Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan ipoteğin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır. Ancak, borçlu ana para ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca TST.nün 31/son maddesine dayanılarak ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Somut olaya gelince; 15.03.1962 günlü ipotek akit tablosunda karz akdinden kaynaklanan 2.000 Liranın 15.10.1962 tarihinde ödenmesi koşulu ile ipoteğin kaldırılacağı yazılıdır....

    Davacı, 431 ada 238 parsel, A blok, zemin kat, 3 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydında davalı yararına hile ile ipotek tesis edildiğini ileri sürerek tesis edilen ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ipoteğin terkinini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir....

      İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek, halen mevcut veya ileride doğması olası bir alacağı teminat altına alır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen tapuda terkin işleminde bulunmazsa taşınmaz maliki rehinin fekkini (kaldırılmasına) dava yoluyla isteyebilir. Yanlar arasındaki uyuşmazlığın bu kısa açıklamalar çerçevesinde çözümü gerekir. Gerek 9.9.1997 ve gerekse 26.9.1997 günlü ipotek akitlerinin dayanağını davalı ipotek alacaklısı ile davacının da taraf olduğu 18.8.1997 günlü protokol teşkil etmektedir. Bu protokolde davacıya üçmilyar lira nakit kredi ve yüzelli fıçı yardımı yapıldığı yazılıdır. Bunun dışında protokolün son sayfasında davacıya yaptırım hükümleri uygulanacağı kararlaştırılmıştır....

        İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesi hükmü gereğince taşınmaz rehni alacaklıya, ana para ile tahakkuk giderleri ve gecikme faizini talep yetkisi tanımaktadır. Ana paradan kasıt 17.05.1995 günlü akit tablosunda yazılı olan “doğmuş ve doğacak” bütün alacaklardır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatiyle karşı görevsizlik kararı verildiği, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği, Ancak; 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/1 maddesi; "Bölge Adliye Mahkemelerinin 26.09.2004 tarihli 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 Sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." 3/2 maddesi ise; "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur" hükmü düzenlenmiş olup Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde göreve başladıkları, merci tayinine konu dava dosyasının...

            Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatiyle karşı görevsizlik kararı verildiği, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği, Ancak; 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/1 maddesi; "Bölge Adliye Mahkemelerinin 26.09.2004 tarihli 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 Sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." 3/2 maddesi ise; "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur" hükmü düzenlenmiş olup Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde göreve başladıkları, merci tayinine konu dava dosyasının...

            Görülüyor ki, üzerine ipotek tesis edilen bağımsız bölümlerin oluşturulmasında yasal bir sebep kalmadığı, başka bir anlatımla kat irtifakı tesisine ilişkin tescil isteminin yolsuz bir tescil olduğu yargı kararı ile saptanmış, bu şekilde kurulan kat irtifakı tapudan terkin edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 717. maddesi hükmünce terkin nedeniyle taşınmaz mülkiyeti kaybedilmiş olacağından ve davalılardan banka yararına konulan ipotek münhasıran tapudan terkin edilen taşınmaz üzerine konulduğundan ipoteğin tesis edilen üst hakkına yansıtılma olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, Türk Medeni Kanununun 858 maddesi uyarınca da taşınmaz rehni tescilin terkini halinde sona erer....

              parselde kayıtlı bağ ve kergir evin tapu kayıtları üzerine ipotek alacaklısı davalı ...Sanayi ve Tic. A.Ş lehine 1.derecede bila faizli süresiz 25/06/1993 gün ve ... yevmiye nou lie 200.000.000,00 TL (200,00 YTL) bedelle ipotek tesis edildiğini, ipotek alacaklısı davalı şirketin 28 Nisan 199 gün ve 4779 sayılı... ile ilan edildiği ve 16/04/1999 tarihinde ticareti terk ederek tasfiye edildiğini, şirket lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması için İİK 153 maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine şirketin ihyası için dava açılması gerektiği ve şirketin .... siciline kayıtlı olduğunu, ipoteğin kaldırılıncaya kadar geçecek sürede davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; Ticaret Sicilden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'ununun geçici 7. maddesinin (15) bendinde "Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir....

                İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinde alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması Türk Medeni Kanununun 856. maddesi uyarınca da tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kapsamını da bu rehin sözleşmesi (ipotek akit tablosu) belirler. Kuşkusuz alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehinin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Somut olayda; davacı ipotek alacaklısı 2005/1307 sayılı takip dosyasında 28 parsele ilişkin 12.04.2005 tarihli ipoteğe dayanarak 28.000 YTL nin tahsili için icra takibine girişmiş, eldeki dava icra takibinden sonra menfi tespit ve ipoteğin fekki istemleriyle açılmıştır....

                  HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I DOSYA NO : 2022/1831 KARAR NO : 2022/1507 Merci tayini için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü: SAFAHAT : Davacı vekilince açılan davada Bursa 4.Tüketici Mahkemesi'nin 2021/76 esas 2021/86 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine dava dosyası Bursa 1.Asliye Tİcaret Mahkemesi'ne gönderilmiş 2021/949 esas sırasına kaydedilmiştir. Bu mahkeme de 2021/987 karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vermiş ve dava dosyası merci tayini için dairemize gönderilmiştir. GEREKÇE: HMK.'nun 21/1-c maddesinde ''iki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse'' merci tayini yoluna gidileceği düzenlenmektedir. HMK.'...

                    UYAP Entegrasyonu