- KARAR - Davacı vekili, davalı şirket tarafından davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiğini, tesis edilen intifa hakkı kapsamında davalı şirket tarafından dava dışı... Ltd Şti.’ye petrol istasyonu işletme bayiliği verildiğini ileri sürerek, kurulan intifa hakkından dolayı davacıya hissesi oranında intifa bedeli verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazda davalı şirket lehine kurulmuş intifa hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının dava konusu alacağına dayanak yaptığı intifa hakkının davalı şirket lehine tesis edilmediği, intifa hakkının dava dışı ......
olup müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, intifa hakkının kaldırılması yönünde malik tarafından yapılan bir başvuru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesini 18.5.2009 tarihinde imzalandığı, 18.9.2005 tarihinden sonra imzalandığı için 5 yıl süre ile grup muafiyetinden faydalanabileceğini 18.5.2010 tarihinde muafiyetin sona ereceğini, dava tarihi itibari ile sürenin sona ermediği, davacı lehine tesis edilen intifa hakkının halen devam ettiği bu hak tapudan terkin edilmediği sürece karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesinden söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Eldeki davada da intifa hakkının terkini ve kira sözleşmesi şerhinin terkini istemleri aynı davada ileri sürülmüş ve objektif dava birleştirmesi oluşmuştur. Objektif dava birleşmesinde taleplerin değeri toplamı üzerinden görevli mahkeme belirlenir (HUMK.m.3). Bu durumda terkini istenen intifa hakkı değeri ile şerh edilen kira sözleşmesine konu bir yıllık kira bedeli toplamı davanın değerini oluşturur. Davacının terkinini istediği intifa bedeli yıllık 3.000.00 TL olup dava tarihi itibariyle kalan 10 yıllık intifa hakkının terkini istendiğinden 30.000,00 TL intifa hakkının terkini davasının değerinin bir yıllık kira bedeli 6000,00 TL'de kira sözleşmesi şerhinin terkini isteminin bedelini oluşturur. Taleplerin toplam değeri nazara alındığında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
, daha sonra Rekabet Kurumunun 12/03/2009 tarihinde internet sitesinde yayınlamış olduğu duyurusu ile 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliğinde koşulları belirtilen muafiyetten yararlanabilmek bakımından, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri ya da uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi şahsi ya da aynı hakların da 5 yıllık muafiyet süresi ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğinden, taraflar aralarındaki münakit sözleşmelerin anılan gereklilik ile uyumlu hale getirilmesi konusunda serbest iradeleri ile anlaştıklarını ve 22/06/2011 tarihli protokolü imzalamış olduklarını, buna göre 09/06/2013 tarihinde sona erecek olan bayilik sözleşmesi tarafların serbest iradeleri ile sona erdirilecek ve azami 5 yıl süreli yeni bayilik sözleşmesi imzalanacağını, yine ... lehine 17/01/2023 tarihine kadar olan intifa hakkının süresi kısaltılarak bayilik sözleşmesi ile uyumlu hale getirileceğini,...
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini belirtmiş, taşınmazda intifa hakkı sahibi olan dahili davalı ... da, bilirkişi raporlarına bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir. Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa , satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....
Yasanın 795. maddesine göre intifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tescil ile kurulur. Somut olayda, dava konusu taşınmazda davalıların bayii olan ... ... ve ... Türk Medeni Kanununun 795. maddesi hükmü uyarınca ancak malik oldukları pay üzerinde intifa hakkı tesis ettirebilirler. Taşınmazın tamamını kapsayacak şekilde ve malik olmadıkları davalıların murislerine ait payı kapsayacak şekilde intifa hakkı tesis ettirme olanakları yoktur. Mahkemece, davalılara ait paylar üzerindeki intifa hakkının bırakılarak davacılara ait pay üzerinden intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının kaldırılması isteminin tümü ile reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
İntifa hakkının cebri icra yoluyla sona ermesi için taşınmaz üzerinde kurulmuş rehin ve intifa hakları bulunması, rehin sırasının , intifa hakkından önce gelmesi gerekmekte olup somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip ve intifa hakkından önce kurulmuş rehin bulunmadığından, intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması yönünde satış kararı verilen çıplak mülkiyet değeri 270.000 TL olarak tespit edilen ilk satışta en az 157.000 TL ' ye satılması gereken ve sadece 180.000,00 TL ihale edilen taşınmaz üzerinde intifa hakkının ihale ile sona ermesi mümkün olmadığı, ihale alıcısının taşınmazı irtifak hakkı ile yükümlü olarak aldığını bildiği halde " intifa hakkının da paraya çevrildiği" beyanından dahi önce, tescil yazısının satış kararından farklı yazılarak davacının intifa hakkının terkinine neden olan icra dairesi işlemi kusurludur."...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1497 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, taşınmaz kaydında 10.10.2002 tarihli 15 yıllık intifa hakkının bulunduğunu, davalı ... ile taşınmaz kaydındaki intifa hakkının terkini ve yeni bayilik sözleşmesi yapma konusunda anlaştıklarını, bu inançla da taşınmazın satın alındığını, ancak davacının intifa hakkını terkin ettirmediği gibi bayilik sözleşmesini de düzenlemediğini ileri sürerek Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı tebliğine aykırı olan ve 5 yılı aşan intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalı ..., taşınmazı intifa hakkının terkin edileceği düşüncesi ile davacıya sattığını beyan etmiştir. Davalı ..., intifa hakkının terkin koşullarının oluşmadığını, bu nedenle davacının isteminin reddini savunmuş, karşı davasında da intifa hakkına elatmanın önlenmesi ile taşınmazın kendisine teslimi isteminde bulunmuştur....
Davalı vekili, TBK 82. maddesi uyarınca 2 yıllık sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinin zamanaşımı süresinin geçtiğini, intifa hakkının davacının kusuru ile sona erdirildiğini, Rekabet Kurulunun 2002/2 dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyetine ilişkin tebliğe göre intifa hakkının sözleşme tarihinden 5 yıl sonrası olan 29.05.2012'de terkin edildiğini, ayrıca protokolün 6. maddesinde de davacıya intifa hakkının terkini halinde herhangi bir ek ödeme yapılmayacağına anlaşıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, işleticilik sözleşmesinin feshinin intifa sözleşmesinin ve dolayısıyla tesis edilen intifa hakkının da ortadan kaldırılması sonucunu doğurmayacağını, işleticilik sözleşmesinin feshi ile intifa hakkının ortadan kaldırılmasının tamamen farklı hukuki nedenlere ve sonuçlara bağlı olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....