Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davalılar vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, davaya konu ipoteğin 4 aylık süre ile kurulduğunu ve süreli ipotek olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ipotek alacaklısının bütün mirasçılarının birlikte hareket etmesi gerekip davacıların dava ehliyetinin bulunmadığını, ipotek alacaklısının gerektiğinde ipoteğin paraya çevrilmesini isteyerek alacağını taşınmazın satış bedelinden tahsil etme hakkı bulunmakla rayiç bedel talebinde bulunamayacağını, ipotek sözleşmesine göre ipoteğin faizsiz kurulduğunun anlaşıldığını, ödenecek meblağın ipotek sözleşmesindeki 4.000 lira ile sınırlı olup davaya konu ipoteğin 03/04/1970 tarihinde kurulduğunu ve ipotek bedelinin davacıların mirasbırakanına ödendiğini, ancak davacıların mirasbırakanının ipotek bedelini aldıktan sonra ...’dan ayrılması nedeniyle ipoteğin kaldırılamadığını, ... 3....
CEVAP :Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı Nejla Demirci'nin ipotek borçlusu olduğunu, takipte de Ayhan Baybaş'ın ipotek borçlusu olduğu 1. taşınmaz ile davacı Nejla Demirci'nin ipotek borçlusu olduğu 2. taşınmaz olan İzmir ili, Seferihisar ilçesi, Çolakibrahim mahallesinde kain ve tapuya 153 ada, 28 parselde kayıtlı, 1. Kat , B Blok 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde 480.000,00 TL bedelli 1. derece ipotek olmak üzere 1.280.000,00- TL. toplam ipotek limiti üzerinden ipotek borçluları Ayhan Baybaş ve Nejla Demirci ile asıl kredi borçlusu olan Veyka Turizm Tekst.inş.oto. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde, üst limit ipoteği sebebiyle sadece ipotek limiti kadar takip başlatıldığını, davacı Nejla Demirci'nin ipotek belgesinde de sadece ipotek limiti olan 480.000,00 TL ile sorumlu olduğunun çok açık görüldüğünü, davacıya ait takip talebinde de İzmir ili, Seferihisar ilçesi, Çolakibrahim mahallesinde kain ve tapuya 153 ada, 28 parselde kayıtlı, 1....
Nitekim, 31.05.2006 tarihli satışa ilişkin resmi senette yeni malik olan davacının taşınmazın ipotek yüküyle satın aldığı görülmektedir. Kuşkusuz, Türk Medeni Kanununun 883.maddesi uyarınca alacağın sona ermesi halinde, ipotekli taşınmaz malikinin alacaklıdan ipoteği terkin ettirme yetkisi bulunmaktadır. Somut olayda, ipotek alacaklıları olan davalıların önceki malik aleyhine ipotek bedelinin arttırılması istemiyle İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/104 esasında kayıtlı davayı açtığı, mahkemece taleple bağlı kalınmak koşuluyla ipotek bedelinin 15.000,00 TL’ye arttırıldığı, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeyle ve tarafların iradesiyle kurulan ipotek akit tablosuyla belirlenen değerlere kural olarak hakimin müdahale imkanı yoksa da imar uygulaması sonucu yapılan işlemle belirlenen bedel tarafların iradesiyle ortaya çıkmadığından, bu bedele hakim tarafından müdahale imkanı bulunmaktadır....
Öte yandan, icra müdürlüğünce, ipoteğin devam edip etmediği ve devam ediyorsa miktarı alacaklılardan sorulup tespit edilmeksizin taşınmazın satışının gerçekleştirildiği anlaşılmakta olup; ipotek alacaklılarının ipotek bedeli altında satışa muvafakat ettiğine dair bir belgeye de dosya içinde rastlanılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, satış tarihinden evvel ipotek alacağının sona erip ermediğinin ipotek alacaklılarından sorularak tespit edilmesi, ipotek alacağı devam ediyor ise miktarının belirlenmesi, ayrıca ipotek alacaklılarının satıştan evvel ipotek bedeli altında satışa muvafakat edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/314 Esas KARAR NO : 2022/819 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 27/04/2022 KARAR TARİHİ : 16/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu olan --- müvekkiline ait olan, --- taşınmaz olduğunu, bu taşınmazın maliki müvekkilinin olduğunu, Dava konusu ---- lehine konkordato tasdiki davasının teminatını teşkil etmek üzere ---- ---- taşınmaz üzerine ---- tarihinde ---- yevmiye numarası------- miktarında ipotek tesis edildiğini, davacının bu taşınmazı davalı ----- satın aldığını, müvekkilinin İpotek alacaklısı ya da borçlusu olmadığını, müvekkil taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu bilmeden taşınmazı satın aldığını belirterek ipoteğin fekkini talep etmiştir....
