Kat 2 nolu bağımsız bölümdeki taşınmazı 26/09/2018 tarihinde 100.000 TL bedelle satın aldığı, 50.000 TL'sinin peşin alındığının ve bakiye kalan 50.000 TL için faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Tapu resmi akit tablosunun incelenmesinde satış bedelinin peşin olarak alındığı belirli olup kalan 50.000,00 TL yönünden ipotek tesis edilmiştir. Davacı taraf ipotekten ayrı olarak kalan 50.000,00 TL yönünden T3 emrine senet düzenlenerek verildiğini ve aynı borç yönünden iki farklı teminat alındığından bahisle ipoteğin fekkini talep etmektedir. Dava dilekçesi ekinde yer alan senetlerden de belirli olduğu üzere senet vadeleri taşınmaz ipoteğinden sonraki tarihleri ait olduğu açıktır. İpotek, bir kişisel alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynî haktır....
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde, borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir....” düzenlemesi yer almaktadır. İpotek alacaklısı, ipoteğin fekki talebi üzerine, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep, İİK'nun 153. maddesinde yazılı "makbul" sebep niteliğindedir....
İpoteğin fekki istenen taşınmazda ipotek alacaklısı ... olup, adı geçene ait veraset ilamı dosyaya sunulmadığı gibi, davalı konumunda olan mirasçıların gerçekte ...’in mirasçıları olup olmadığı da belli değildir.Bu durumda, İİK’nun 153. maddesine uygun bir talep ve devam eden işlemler bulunmadığından, mahkemece istemin reddi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.Kaldı ki somut olayda, davalılar, ipotek alacaklısı ...'in mirasçısı olsaydı dahi, mirasçılardan ...'e usulüne uygun tebligat yapılmadığı ve adı geçenin ipotek bedelinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle parayı almaktan imtina ettiği görülmektedir....
Davacı vekili, mülkiyeti davalıya ait 1824 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 15/121 hissesinin davacıya 03/01/2014 tarihinde satıldığını, müvekkilinin 55.000 TL'ye satın aldığı bu gayrimenkulün bedelinin 27.000 TL'sinin peşin olarak ödendiğini, bakiye 28.000 TL'lik kısım için ise faizsiz 5 ay süreli ipotek tesis edildiğini, müvekkili davacıya ait gayrimenkul üzerinde tesis edilen ipotek bedeline karşılık olarak 06/04/2014 vadeli 5.000,00 TL bedelli, 20/03/2014 vadeli 4.000,00 TL bedelli, 20/04/2014 vadeli 4.000,00 TL bedelli, 20/05/2014 vadeli 4.000,00 TL bedelli, 4 adet bono ile 30/12/2014 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çek verildiğini, bu bono ve çeklerin bedelinin süresinde ödendiğini, bakiye 1.000,00 TL'nin de müvekkilinin eşi tarafından elden ödendiğini, bu bono, çek ve elden ödemeler ile ipotek bedelinin tamamen ödenmiş olmasına rağmen ipoteğin fekki taleplerinin davacı tarafça yerine getirilmediğini belirterek davaya konu ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekeceğinden belediyeden şuyulandırmaya ilişkin evrakların getirtilerek dava konusu taşınmaza kaç m2 taşınmaz bedeli için ipotek konulduğu tespit edilip, emsal araştırması yapılmalıdır. Daha sonra bilirkişi aracılığıyla dava tarihindeki değerin belirlenip belirlenen bedel depo ettirildikten sonra davanın kabulüne karar verilmelidir. Tüm bu yönler gözetilmeden mahkemece, 2,85TL ipotek bedelinin depo ettirilmek suretiyle davanınz kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekeceğinden belediye'den şuyulandırmaya ilişkin evrakların getirtilerek dava konusu taşınmaza kaç m2 taşınmaz bedeli için ipotek konulduğunun tespit edilmesi, emsal araştırması yapılmalıdır. Daha sonra bilirkişi aracılığıyla dava tarihindeki değerin belirlenmesi, belirlenen bedel depo ettirildikten sonra davanın kabulüne karar verilmelidir. Tüm bu yönler gözetilmeden mahkemece, ipotek bedelinin TEFE oranlarına göre güncelleştirilerek depo ettirilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ipoteğin fekki hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin ise reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortaklarından ...'...
Davalı banka ise, ipoteğin fekki için davacının ipoteğin fekki masraflarını yatırması gerektiğini, bu hususun sözleşmede de yer aldığını, buna rağmen davacının masrafları yatırmaması nedeniyle ipoteğin fekkedilmediğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını savunmaktadır.Davacı tarafından 03/11/2016 tarihinde ipoteğin kaldırılması için davalı bankaya müracaat edilmiştir. Davacının bu talebini karşılık davalı banka 07/11/2016 tarihli yazısı ile ipotek fek masraflarının ipotek veren olarak davacının karşılaması durumunda vakit kaybedilmeksizin ipotek fek işlemlerine başlanacağı belirtilmesine rağmen davacı tarafından ipoteğin fekkine ilişkin masraf yatırılmayarak 09/11/2016 tarihinde iş bu dava açılmıştır....
Davalı banka vekili, müvekkili bankanın dava dışı ...’ın ipotek konusu borcu ödemesi üzerine, adı geçenin talebi doğrultusunda müvekkili banka lehine tesis edilen ipoteğin fekki için Sapanca Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazmış olduğu 04.11.2010 tarihli yazıyı elden ...’e teslim ettiğini, müvekkili bankanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ileri sürerek haksız açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davacının davalı bankaya ipoteğin fekki hususunda talepte bulunduğunu yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.02.2014 gününde verilen dilekçe ile ipotek bedelinin tahsili veya taşınmazın bedeli ipoteğin bedeli ile oluşan kamu zararını karşılamadığı takdirde tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek bedelinin tahsili, olmadığı takdirde tapu iptal ve tescil davasına ilişkindir. Davacı vekili, mülkiyeti davalılara ait 1308 ada 7 parsel sayılı taşınmazda müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini, tesis edilen bu ipotek bedellerinin ödenmediğini fakat ipoteklerin usulsüz olarak terkin edildiğini, davacı ...'...