Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in davalı bankadan kullanacağı kredilerin teminatı olarak taşınmazı üzerinde davalı lehine 55.000,00 YTL limitli ipotek tesisi edildiğini, ancak ipotek limitini davalının tek taraflı olarak 85.000,00 YTL'ye çıkardığını, dava dışı M… …. S… ….'in davalıya olan borcu tamamen ödendiği halde davalının dava Dışı M… …. S… ….'in kefalet sözleşmelerinden kaynaklanan borçları olduğunu gerekçe göstererek ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının da onayı alınarak ipotek limitinin 55.000,00 YTL'den 85.000,00 YTL'ye çıkarıldığını, davacının dava dışı M… …. S… ….'in müvekkiline karşı doğmuş ve doğacak asıl borçlu veya kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarının tamamı için taşınmazı üzerinde müvekkili lehine ipotek tesis edilmesine izin verdiğini, dava dışı M… …. S… ….'...

    Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17 Hukuk Dairesi 2020/613 Esas, 2022/441 Karar sayılı ve 03/03/2022 tarihli ilamı doğrultusunda, dava konusu uyuşmazlığın Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında konulan ipotek işlemine dayalı ipoteğin kaldırılması talebine yönelik olduğu, uyuşmazlıkta temel ilişki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından, sözleşme ticari nitelikte olup, TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğuna kanaat getirilmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/421 KARAR NO : 2022/475 DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/05/2021 KARAR TARİHİ : 08/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'ın ... Bankası ... Şubesinden çekmiş olduğu krediye karşılık davacının eski eşi ... ve kardeşi ... 'a ait olan Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... parsel numarasında kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazı ...'ın kredi borcuna karşılık ipotek olarak verilmiş ve davacı kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalı kredi borcunu ödememiş, o süreçte davacı eski eşi üzerine olan taşınmazın satışının icradan düşük fiyata satılmaması için, haricen taşınmazı satmış, davalının 110.000 TL kredi borcu davacı tarafından 19.01.2012 tarihinde ... Şubesinden ......

      İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, T1'nun ipotek alacaklısı olarak kefil olan müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatmasının hukuka aykırı olduğunu, borçlu şirketin borçtan şahsen sorumlu olması sebebiyle tesis edilen ipotek açısından davacının 3.kişi olmadığı ve bu sebeple de kefile rücu hakkının bulunmadığının hukuken sabit olduğunu, ipotek verenin ancak istisnai durumda kefile müracaat edebileceğini, bunun da yasada rehin sözleşmesinin kefalet sözleşmesinden sonra yapılmış olması ve kefil ile rehin veren 3.kişi arasında bir sözleşme yapılmış olmasıyla sınırlı olduğunu, somut olayda müvekkilleri ile ipotek alacaklısı arasında böyle bir anlaşma bulunmadığını, rehin sözleşmesinin de kefalet sözleşmesinden sonra yapılmadığını, ayrıca alacağın temlik edildiğini, temlik sözleşmesinin de usulüne uygun olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda...

      Esas sayılı dosyasına (takibe, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve diğer feri’lere yönelik) yapılan itirazlarının iptaline, asıl borçlu şirket yönünden ipotek bedeli düşüldüğünde kalan 141.484,66-TL alacak bakımından müteselsil kefil yönünden ise ipotek bedeli düşüldüğünde kalan 642.849,86-TL alacak bakımından takibin devamına %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dosyanın İzmir 3....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Her ne kadar, uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı ve dosyada Dairemizin bozma ilamı bulunduğundan bahisle, dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından Dairemize gönderilmiş ise de, Dairemizin bozma ilamında davanın esasına yönelik hukuki nitelendirme yapılmamış, usuli yönden bozma yapılmıştır. Eldeki davada, davacının davalıdan faizli borç para aldığı, aylık ödeme tabloları oluşturduğu, borcun teminatı olarak ipotek verildiği, nitekim bu hukuki ilişkinin ipotek resmi senedine de yansıdığı, davalının da faiz geliri karşılığı davalıya finans sağladığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup, davacı oluşturulan ödeme tablosunun sözleşme ve kanun hükmüne aykırı olduğunu ileri sürerek yapıldığı ileri sürülen fazla ödemenin iadesini istemiştir....

          Somut olayda şikayetçi ipotek veren üçüncü kişi, sadece 91 7915523 ve 91 79196887 nolu kredi sözleşmelerine göre verilen kredi için ipotek verildiğini, bu kredilerin de ödendiğini iddia etmiş ise de, ipotek resmi senedi incelendiğinde, ipoteğin asıl kredi borçlusu şirket lehine doğmuş doğacak banka alacaklarının 500.000 TL'ye kadar olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, takip talebinde ise kredi genel sözleşmesinden doğan ticari kredi borcunun takip edildiği, bu kredi hesaplarının kat edildiğine dair ihtarın ipotekli taşınmaz malikine 04.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ipotek malikinin kat ihtarına 29.01.2019 itiraz ettiği, yukarıda açıklandığı üzere takip konusu alacak limit ipoteği kapsamında olup ipotek veren üçüncü kişinin ipotek hakkı kapsamında değerlendirilecek olan, takip konusu alacakla ilgili olarak ipotek verilmediği yönündeki şikayetin icra mahkemesinde inceleme imkanı olmayıp ancak genel mahkemelerde açılacak bir davanın konusunu oluşturacağı, kaldı...

          Mahkemece, davacının kefil olduğu ve ipotek verdiği 200.000 TL. kredi için fer'ileri ile birlikte 279.038 TL. ödeme yaptığı ve borcun tamamen ödendiği, dava konusu takibin limit artırımı sözleşmesinden kaynaklandığı, ancak Adli Tıp Kurumu raporuna göre limit artırımı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, bu nedenle ek sözleşme ile verilen krediden sorumlu olmadığı belirtilerek, icra takibine konu borçtan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İpotek akit tablosunda ipoteğin 480.000. TL bedele kadar limit ipoteği şeklinde düzenlendiği anlaşılmakta olup, ipotek limitinin kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olacağını kabul eden bilirkişi raporunda yer alan görüşe itibar edilemez. Ayrıca ipotek akit tablosunda ipotek verenlerin 1.maddede yazılı koşullar çerçevesinde müteselsil kefil oldukları yazılıdır....

            Davalının ipotekli taşınmaz maliki olduğu, sözleşmenin tarafı olmadığı, dosya kapsamında mevcut ipotek senedi incelendiğinde, yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklı gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi muhtemel bir alacağın teminatı olarak 300.000,00-TL lik ipotek tesis edildiği, bu durumda ipoteğin ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiğinin görüldüğü ve bu haliyle ipoteğin, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur....

              - K A R A R - Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için girişilen icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia ederek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğini, kefil olan müvekkillerinin, sorumlu oldukları kısmı takipten önce ödediklerini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu