İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça yeni takip başlatılmadan evvel hesap kat ihtarnamesi gönderilmediğini, mahkemece ilk takip öncesi gönderilen ihtarnamenin bu takip için geçerli sayıldığını, tek bir ihtarname ile birden fazla takip başlatılabilse dahi ilamlı takip yapılamayacağını, ilk takip öncesi gönderilen ihtarnamede de 1 günlük ödeme süresi verildiğini, bu sürenin mevzuata aykırı olduğunu ve temerrüdün oluşmayacağını, ihtarname ile istenilen bedele itiraz edildiğini, bu nedenle de icra emri gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, talep edilen %39 faiz oranının fahiş olduğunu, taraflar arasında faiz oranına ilişkin bir sözleşme bulunmadığından ipotek senedindeki faiz oranının dahi işletilemeyeceğini, ipotek senedindeki faiz oranının talep edilebileceği düşünülse dahi, ipotek senedindeki faiz oranının % 26,04 olduğunu, takipte borcun dayanağının belirtilmediğini, alacaklının banka olması nedeniyle salt ipotek bedeli üzerinden takip başlatmasının...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 21.03.2007 No : 336-94 Taraflar arasındaki esas ve birleştirilen menfi tespit-vekaletnamenin sahteliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davadan Türkiye Emlak Bankası'na karşı açılan davanın kabulüne, diğer davalı Mehmet Hamdi Şahin'e yönelik davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan T.Emlak Bankası A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, asıl dosyada müvekkili hakkında yapılan icra takibine konu bonoda, müvekkiline vekaleten kefil sıfatıyla atılan imzanın sahibi Semra Tömer’e yetki verildiğine ilişkin vekaletnamenin geçersiz olduğunu, vekaletnamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin sahteliğinin tespiti davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı .... vekili, davalı .... ile dava dışı iki şirket arasında araba alım satımı hususunda imzalanan sözleşmelerde davacı şirket temsilcisi Ünal Onay’ın imzaları bulunmadığını, ancak davacının bu sözleşmelere dayalı olarak aleyhe icra takibine başladığını belirterek, sözleşmelerin sahteliklerinin tespiti ile iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Şti.nde 1997-2007 yılları arasında işçi olarak çalıştığı, sanık tarafından katılanın işine sebepsiz olarak son verilmesi nedeniyle katılanın açmış olduğu kıdem ve ihbar tazminatı davasını kazanmasının ardından, sanığın katılanın işe girerken adını ve soyadını yazarak imzasız olarak işyerine verdiği boş belgeyi borç senedi haline getirip imzalayarak katılanı 20.000 TL borçlu olarak gösterip, söz konusu belge ile katılan hakında icra takibi başlatarak nitelikli dolandırıcılık ve özel begede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda; Soruşturma aşamasında alınan 26/03/2013 tarihli kriminal raporunda söz konusu borç senedindeki katılan adına atılı imzanın katılana ait olmadığının tespit edilmesi, yargılama aşamasında grafoloji ve sahtecilik uzmanına aldırılan 24/12/2013 tarihli raporda ise suça konu belgedeki imzanın katılana ait olmasının mümkün ve muhtemel olduğunun tespit edilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, raporlar arasındaki çelişkinin...
, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve şerhin.....borcuna ilişkin olduğu,.......adına yapılan tescil işlemi geçmişe etkili olarak feshedildiğinden, davacının taşınmazı satın aldığı......ait olan taşınmazın......tarafından ipotek edilmesi de mümkün olmayacağından, .....ait mülkiyet hakkı başından itibaren geçersiz olacağından bu kişinin borcu nedeniyle yapılan ipotek işlemi ve İ.İ.K. madde 150/c şerhinin de geçersiz hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, .......bağımsız bölümün tapu kaydında mevcut 14/07/1997 tarih ve 8070 yevmiye, 13/02/1998 tarih 948 yevmiye ile konulan ipotek ve 150/C şerhleri ile bu ipotek nedeni ile konulmuş haciz şerhlerinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ipoteğin ve ipotek dışındaki şerhlerin kaldırılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, davalı tarafça başlatılan icra takibinin dayanağı olan kambiyo senedindeki imzanın davacı tarafa ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tesbit istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mühendislik .......... kaşesi üzerinde bulunan imzanın bu şirketi temsile yetkili olan ...... isimli şahsın eli ürünü olmadığı ve imzanın sahte olduğu anlaşıldığından imzanın sahteliğinin herkese karşı dolaysıyla son hamil olan davalıya karşı da ileri sürülebileceği, ancak dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olması, davalının iyi niyetli yetkili hamil olması hususları dikkate alındığında davacının çekin istirdatı isteminde bulunamayacağı, buna rağmen çekin istirdatı isteminin, borçlu bulunmadığının tespiti istemini de kapsadığı ve davacının talebinin menfi tespit yönünden değerlendirilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile ...... Şubesine ait 60.000,00 TL bedelli keşidecisi .....olan icra dosyasına konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
Esas Sayılı dosyasında takibe konu 20.02.2016 tarihli 40.000,00-TL çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti davası açmış olup davacı bu çekte ara ciranta konumunda olup imzanın kendisine ait olmadığı iddiasın kendisinden sonra gelen cirantaya karşı ileri sürmektedir. İmza inkarı herkese karşı ileri sürülebilen mutlak defidir. Bu kapsamda mahkememizce 12.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda dosyada mevcut imza örnekleri ile Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabı dikkate alınarak imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespiti bakımından inceleme yaptırılmış, anılan bilrikişi raporunda imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki tespitte dikkkate alınarak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup, Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ......
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından, davalılar-birleştirilen davada bir kısım davacılar aleyhine 25.07.2013 tarihinde verilen dilekçeyle asıl dava vasiyetnamenin tenfizi, birleştirilen davalarda vasiyetnamenin iptali ile terdiden tenkis ve noter belgesinin sahteliğinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.07.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Asıl dava, vasiyetnamenin tenfizi; birleştirilen davalar ise vasiyetnamenin iptali ile terdiden tenkis ve noter belgesinin sahteliğinin tespitine ilişkindir....
Davada; davacı taraf, takip ve dava konusu yaptığı alacağın dayanağı olarak dosyaya ibraz edilen davacı şirkete ait 18.01.2007 tarih 000014 seri nolu, 2.612,00 TL meblağlı borçlusu davalı ... olan veresiye fişi ve borçlu senedine dayanmış, davalı tarafın senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunması üzerine mahkemece senetteki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılmış, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin11.03.2009 tarihli raporunda 18.01.2007 tarihli belgedeki imzanın davalının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.Davacı tarafından dayanak olarak gösterilen 18.01.2007 tanzim 03.02.2007 ödeme tarihli 2.612,00 TL meblağlı veresiye fişi ve borç senedindeki imzanın davalıya ait olmadığı yaptırılan bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir. Yine davacı tarafın defterlerinde, söz konusu veresiye fişi ve borç senedine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı da sabittir....