Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, dosya kapsamı ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olup TBK'nın 77 vd. maddelerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Anılan kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere, haklı bir neden olmaksızın bir başkasının mal varlığından zenginleşen, bu zenginleşmeyi iade ile yükümlü olup, iadeyi isteme hakkının doğumu için, öncelikle, hak sahibinin mal varlığından haklı bir sebep bulunmaksızın bir eksilmenin vuku bulması gerekmektedir. Bir başka söyleyişle, açıklanan eksilme söz konusu olmadan, geri isteme hakkının muaccel olduğundan söz edilemez....

    Şti'ne ödendiği iddia edilen intifa ivazının talep edildiğini, ödeme yapılmadığı takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak taşınmazı satışa çıkaracağını belirterek ve intifa hakkını terkin etmeyerek davacıya baskı yaptığını, davalı tarafından intifa hakkının terkini için davacı şirketin vekillerinden olan avukata intifa hakkının terkini için vekaletname verilmesinin de davalının kötüniyetli olduğunu ispat ettiğini, zira Avukatlık Kanununun 38. maddesinin b bendi gereğince davacı şirket avukatının davalının vekili olarak işlem yapamayacağını, işlem yapması halinde Avukatlık Kanunun uyarınca suç işlemiş olacağını; davacının,davalının intifa hakkını terkin etmemesi nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek; intifa hakkının hükümsüzlüğünün tespiti ile tapu kaydından terkini isteğiyle eldeki davayı açmıştır....

      Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği sonucuna varılamamaktadır. Yalnızca kooperatife üye olan arsa sahiplerinin faydalanabileceği, kooperatif üyesi olmayan arsa sahiplerinin hiçbir şekilde faydalanamayacağı ve ileride de bu masraflar sayesinde arsalarda herhangi bir artış sağlamayacak masrafların kooperatif üyesi olmayan arsa sahiplerinden talep ve tahsil edilmesinde haklılık bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

          Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirleme de öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Teslim şartı gerçekleşmemiş ise sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası da açılamaz. Yine, bu durumda zamanaşımı süresi de işlemeye başlamaz. Somut olayda, davacının dava konusu yeri hangi tarihte boşalttığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır....

            Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; her ne kadar, taraflar dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelini daha az harç ödenmesi gayesiyle tapu resmi senedinde düşük göstermiş iseler de; davacının davalı ...'e ait hisseyi 45.000 TL'ye, davalı ...'...

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/143 sayılı dosyası ile dava açıldığına, dava konusu taşınmazların tapu devirlerinin davalı idareye yapıldığına fakat mahkeme kararının Davacı T1 ait olan hisseler bakımından hatalı tesis edildiğine, dava konusu taşınmazlardaki müvekkilinin hissesinin henüz bedeli ödenmemiş kısımlarının bedelinin ödenmesi ve davanın reddi halinde ise sebepsi zenginleşme hükümleri uyarınca bedeli ödenmemiş payların tespiti ve müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; bedelin yasal faizleri ile birlikte davacı tarafa ödendiğini ve tescil işlemlerinin bittiğini, sebepsiz zenginleşmeye yönelik taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili idarenin herhangi bir kusuru olmadığını beyan etmiştir....

              Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda davacı; hem kesinleşmiş mahkeme kararı gereği davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia etmektedir. Bir başka deyişle, davacı tarafından; kesin hükmün ortadan kaldırılması değil, mükerrer ifada bulunduğu iddiası ile, fazladan yapılan ödemenin iadesi talep edilmektedir....

                ettiği tarih itibari ile belirlediği borcun ödenmiş olması nedeni ile ipoteğin fek edilmesi gerektiğinden, davacının davasının kabulüne" karar verilmiştir....

                ettiği tarih itibari ile belirlediği borcun ödenmiş olması nedeni ile ipoteğin fek edilmesi gerektiğinden, davacının davasının kabulüne" karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu