Belediyesine devredildiğini bildirmiş olmakla, bu konuda da araştırma yapılarak, davalı tarafın pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....