Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin müvekkili bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak 100.000,00 TL. bedelle, resmi senette de yazdığı üzere süresiz olarak gayrimenkulünü ipotek ettiğini, kredi borçlusunun 2004 yılında kullanılan krediyi ödemesi nedeniyle taşınmaz üzerindeki 150/c şerhinin kaldırıldığını, banka aleyhine olan ve olabilecek tüm riskler sonlanmadan ipoteğin fekkinin mümkün olmayacağı, davacının lehine ipotek verdiği ... Ltd. Şti'nin kefalet borcundan dolayı bankaca icra takibi yapıldığını, ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davaya konu ipoteğin azami had ipoteği niteliğinde olup, ipotek bedelinin yapılan takip aşamasında davacı tarafından davalı bankaya ödendiği, davalı bankanın ipoteği kaldırmamasında hukuki bir yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteğin kaldırılması davasının niteliği itibariyle ipotek şerhi ancak ipoteğin günümüz koşullarına uyarlanması ve uyarlanan ipotek bedelinin davalı tarafından müvekkillere ödenmesi amacıyla depo edildikten sonra kaldırılabileceğini; taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin tarihi 25.12.1954 olup taşınmazın T1 hükmen tescil edilmesinden önce tesis edildiğini; davacı tarafından ipoteğin terkini için müvekkillerine talep ve ihtar yazısı gönderilip gönderilmediği, eğer davacı tarafından bu yola başvurulmayıp doğrudan dava ikame edilmişse dava açılmasına davalıların sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılması, talep ve ihtar yazısı gönderilmişse yalnızca muhatap kılma davaya cevap açısından yargılama giderine hükmedilmesi hususunun göz önünde bulundurulması gerektiğini; öne sürerek, “...öncelikle ipotek bedelinin günümüze uyarlanmasına, uyarlanan ipotek bedelinin müvekkillere ödenmek üzere depo edilmesine...

    Mahkemece, ipotek bedeli ödenmiş olduğundan ipoteğin terkinine, ölü kişiler aleyhine açılan davanın ve ipotek bedelinin güncelleştirilmesi ve tahsili talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ve birleştirilen davanın davacıları temyiz etmiştir. Karar dairemizin 15.02.2011 günlü ve 2011/13111 Esas -1715 Karar sayılı ilamı ile sair temyiz tirazlarının reddine karar verilerek ödeme iddiası kanıtlanamadığından ipotek bedelinin depo ettirilmesi için davacıya süre verilmesi, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhinin terkin edilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak ipoteğin fekkine, bloke edilen 7 kuruş ipotek bedelinin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir....

      YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline ait taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin bila faizli olduğunu, takip dosyasında ipotek bedelinin depo edildiğini ve ipotek alacaklısına muhtıranın 17/02/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/02/2020 tarihinde ipotek alacaklısının "ipoteğin fekki konusunda bir itiraz bulunmamaktadır. İpotek bedelinin banka hesabına yatırılması halinde takip konusu ipoteğin fekkine muvafakat edilmektedir" şeklinde beyan sunduğunu, bu beyan dilekçesi ile ipotek alacaklısının, kabul anlamına gelmemekle birlikte, dosyadaki faiz ve fer'ilerinden vazgeçmiş sayıldığını, ipoteğin vadesi olarak belirlenen tarih 02/06/2000 olup, bu tarihin, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılabilinecek tarih olduğunu, bu tarihten sonra resmi senette herhangi bir faiz miktarı yazılmamış olmasına rağmen faiz talep etmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, şikayetin reddini istemiştir....

      Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. 10.02.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda ipotek bedelinin dava tarihindeki reel alım gücünün ortalama 20.604,71TL olduğu belirlenmiş ve mahkemece bu bedel depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına aldığından ana para, gecikme faizi ve varsa takip masrafları toplamı uzman bilirkişiye hesaplattırılıp bu bedel borçlulara depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Bu nedenle ipoteğin güncel değerinin 20.604,71TL olduğuna ve ipoteğin kaldırılmasına dair verilen karar hatalıdır....

        İsteyebileceği sadece ipoteğin tesis edildiği tarihten 4 yıl sonrası için ana para ve faiz alacağından ibarettir. Her ne kadar 2981 sayılı Yasanın 9/c maddesi uyarınca kamulaştırılarak bedeli karşılığı davacıya satılan taşınmazın önceki malik tarafından açılan bedel artırımı davası sonucu fark bedelinin ortaya çıkması durumunda bu fark bedelde, davalı tarafından davacıdan istenebilir ise de, davalı idare mevcut ipoteğin fark bedelinden kaynaklanan alacağına uyarlanmasını talep edemez. Bunun için ya ek ipotek akdinin tesisi veya yeni bir ipotek akdi kurulması gerekir. Alacağın ipotek ile teminat altına alınmaması iradi olarak ödenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi ayrı bir dava açılarak hükmen tahsiline de engel değildir. Mahkemece yapılan bu saptamalar gözetilmek suretiyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulünde yasaya aykırılık yoktur....

          şubesi lehine tesis edilen ipoteğin fekkine, ancak mahkeme tarafından ödeme geçerli bir ödeme olarak kabul etmezse 30.000,00 TL ipotek fek bedelinin davalı banka şubesine depo ettirilerek mezkur ipoteğin bu nedenle de fekkine , her iki halde de yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Şubesi de davalı gösterilmiş olup, şubelerin merkezden ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, ipotek verilen taşınmazın sahibinin davacılardan ... olduğundan diğer davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek kaldırılıp, dava istirdat davasına dönüştürüldüğünden ipoteğin fekki davasının konusunun kalmadığı, davacı ...’un 50.000,00 TL limitli verilen ipotek yanında ipotek resmi senedinin 5. maddesi nedeniyle ayrıca ipotek limiti miktarınca müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla da sorumlu olduğu, yine genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığı ve henüz kredi borcu tamamen kapatılmadığından davacı ...’un istirdat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı ... tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddine......

            . - DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 03/03/2022 KARAR TARİHİ : 31/08/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/08/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkillinin kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle borçlandığını, ipotek belgesi düzenlendiğini ve müvekkili hakkında, Bursa 3....

              Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, genel kredi sözleşmesine teminat olarak tesis edilen ipoteğin fekki isteminde genel kredi sözleşmesinin ticaret kanunun 4/1- f maddesinde düzenlenen işlem olduğu, bu sözleşmeleri teminen tesis edilen ipotek işleminin de ticari dava olduğu, her ne kadar dairemizce bu konuda aksi kararlar verilmiş ise de, bu kararlardan dönülerek ipoteğin fekki davasının ticari dava olduğu, mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu