Taraflar arasındaki ihtilafın çözümlenmesi için öncelikle ipoteğin niteliği ve kapsamının belirlenmesi gereklidir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpotek, halen mevcut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat altına alır. (TMK. m.881) Miktarı ipoteğin tesisi anında belli olan alacaklar için ana para ipoteği, miktarı ipoteğin tesisi anında belli (muayyen) olmayan fakat ilerde gerçekleşecek alacaklar için ise üst sınır ipoteği kurulur (TMK.m. 851)....
YANIT : Davalı avukatı tarafından verilen 14.12.2015 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı adına tekrar hükmen tescilinden sonra, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/8 Esas, 2014/362 Karar sayılı dosyası üzerinden ipoteğin fekki davasını açtığını, bu davanın, eldeki dava yönünden derdestlik teşkil ettiğini, derdestlik nedeniyle açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden de müvekkili banka lehine davacı taşınmazı üzerine konulan ipotekten davacının sorumlu olduğunu, ipoteğin takip borçlusu Ömer Necdet Karaoğluol adına taşınmaz tapuda kayıtlı iken konulduğunu, davalının sonradan hükmen tescil ilamı ile taşınmazı tekrar edindiğini, bu nedenlerle yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesi (İzmir 13....
O hâlde, davacı ile davalı ... arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebi yerindedir. 38. Diğer taraftan, davacı vekilinin, davalı ...'in davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu ileri sürerek ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti taleplerinin yanında tazminat isteği de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada davalı ...'e husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 39. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacı tarafından Beyoğlu 22....
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere ipoteğin baştan itibaren geçersiz olduğu, bu nedenle geçersiz olan işlemin iptaline gerek olmadığıı dikkate alınmaksızın ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru değil ise de; yapılan bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir VI....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ipotek tesis edilen taşınmazın bulunduğu adresin, işlem tarihinde ve halen davacı ve davalı eşin yerleşim yeri olarak kayıtlı olduğu, taşınmazın davacı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, davaya konu ipoteğin tesisi sırasında davacının rızasının alınmadığı gibi davacı tarafından muvafakatname de verilmediği, davalı bankanın aksi yöndeki beyanlarının sabit olmadığı, zira muvafakatname aslının bulunmadığı, bu haliyle davalı banka lehine ipotek tesisi işleminin geçerli olmadığı ,ipotek alacaklısı banka cevap dilekçesi ile ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin muvafakatini sağlamak için yazılı belge alındığını beyan ettiğine göre, davalı bankanın, taşınmazın aile konutu niteliğini bildiğinin kabulünün gerektiği,ayrıca gerek Yargıtay uygulamaları gerekse ticaret kanununa göre davalı banka tacir olup tacir olan bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmesi ve...
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın müvekkili davalı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ipoteğin terkini yönünden davasına ilişkin olmak üzere Tüketici Mahkemesinin görevsiz olduğunu, ipoteğin terkini talebine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının ipoteğin terkini talebine ilişkin davasını bir yıllık hak düşürücü sürede açmadığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin sözleşme alacaklısına şahsi hak tanıyan bir sözleşme olduğundan TMK'nın 1009 uncu maddesi gereğince tapuya şerh edilmemesi halinde üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, tapu sicilindeki kayda göre hareket eden üçüncü kişi konumundaki müvekkilinin iyi niyetinin korunması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kredi sözleşmesinden kaynaklı ipoteğin yeniden tesisi istemine ilişkin olup, olayın çözümü Bankacılık Hukukunun uygulanmasına bağlı olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 03.02.2010 Nosu : 300-38 - K A R A R - Uyuşmazlığın ödünç para alma karşılığı düzenlenen protokol nedeni ile davalının tesis etmediği ipoteğin tesisi istemine ilişkin bulunmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 03.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaza rıza dışı ipotek tesisi ettirildiği iddiasıyla ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 06.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ipotekte müvekkil kooperatifin ne alacaklı ne de borçlu olduğunu, müvekkilin sözü edilen ipoteğin tarafı olmadığını, bir başka deyişle davacının dava konusu yaptığı ipoteğin alacaklısı .......