Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, İpoteğin Fekki istemine ilişkindir. Yapılan incelemede işbu dosyanın ......

    Merkez ve şubeleri ve özellikle ... şubesindeki doğmuş, doğacak asalet ve kefalet borçlarının ve ipotek verenin asalet borçlarının teminatını teşkil ettiğini, davacının ...’ la kefaletinin teminatı olarak alınan bir ipotek olmadığını, ...’ın bankaya Axess kredi kartından borcu olduğu gibi ...’e olan kefaletinden dolayı da borcu olduğunu, davaya konu ipoteğin ...’ın bu borçlarının da teminatı olduğunu, davacının ödemelerinin kefil sıfatıyla yapıldığını, ipotek borcu için bir ödeme yapılmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Noterliğinin 02/09/2015 tarihli, 51925 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, davacıların bu ihtarname ile ipoteğin kaldırılmadığından haberdar olduklarını ve eksik harç sebebi ile iade edilen fek yazısına itibarla ipoteğin fekkini iddia etmiş ise de ; imza edilen resmi ipotek senedi kapsamında bankanın riskinin devam ettiği ,davalı bankanın ipoteğin fekki yazısının ibra niteliği taşımadığı , dosyada borcun ödendiğine dair yazılı kanıt olmayışı bir arada değerlendirildiği" gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacılar istinaf etmiş ve dilekçelerinde "..... Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek '' fekki bildirilinceye kadar '' süreli olup, İpoteğin fekki Nisan 2014 tarihin Davalı Banka tarafından bildirilmiştir. Dolayısıyla dava konusu ipoteğin süresi bitmiştir. Süresi biten ipoteğin kaldırılması gerekir. Çünkü ipoteğin fekkine ilişkin yazı Tapu Sicil Müdürlüğüne ulaşmıştır....

      -KARAR- Davacı vekili, müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takibe itiraz sonucunda açılan itirazın iptali davasında ipotek bedeli 20.000.00 YTL üzerinden itirazın iptaline karar verildiği ve gayrimenkulün satışa çıkarıldığını, ipotek miktarını aşan kısımdan müvekkilinin sorumluluğu olmadığını belirterek ipotek miktarının ödenmesi hususunda uygun bir tevdi mahalli tayin edilmesine, ipotekli gayrimenkulün satışının durdurulmasına ve iptaline, 20.000.00 YTL olan ipotek miktarından artan kısımdan borçlu olmadığına, sorumlu olunan kısmın ödenmesi nedeniyle ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, aynı konuda devam eden başka bir derdest dosya nedeniyle derdestlik itirazında bulunduğunu, ayrıca davanın icra hakimliklerinin görev alanında olduğunu bildirerek davanın reddine ve lehlerine % 40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/457 Esas KARAR NO : 2021/437 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 16/07/2020 KARAR TARİHİ : 20/05/2021 K. YAZIM TARİHİ : 20/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; halen müvekkili şirketin maliki olduğu ... ili, ... İlçesi, ... Mh. ... Mevkindeki ... parsel ...pafta, .. cilt ve ... sayfa numaralı taşınmaz üzerine 05/02/2014 tarihinde taşınmazın o tarihteki maliki ... tarafından davalı banka lehine 15.000.000,00 TL (onbeşmilyontürklirası) değe- rinde ipotek tesis edildiğini, bu ipotek belgesinde müvekkili şirket ile dava dışı ...'ın borçlu olarak gösterildiğini, ipotek belgesi ve resmi senette de görüleceği üzere taşınmazın o tarihteki malikinin ..... olduğunu, ancak .....'...

          Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....

          Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....

          Davalı banka bu ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmadığını, konut sahibi ...’ün, bankanın kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin de teminatı olarak alındığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasını kabul etmemiş ve dava dışı ...’ün, banka müşterisi ... ile banka arasında imzalanan 01.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiştir. 25.08.2009 tarihli ipotek tesciline ilişkin akit tablosunun incelenmesinde gerçekten ipoteğin, ipotek veren ...’ün kefaletinin teminatı olarak verildiği, akit tablosundan anlaşılmaktadır. Ancak davalı bankanın dava dışı ...'ün kefaletine ilişkin olarak öne sürdüğü genel kredi sözleşmesi, ipotek tesisinden sonra imzalanmıştır. İpotek tesisi tarihinde ipotek veren ...'ün bankaya karşı herhangi bir kefalet sorumluluğu olmadığı anlaşıldığından ipoteğin fekki gerekir. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 08.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Maddesi uyarınca koşulları oluşması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş denilmiş olduğunu, ipotek bedelinin güncel değeri yansıtmadığı, yargılamanın gerekli olduğu gerekçesi istinaf edildiğini, istinaf incelemesi sonucunda istinaf kararının kesinleştiğini,ipotek alacaklısının ipoteği almaktan imtina etmesi ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle 2004 sayılı İİK madde 113 gereğice iş bu ipoteğin terkini talepli davayı açmaları gerektiğini belirterek İstanbul ili üsküdar ilçesi bulgurlu mah. 72/1 pafta 2352 ada 4 parsel sayılı 166 m2lit taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek kaydının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yanın davaya cevap vermediği ve duruşmaya katılmadığı görülmüştür. İstanbul Anadolu 22....

              UYAP Entegrasyonu