WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, intifa hakkının binanın yeniden inşası sırasında problem çıkmaması için kaldırıldığını, kaldırma öncesi intifa hakkının yeniden tesisi konusunda oğlunun sorun çıkmayacağını söylemesi üzerine intifa hakkının kaldırıldığını ancak davalının davacıyı kandırdığını ve yeniden intifa hakkının tesis edilmediğini iddia etmektedir. Hile, bir kimseyi belirli bir hususu yapmaya sevketmek, o yönde bir irade açıklamasında bulunmasını sağlamak kastı ile o kimsede yanlış bir kanı uyandırmak ya da esasen var olan yanlış (hatalı) fikrinin devamını sağlamaktır. Hatada, dıştan bir etki olmaksızın kişi kendisi irade sakatlığına düşmüştür. Bu sakatlığın sebebi kişinin kendi hatasıdır. Hilede de kişinin iradesi ile beyanı arasında bir uyumsuzluk doğmuştur. Ancak bu uyumsuzluğun sebebi kişinin kendi yanılgısı değil, yanıltılmasıdır. Bundan dolayı hilede irade ile beyan arasındaki uyumsuzluk, sözleşme iradesinin oluşması aşamasında gerçekleşir....

e, intifa hakkı tanınmak suretiyle 54.000,00 TL bedelle ...'e satış yapılmıştır. Karar tarihinden sonra temyiz aşamasında davacının açmış olduğu dava sonucunda davalıların da kabulü üzerine ... lehine konulan intifa hakkının terkinine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre payın satıldığı sırada pay satan Ali İrfan ile davalı Y.. C.. ve eşi ... 'in davacıyı zararlandırmak amacıyla pay üzerine intifa hakkı tesis ettirdikleri anlaşıldığından mahkemece dava konusu payın ...'e satış bedeli olan 27.000,00 TL ile resmi akitte ödenen harç ve masrafların toplamı depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Nedim lehine tanınan intifa hakkı bedelinin de şuf'a bedeline dahil edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur. Taşınmaz üzerinde 13.02.2016 tarihinden itibaren on yıl geçerli olmak üzere 902.002,50 TL bedelle davacı ile eski malikler arasında intifa hakkına ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğu ve ayni hakkın tapu siciline tescil edilerek geçerlilik kazandığı anlaşılmıştır. İntifa, taşınmaza bağlı bir hak olup intifa konusu gayrimenkulün sicilin aleniliği ilkesi gereğince davalı tarafından satın alınması ile taşınmazın intifa yükü ile birlikte satın alındığı anlaşılmıştır. Taşınmazın davalı tarafından intifa yükü ile satın alınmış olması nedeniyle, intifanın terkini işlemi, yeni malikin mal varlığı değerinde artış meydana getirecektir....

      Noterliğinin 19.07.2011 tarih ve 66364 sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri Mehmet Kepez ve Necdet Kepez'den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur. Taşınmaz üzerinde 13.02.2016 tarihinden itibaren on yıl geçerli olmak üzere 902.002,50 TL bedelle davacı ile eski malikler arasında intifa hakkına ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğu ve ayni hakkın tapu siciline tescil edilerek geçerlilik kazandığı anlaşılmıştır....

      Mahkemece, taşınmazın meralık vasfı kalkmış olmasına rağmen imar planı içerisinde kısmen Belediye hizmet alanı, kısmen yol ve kısmen de rekreasyon alanında kaldığı, taşınmazın üzerinde de Belediye hizmet binalarının bulunduğu, belediyenin taşınmazı intifa hakkı amacına uygun olarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz niteliğinin değişmesi nedeniyle intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Gerçekten de dava konusu taşınmaz, belediye adına tescilli iken açılan dava sonucu mera vasfı ile ... siciline kaydedilmiş ve intifa hakkının da belediyeye ait olduğu belirtilmiştir. Ancak, taşınmazın Belediye Başkanlığının başvurusu üzerine niteliği yasal prosedürüne uygun olarak değiştirilmiş, 01.02.2008 tarihinde de ham ... vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir. Bu işlem sırasında da tapuya intifa hakkı da yazılmıştır....

        İntifa hakkının imar uygulamasından önce tesis edilmesi karşısında az yukarıda değindiğimiz hakkın kötüye kullanılması olgusunun varlığı olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca, 52 ve 53 parsel malikleri imar uygulamasının iptali için idari yargıda dava açmışlar, davacı tarafta ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Bu davalar derdest iken, intifa hakkının terkini istemi ile 09.04.2003 tarihinde de eldeki dava açılmıştır. Dava görülmekte iken de, idari yargı imar uygulamasını iptal etmiş ve karar kesinleşmiştir. İntifa hakkının terkini davasının açıldığı tarihte idari yargıdaki davalardan davacının haberdar olmadığından söz etmek mümkün değildir. Ortaklığın giderilmesi davasında da idari yargıdaki dava dikkate alınmıştır. Davacının intifa hakkının terkinini idari yargıdaki davanın sonucunu beklemeden eldeki davayı açması davanın konusuz kalabileceği riskini baştan kabul etmesi anlamına da gelmektedir....

          İntifa hakkının imar uygulamasından önce tesis edilmesi karşısında az yukarıda değindiğimiz hakkın kötüye kullanılması olgusunun varlığı olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca, 52 ve 53 parsel malikleri imar uygulamasının iptali için idari yargıda dava açmışlar, davacı tarafta ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Bu davalar derdest iken, intifa hakkının terkini istemi ile 09.04.2003 tarihinde de eldeki dava açılmıştır. Dava görülmekte iken de, idari yargı imar uygulamasını iptal etmiş ve karar kesinleşmiştir. İntifa hakkının terkini davasının açıldığı tarihte idari yargıdaki davalardan davacının haberdar olmadığından söz etmek mümkün değildir. Ortaklığın giderilmesi davasında da idari yargıdaki dava dikkate alınmıştır. Davacının intifa hakkının terkinini idari yargıdaki davanın sonucunu beklemeden eldeki davayı açması davanın konusuz kalabileceği riskini ... kabul etmesi anlamına da gelmektedir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira parasının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın malikinin davacı ... olduğunu, taşınmazın intifa hakkı sahibinin ise kiralayan ... olduğunu, davalı ... ile intifa hakkı sahibi ... arasında imzalanan 01/01/2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile taşınmazın davalıya kiralandığını, sözleşmede aylık kira bedelinin 2,500 TL olarak kararlaştırıldığını, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının davacı lehine kaldırıldığını, bunun üzerine .. 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL,İNTİFA HAKKININ İPTALİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı 1143 ada 2 sayılı parselde davalı Vakıf lehine 25.11.1986 tarihinde intifa hakkı tesis edildiğini, intifa hakkının tesisinden önce müvekkili tarafından yaptırılan huzur evinin Vakıf tarafından işletildiğini, ancak intifa hakkı tesisinden sonra Vakıf tarafından başka binalar yaptırılıp kiraya verildiğini ileri sürerek, muvazaalı olarak kurulan ve kapsamına aykırı kullanılan intifa hakkı tesisi işleminin iptaline, huzur evi binası ile diğer binaların mülkiyetlerinin müvekkiline aidiyetinin tespitine, bunlara vaki müdahalenin önlenmesine ve intifa hakkı tesisinden sonra yaptırılan binalar nedeniyle geriye dönük 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemiştir....

                Olaya uygulanması gereken 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 700.maddesi "bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder" hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi'nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir. Diğer yandan dava intifa hakkı sahibinin haklarını yakından ilgilendirdiğinden satış yoluyla paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur....

                  UYAP Entegrasyonu