İpoteğin kaldırılması istemi içeren davaların ipotek alacaklısına husumet yöneltilerek açılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının maliki olduğu 1061 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydın, 04.03.2005 tarihinde dava dışı ... Belediyesi yararına 2162,50 TL bedelli ipotek şerhi konulduğu anlaşılmaktadır. İpoteğin kaldırılması istemli davaların ipotek alacaklısına karşı açılması gerektiği halde ... Belediye Başkanlığına karşı açılması doğru olmayıp davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
adına kayıtlı taşınmaz ve banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
HD'nin kararı ile HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılıp eksikliklerin tamamlanmasının ardından yeniden karar verilmesi isteğinin usulü bir karar olup kesin olduğu ancak takip konusu ilamı tüm unsurlarıyla ortadan kaldıran ve İİK'nun 40. Maddesi kapsamında eski hale iade edilecek bir karar olmadığı, dava dilekçesi içeriğinde durdurma talebinin icraya iletildiği belirtilmiş ise de dava ve şikayetin hacizlerin kaldırılması yönüyle olup, hacizlerin ve yakalama şerhlerinin kaldırılması kararının hatalı olduğu, borçlu tarafından takibin durdurulmasına yönelik icra dairesine başvuru ve bu yönde bir şikayet olmadığı, yargılamanın dava dilekçesinin neticei talep kısmında belirtilen hacizlerin kaldırılmasına dair olduğu nedenle ve bu aşamada İİK'nun 40. Maddesinin eski hale iade koşulları da oluşmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı ve bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde olmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tesbit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkememizce mali müşavir eliyle davalı ...... ticari kayıt ve belgeleri üzerinde incelemeler yaptırılmış ve hazırlanan rapor uyarınca; dava konusu taşınmazla ilgili olarak adi yazılı sözleşme tarihi olan 16.03.2013' den itibaren gerçekleşen bütün işlemlerin muhasebe kayıtlarına usulünce yansıtıldığı, taşınmazın satış ve teslimine ilişkin faturaların kesildiği ve Maliye Bakanlığına beyan ve bildirimlerin yapıldığı, 16/08/2017 tarihi itibariyle taraflar arasındaki hesap işlemlerinin kapandığı, dava konusu taşınmaz üzerine davalı ....... bank lehine 25.10.2016 tarihinde, davalı ...... lehine ise 29.03.2017 tarihinde ipotek tesis edildiği, ilk ipotek işleminin yapıldığı 25.10.2016 tarihinden itibaren geriye doğru ........ bakılacak bütün mali tablolar ve ayrıntılı nizam dökümlerinde, ipotek konulan taşınmazın satılmış olduğunun açık şekilde görüleceği, bu hususun dikkate alınmadan ipotek tesis edildiği tespit edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi 2018/647 Esas sayılı dosya ile yetki itirazında bulunulduğu, 03/07/2018 tarihinde verilen karar gereğince "Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olması nedeni ile İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkisizliklerine" karar verildiği , yetkisiz icra müdürlüğü tarafından yapılan bütün hacizlerin hükümsüz olduğu ,yetkisizlik kararı verilmiş olduğu halde alacaklı tarafından dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edilmediği , müvekkiline ait madenlerin üzerine konulan hacizlerin dayanağı olan ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması ve hacizlerin yetkisiz icra müdürlüğü tarafından yapılmış olması nedeni ile yapılan ihtiyati haciz ve muhafaza işleminin hükümsüz hale geldiğini , hükümsüz hale gelen hacizler nedeni ile 17/10/2018 tarihide hacizlerin kaldırılması ve muhafaza altına alınan menkul mallar ile değerli madenlerin müvekkiline iadesi konusunda icra müdürlüğüne talepte bulunulduğu, İcra Müdürlüğü tarafından, 17/10/2018 tarihli kararında İstanbul 5....
Ancak, şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine yaptığı başvurusunda İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince hacizlerin düştüğüne dair iddiasının da bulunduğu, bu hususta mahkemece İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla; belirtilen bu yasa hükümlerine uygun olarak hacizlerin varlığını sürdürüp sürdürmediği, hacizlerin bu maddeler gereğince düşüp düşmediği hususunun incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, İİK'nun 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle şikayet tarihinden önce hacizlerin düşüp düşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır....
Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kaldırılması istemli davalar ipotek alacaklısına karşı açılmalı, ipotek alacaklısı belirlenemediği takdirde kayyım tayin edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacının maliki olduğu 1809 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, 19.01.1933 tarihli ve 5 yevmiye numarası ile ... yararına, 360,00 ETL bedelli ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dayanak kayıtlar incelendiğinde ise ipotek alacaklısının ... oğlu ... olduğu görülmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih ve 2020/332 E. - 2020/438 K. sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan “28/09/2020 tarihli hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük kararının kaldırılmasına” cümlesinin silinerek karar metninden çıkartılmasına, yerine “02/09/2020 tarihli hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük kararının kaldırılmasına” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca (ONANMASINA), karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ve ... AŞ. bu dosyada taraf olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı arasındaki tüketici ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince, Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. KANUN YOLU: Kesin olmak üzere...