WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tesbit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada (birleşen davada) davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açmış mahkeme, 28/11/2018 tarihli ara kararı ile tespit ve hacizlerin kaldırılması talebi ve davalı Vakıfbank dışındaki davalılar yönünden dosyayı tefrik etmiş, 2018/1115 esasına kaydını yapmıştır. Aynı mahkeme 29/11/2018 tarih ve 2018/1155- 706 esas ve karar sayılı kararı ile, davayı davacılar adına yolsuz tescil edilmediğinin tespiti ve hacizlerin kaldırılması olarak nitelendirerek görevsizlik kararı vermiştir. İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararı istinaf edilmiş, Konya BAM 5. Hukuk Dairesi kararı incelemiş 11/03/2019 tarih 2019/159- 159 Esas ve karar sayılı kararı ile istinaf taleplerinin esastan reddine hükmetmiştir. Dosya, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiş ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, bu karar da taraflarca istinaf edilmiş ve Konya BAM 5. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiştir. İlgili Daire istinaf incelemesini Dairemiz görevine girdiğinden bahisle dosyayı göndermiştir....

    AŞ.bünyesine alındığını, ... ihracat taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle müeyyide uygulandığını, davacı şirket adına 99.411.527.617 TL’yi maliyeye ödediğini, bu meblağın ödenmesini istediğini, oysa ihracatın gerçekleştirildiğini ve kredilerin ödendiğini, ... ile yapılan protokol gereği fon bünyesine alınan bankalardan müvekkili şirketin kullandığı kredilerden ötürü borcunun kalmadığını belirterek davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine, ipotek ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....

      Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; ilk derece mahkemesi tarafından davanın tapu iptal ve tescil yönünden kabulüne, ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların tapuda güven ilkesi gereğince iyi niyetli olarak hareket ettiklerinden bahisle reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller ve yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. İyi niyet ilkesi TMK'nun 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür. Dolayısıyla ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların iyi niyetle hareket edip etmedikleri ve gerekli tüm özeni gösterip göstermediklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerekmektedir....

      Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; ilk derece mahkemesi tarafından davanın tapu iptal ve tescil yönünden kabulüne, ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların tapuda güven ilkesi gereğince iyi niyetli olarak hareket ettiklerinden bahisle reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller ve yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. İyi niyet ilkesi TMK'nun 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür. Dolayısıyla ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların iyi niyetle hareket edip etmedikleri ve gerekli tüm özeni gösterip göstermediklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerekmektedir....

      Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; ilk derece mahkemesi tarafından davanın tapu iptal ve tescil yönünden kabulüne, ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların tapuda güven ilkesi gereğince iyi niyetli olarak hareket ettiklerinden bahisle reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller ve yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. İyi niyet ilkesi TMK'nun 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür. Dolayısıyla ipotek ve hacizlerin fekki yönünden davalı bankaların iyi niyetle hareket edip etmedikleri ve gerekli tüm özeni gösterip göstermediklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerekmektedir....

      İDM'ce 25/12/2021 tarihli celsede davalılarca yapılan takiplerde satışın durdurulması yönünde teminatsız tedbir konulduğu, Akbank vekilinin tedbire itiraz ettiği, itiraz üzerine 08/06/2021 tarihli duruşma açıldığı ve 2 nolu ara karar ile tedbire itirazın reddedildiği, 09/07/2021 tarihinde redde ilişkin gerekçeli ara kararın yazıldığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 09/07/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "... İpotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olduğu, davacının işbu davadaki isteminin menfi tespit ve taşınmazın aynına yönelik tüm takyidatların (ipoteklerin ve hacizlerin) kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkememizce verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı kanaatine varılmıştır....

      DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senetler, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali, haciz ve takyidattan ari tescil, ipotek ve hacizlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipotek, haciz ve takyidatların terkini, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Davalı T18 A.Ş....

      UYAP Entegrasyonu