Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta, davacı ...... ile davalı ..... arasında 01.02.2004 ve 10.04.2008 günlü akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin teminatı olarak diğer davacının maliki olduğu 101 ada 60 parsel sayılı taşınmazda davalı ..... yararına 100.000,00 TL ve 150.000,00 TL bedelli ipotek kurulmuştur. İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosunda "..... lehine ...... arasındaki bayilik sözleşmesi ve buna bağlı olarak akaryakıt alımından doğmuş ve doğacak için fekki alacaklı ..... tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak kaydı ile 3. derecede ipotek ettiği…" belirtilmiş olup bu haliyle ipotek bir teminat ipoteğidir. Teminatın üst sınırı ise toplamda 250.000,00 TL'dir....

    İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 27.04.2007 günlü resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin bazı koşullarla kurulduğu, taraf1arca bu koşullar yerine getirildiği takdirde ipotek aktinin geçerli olacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Gerçekten, ipotek akit tablosunda ipoteğin davalı şirketten alınacak 5000 ton kömür bedeli ve ... Kömür Firmasına ait çeklerin davacıya iadesi koşulu ile kurulduğu yazılıdır. Borçlar Kanununun 149. maddesi uyarınca bir aktin varlığı ileride tahakkuk edecek bir hadiseye bağlı olarak kurulabilir....

      Bu madde uyarınca ipotek, tapudan terkin edilmediği sürece geçerliliğini sürdürür. İhale konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden; taşınmaz üzerinde 3. kişi Vakıfbank lehine 24/08/2007 tarihli 1. dereceden ipotek tesis edildiği, taşınmazın eski maliki borçlu ... Yapı A.Ş. tarafından 05/02/2009 tarihinde ipotek sahibi Vakıfbank' a satışının yapıldığı, ancak ipotek kaydının terkin edilmediği görülmüştür. Öte yandan tasarrufun iptaline karar verilmiş olmakla, taşınmazın kaydî durumu, iptal edilen tasarruftan önceki hale döner. Bu durumda, taşınmaz üzerinde şikayetçi banka lehine kurulan ipotek hakkı mevcudiyetini koruduğundan, icra müdürlüğünce ipotek alacağı dikkate alınarak işlem yapılması gerekmekte olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. 17.08.2006 tarihli ipotekle teminat altına alınan alacak, sözleşme uyarınca borçlu tarafından, davadan önce ödeme ile kapatılmış ve ipotek ile teminat altına alınmış alacak bulunmuyor ise de, ipotek alacağı üzerine davalılar tarafından haciz konulduğu tarihlerde tapu kayıtlarında ... Adi Ortaklığı lehine konulan 17.08.2006 tarih ve 17680 yevmiye numarası ile tesis edilen ipotek şeklen olsa dahi mevcuttur. Alacaklı terkin etmediği için taşınmaz maliki olan davacı eldeki davayı açmış ve bu davada ipotek alacağına konulan hacizlerin terkinini de istemiştir. Davalıların ipotek ile teminat altına alınmış olan bu alacağın ödeme nedeni ile kapatılmış olmasını bilmeleri kendilerinden beklenemez....

          Daha önce belirlenmiş olan faiz oranı, sonradan gelen alacaklıların zararına olarak artırılamaz. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s.TMK' nun 883. maddesinde ise; "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. Taşınmaz rehninin sona erme sebepleri (4721 s. TMK m. 858) ipoteğin sona ermesi bakımından da geçerlidir. Dolayısıyla, ipotek, her şeyden önce bahse konu hakkın terkin edilmesi halinde sona erer. Terkin, kural olarak ipotek hakkına sahip olan (rehinli) alacaklının yazılı terkin talebi (terkine muvafakat beyanı) üzerine tapu memuru tarafından gerçekleştirilir. (4721 s....

          Maddesinde düzenlenmiş olup madde metnine göre ipoteğin terkinini isteme hakkı; "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir" hükmü ile ipoteğin terkinini talep etme hakkı alacağın sona ermesi koşuluyla malike tanınmıştır. Bununla birlikte aynı maddede değişiklik yapan yasal düzenleme ile süreli ipotek kayıtlarında (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) "İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir" hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme ile süreli ipoteğin sürenin sona erip ermeyeceğine dair görüş farklılıkları açıklığa kavuşturulmuş, süreli ipoteklerde ipoteğin teminat işlevinin de tapu sicildeki varlığının devam ettirilebilmesi için de ipotek lehdarına başvuru imkanı tanınmıştır....

          Mahkememizce ihyası istenen şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen cevabi yazıya göre şirketin tasfiye sonu bildiriminin 14/07/2006 tarihinde tescil olup sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava terkin edilen tüzel kişiliğin yeniden ihyası istemine ilişkin olup ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması ve davacıların murisi ... 'nın maliki olduğu taşınmaz üzerine, terkin edilen şirket lehine konulan ipoteğin fekki talep edilmektedir.TTK 547 ...kapsamında ek tasfiye işlemlerini tamamlamak için istemde bulunabilecekler sınırlı olarak sayılmış olup son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri,pay sahipleri veya alacaklılar şirketin ihyası davasını açabileceklerdir. Oysa ki davacıların murisi ... taşınmaz maliki ve ipotek borçlusudur....

            Sayılı dosyası ile ipoteğin terkini dosyası açıldığını, bilirkişi tarafından belirlenen ipotek bedeli dosya içerisine depo edildiğini, bahse konu şirketin tasfiye olmuş olması nedeni ile İİK md. 153 gereğince ipotek kaydının terkinine ilişkin muhtıra tebligatı yapılamadığını, işbu davada ihyası talep edilen ... Ltd. Şti. Ticaret sicilinde re'sen terkin edildiğinden ötürü bu davada husumeti sadece ticaret sicil müdürlüğüne yöneltildiğini belirterek ... Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, sicilden kaydı resen terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir. Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği ve merkez adresinin ...Kadıköy İstanbul olduğu anlaşılmıştır. HMK 114/ç maddesinde "Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması" denilmektedir....

              İpotek tesisi için, rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (ipotek sözleşmesinin) bulunması Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmünce de tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, 15.07.2003 günlü ipotek sözleşmesinin davalı tarafından davacıya 38807 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 60/686 arsa paylı 1.normal kat 5 numaralı meskenin satışı sebebiyle kurulduğu anlaşılmaktadır. Resmi senette, satışın 11.milyar TL üzerinden yapıldığı, satış bedelinden 1.milyar TL’nin peşin ödendiği, kalan 10.milyar TL için de 5 yıl süreli ipotek (rehin sözleşmesi) kurulduğu görülmektedir. İpotek akdinin tesis nedeni ortadan kalkmadan ipoteğin terkini düşünülemez....

                Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu