Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Söz konusu imar planının İdare Mahkemesi Kararı ile iptali ve Danıştay tarafından onanması ile davaya konu ipoteğin hukuksal dayanağı kalmadığını, söz konusu ipotek arsa payına bağlı bir ipotek olduğunu ve şahsi olmadığını, davaya konu ipoteğin herhangi bir hukuksal dayanağı kalmadığından ipotek alacağının da bulunmadığını, davanın reddi yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu belirtilerek hukuka, usule ve kanuna aykırı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/152 Esas, 2020/570 Karar sayılı ve 13.10.2020 tarihli tarihli kararın kaldırılarak/bozularak davanın kabulüne karar verilmesini ve hukuki dayanaktan yoksun ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, imar ipoteğinin fekki istemine ilişkindir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Söz konusu imar planının İdare Mahkemesi Kararı ile iptali ve Danıştay tarafından onanması ile davaya konu ipoteğin hukuksal dayanağı kalmadığını, söz konusu ipotek arsa payına bağlı bir ipotek olduğunu ve şahsi olmadığını, davaya konu ipoteğin herhangi bir hukuksal dayanağı kalmadığından ipotek alacağının da bulunmadığını, davanın reddi yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu belirtilerek hukuka, usule ve kanuna aykırı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/152 Esas, 2020/570 Karar sayılı ve 13.10.2020 tarihli tarihli kararın kaldırılarak/bozularak davanın kabulüne karar verilmesini ve hukuki dayanaktan yoksun ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER: Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, imar ipoteğinin fekki istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.10.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi kayyım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulaması sebebiyle konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 399 ada 134 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalılar lehine 23.07.1991 tarih 894 yevmiye numaralı 5.103,341 Eski Türk Lirası bedelli ipotek şerhi bulunduğunu, bedelin yatırılarak ipoteğin fekkini talep haklarının olduğunu ileri sürerek söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar kayyımı ......

        Davalı, ipoteğin kaldırılması için gereken 350.00 TL masrafın davacı tarafından ödenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesine göre ipoteğin fekki için gereken masrafların davacı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, miktar olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurulması gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....

          başvurucağı yolun ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip olduğunu, dava konusu müvekkilinin vermiş olduğu ipoteğin kayıtsız şartsız bir para borcunu içermediğini, dava konusu olayda takip dayanağı belgeler ilam mahiyetinde olmadığından müvekkili hakkında İİK nun 150/ı ve İİK nun 149.maddeleri uyarınca ilamlı takip yapılamayacağını, yerleşik ve süreklilik kazanmış Yargıtay içtihatlarında, "ipotekli takiplerde borçluya "ödeme emri" yerine "icra emri" gönderilmesi üzerine, şikayet yolu ile icra emrinin iptalinin gerekeceğine" dair içtihatta bulunulduğunu, müvekkiline icra emri gönderilebilmesi için İİK.nun 68, 149 ve 150/ı maddeleri gereğince yasal şartların yerine getirilmesi gerektiğini, her ne kadar İmamoğlu İcra Hukuk Mahkemesi'nce müvekkiline gönderilen "...icra emrinin iptaline..."...

          Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Takip dayanağı; 04.02.2020 tarih..... Yevmiye numaralı ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 250.000 TL bedel mukabilinde, 1. Derecede, aylık %5 faizli ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu'nun 117/2.maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır....

            Somut olayda, alacaklı tarafça, genel kredi sözleşmesine dayanılarak ipotek borçlusu ve kredi sözleşmesinde kefil olan ... ile kredi sözleşmesinin asıl borçlusu .... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmıştır. Borçlu vekili, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. İpotek borçlusu ve kredi sözleşmesinde kefil olan ... adına çıkartılan ihtarname, şikayetçinin ipotek akit tablosu ve kredi sözleşmesindeki adresine tebliğe çıkarılmamıştır. Bu durumda; yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, borçlu ...'e icra emri gönderilmek suretiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, ipotek borçlusu ve kredi sözleşmesinde kefil olan ...'...

              a temlik ettiğini, krediden doğan alacağın 19/08/2013 tarihinde sona erdiğinden bu alacağa bağlı teminat olan ipoteğin de bu tarihte sona erdiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....

                Davacı vekili 18/12/2017 tarihli dilekçesi ile, ipoteğin ve intifa hakkının fekki taleplerinin atiye bırakılmasını, davalı tarafça ipoteğin ve intifanın kaldırılmama nedeni olarak 66.879,61 TL borç miktarı gösterilmesi sebebiyle davada aynı zamanda menfi tespit talepleri de bulunduğu gözetilerek yargılamaya menfi tespit davası olarak devam edilmesini, İİK150. Madde gereğince ipoteğin fekki davasının aynı zamanda menfi tespit davası niteliği bulunduğunu beyanla davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu ipoteğin müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı ve zarara uğradığı 66.879,31 TL bakımından devam ettiğini ve bu sebeple de terkin edilmediğini, intifa hakkının ise dava açılmadan çok önce bitmiş olduğunu, davacının ipotek miktarı ve intifa bedeli bakımından harç eksikliğini tamamlaması gerektiği beyanıyla davanın reddini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu