Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....

Şti'nin kredi borcu için 700.000 TL değerinde ipotek verdiğini, asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine hesapların kat edilerek ihtarname gönderildiğini ileri sürerek borçlu aleyhine ipotek resmi senedine dayanarak ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. İtiraz eden (borçlu) vekili; mahkemenin yetkisiz olduğunu ikametgahının Kadıköy'de bulunduğunu ve ... ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaldı ki ipotek işleminin mahkeme kararıyla iptal edildiğini ve tapudan terkin edildiğini, ipotek senedinde kefalete ilişkin hüküm bulunmadığını, kredi sözleşmesini de kefil sıfatıyla imzalamadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir. Alacaklı vekili; mahkemenin sözleşmedeki yetki şartı gereğince yetkili olduğunu, borçlunun aynı zamanda kefil olarak da borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ihtiyati haczin şartlarının oluştuğunu savunarak itirazın reddini istemiştir....

    müdürlüğü'nün 18/07/2013 tarih ve 36289/9129 sayılı yazılarında davalılar adına düzenlenen ipotek terkin evrakında bulunan 17/06/2010 tarih p/489914 no.lu tahsilat makbuzu bilgisinin Fethiye Sarıtaş adına 13.751,83 TL'lik taksitli satış mal bedeli ödemesi olduğunu ve davalılar adına herhangi bir ipotek emaneti ödemesine rastlanmadığının bildirildiğini, bu sebeple 09/01/2014 tarih 15 no.lu encümen kararı ile 2981/3290 sayılı yasaya göre davalılar adına tescil edilen ve ilk taksit ödemesi yapıldıktan sonra 4 yıllık kanuni süre içinde ödemesi yapılmayan 122,25 m²'lik arsa alanı için tesis edilen ipotek bedelinin 97.800,00 TL olarak güncellendiğini ve davalılara tebligat yapılarak 15 günlük süre içerisinde ödeme yapılmasının istendiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ve aynı zamanda usulsüz olarak terkin edilen ipotek bedelinin ödendiğine dair makbuzun da ibraz edilmediğini, bu ipoteğin 2981/3290 sayılı yasa gereği davalılar adına tescil edilen yer karşılığında konulmuş olduğunu, taşınmazın...

    Mahkememizce ihyası istenen şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen cevabi yazıya göre şirketin tasfiye sonu bildiriminin 14/07/2006 tarihinde tescil olup sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava terkin edilen tüzel kişiliğin yeniden ihyası istemine ilişkin olup ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması ve davacıların murisi ... 'nın maliki olduğu taşınmaz üzerine, terkin edilen şirket lehine konulan ipoteğin fekki talep edilmektedir.TTK 547 mad.kapsamında ek tasfiye işlemlerini tamamlamak için istemde bulunabilecekler sınırlı olarak sayılmış olup son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri,pay sahipleri veya alacaklılar şirketin ihyası davasını açabileceklerdir. Oysa ki davacıların murisi ... taşınmaz maliki ve ipotek borçlusudur....

      İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu'nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Somut olaya gelince; 19.11.1998 tarihli Encümen Kararı ile davalı yararına 1.000.000 TL. için 4 yıl süreli kanuni ipotek konulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini resmi senet çizeceğinden, resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırılabileceği yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bu bedelin artırılmasını isteyemez....

        İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında anlaşmanın (rehin sözleşmesi) olması ve bunun Türk Medeni Kanununun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpotek taşınmaz malikinin kendi borcu için konulabileceği gibi taşınmaz maliki ipotekle üçüncü bir kişinin borcunu da teminat altına alabilir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehinin kaldırılmasını dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olayda; ipotek 3074 parsel üzerindeki yapının kat irtifakına göre 8/248 arsa paylı 15 numaralı mesken kaydına davalı yararına ve fakat taşınmazın önceki maliki Haluk Taşkıran’a ait 40.000.000.000 Lira borç nedeniyle bir yıl süreli ve faizsiz olarak konulmuştur. Davacı dava konusu taşınmazı ipotek tesisinden sonra 01.12.2004 tarihinde satış suretiyle ve fakat ipotek mükellefiyeti ile edinmiştir....

          İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden 01.03.2004 tarihli ipoteğin, davacının davalıdan aldığı 40.000 TL. nin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. İpotek akdinin kapsamını da resmi senedin içeriği tayin eder. Şayet resmi senette yazılanın aksine bir iddiada bulunulmuşsa bu iddianın HUMK’nun 288 ve 290. maddelerine göre aynı nitelikteki yazılı delille kanıtlanması gerekir....

            Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan ana para ipoteğinin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır. Somut olaya gelince; ipotek 153 ada 36 parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm üzerine davacının davalıdan aldığı 2.000.000.TL.ye karşılık 1.derecede 30.04.1999 tarihinde ödenmek kaydıyla konulmuştur. İpotek akit tablosunda yazılan 30.04.1999 tarihine kadar ödemek kaydı, ipotekli alacağın ipoteğin kurulduğu tarihten bu tarihe kadar icra takibine konulamayacağı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin ancak 30.04.1999 tarihinden sonra yapılacağı anlamını taşır....

              İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir.Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Somut olaya gelince; 19.11.1998 tarihli Encümen Kararı ile davalı yararına 1.000.000 TL. için 4 yıl süreli kanuni ipotek konulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini resmi senet çizeceğinden, resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırılabileceği yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bu bedelin artırılmasını isteyemez....

                İpotek borçlusu davacı, dava dışı ...Makine San. A.Ş.'nin borçlarından ötürü şahsen sorumlu değildir. Kısaca, tesis olunan ipotek üçüncü şahıs ipoteğidir. TMK'nın 883. maddesi uyarınca, teminat altına alınan alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. Anılan Yasanın 884. maddesi hükmü gereğince de, borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. İpotek alacaklısı tarafından haklı olmayan sebeplerle ipoteğin terkin olunmaması durumunda da ipotek borçlusu dava yolu ile ipoteğin terkinini isteyebilir. Somut olayda; mahkemece, davacının lehine teminat verdiği şirketin ipotek alacaklısı şirkete borcunun bulunmadığını bildiren 21.04.2011 tarihli bilirkişi raporu hükme dayanak alınarak, ipotekli taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından dava dışı ...Makine San....

                  UYAP Entegrasyonu