A.Ş. arasında düzenlendiği ve şikayetçi ipotekli taşınmaz maliki Pınar Çeltikçi’nin sözleşmede müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu görülmüştür Yine takip dayanağı 08.04.2009 tarih ve 2290 yevmiye nolu ipotek belgesinin incelenmesinde ise, ipotek verenin (...), adına kayıtlı taşınmazını, alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş. merkez ve şubelerinden kullandığı ve kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 280.000,00 TL bedelle, ....1.derece süresiz ve ekli resmi senetlerde yazılı (11) maddeden ibaret şartlar dahilinde borçlu sıfatıyla ipotek ettiği anlaşılmıştır. İpotek senedinin "Koşullar" başlığını taşıyan 1.maddesinde; "Türkiye İş Bankası... tarafından borçlu ...’ye açılmış ve açılacak her türlü krediden ........... bu sayılanların dışında kalan her türlü sözleşmelerden, kefaletlerinden/kefaletlerinden ..... doğmuş doğacak diğer bütün borçlardan.." şeklinde ipotek kapsamının açıkça belirtildiği görülmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dayandırığı ipotek sözleşmesinin İstanbul Anadolu 15.Aile Mahkemesinin 2013/221 Esas ve 2014/90 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini, ipotek resmi senedinde müvekkilinin kefaletine ilişkin irade beyanının bulunmadığını, davacının ipotek tesisine ilişkin olarak matbu sözleşme metni kullandığını, müvekkilinin kredi borçlusu olmadığını, müvekkilinin ipotek tesisi dışında kefil olma irade ve beyanının bulunmadığını, kefil olmak iradesi bulunması halinde genel kredi sözleşmesinin imzalanarak kefil olunacağını, ipotek akdinde kefalete ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte bir an için kefaletin bulunduğu kabul edildiğinde müvekkilinin iradesinin esaslı şekilde yanıltılması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu, mahkeme kararı ile iptal edilen ipotek sözleşmesinin kefalet olduğu ileri sürülen kısmının da geçersiz hale geldiğini, ipotek tesisi sırasında bankaca müvekkilinin eşinin imzasının sahte olarak kullanıldığının...
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay ele alındığında, dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Ancak, ipotek alacaklısı banka taşınmazın bu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin(kadın) muvafakatini almıştır. Her ne kadar muvafakatnamedeki imza davacı kadına ait olmasa da ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olan bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediği söylenemez. Dolayısıyla, muvafakat belgesindeki imzanın rızası gereken davacı eşe ait olup olmadığını araştırmadan aile konutu üzerine ipotek tesis ettiren ipotek alacaklısı bankanın TMK m. 1023 de düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanması mümkün değildir. Nitekim aynı ilke HGK’nun 19.06.2015 gün ve 2015/2-528 E., 2015/1713 K.; 09.12.2015 gün ve 2014/2-593 E., 2015/2840 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir....
Şti. arasında kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, davalının bu sözleşmelerin teminatı olmak üzere iki ayrı taşınmazında davacı lehine ipotek tesis ettiğini, ipotek resmi senetlerinde ayrıca davalının ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere borcun tamamı için kefil sıfatıyla sorumlu olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, 500.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında, davaya konu müddeabih Girişim Varlık Yönetimi A.Ş. tarafından temlik alınmıştır. Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğunu, ipoteğin üst sınır ipoteği olarak tesis edilmesi nedeniyle herhangi bir kefaletin söz konusu olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
yevmiye numarası ile davalı lehine ipotek tesis edildiğini, davacı müvekkilinin söz konusu gayrimenkulü satın aldığı tarih itibariyle iş bu ipotek tesisinden haberdar olmadan yada eksik bilgilendirmeyle gayrimenkulü satın aldığını, söz konusu durumun 2021 Eylül ayında gayrimenkulü satmak istediğinde ortaya çıktığını, ipotek tesis eden bankanın müflis olarak yer aldığını, ipoteğin incelenmesinde satış tarihinden sonraki borçları kapsamadığını, daldı ki, ipotek verenin işbu dava konusuna ait tüm borçları ödediğinin belirtildiğini, ipotek koyduran tarafından iş bu ipoteğe ait tüm borçlar ödenmiş olup, müvekkilinin taşınmazı satın aldığı tarih itibariyle herhangi bir borçlanmanın söz konusu olmadığını, ipotek verenin, ipotek konusu dışındaki borçlarının gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına hukuken engel olmadığını, ipotek alacaklısının bu bağlamdaki borçlarından ipotek dışı, şahsen sorumlu olduğunun müvekkili açısından ipotek konusu borcun ödenmesiyle birlikte başkaca bir sorumluluk...