Ayrıca, intifa hakkının danışıklı kurulduğu iddiası veya iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığı da ileri sürülerek terkin isteğinde bulunulabilir. Türk Medeni Kanununda müşterek mülkiyette paydaş olan kişinin intifa hakkının özelliği gereği payı üzerinde intifa hakkı kurabileceği kabul edilmiştir. Ancak paydaşa bu hak verilirken, payı üzerinde intifa hakkı kurmasının diğer paydaşların mülkiyet haklarını kullanmalarına zarar vermeyeceği öngörülmüştür. Diğer taraftan intifa hakkı ile yüklü olarak bir taşınmazın satılmasının o taşınmaz malın değerini düşüreceği de bir gerçektir. Uygulamada bazı paydaşların haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığı halde diğer paydaşları zarara uğratmak ve onları külfet altına sokmak için payları üzerinde intifa hakkı tesis ettikleri görülmektedir. Somut olayda da; dava konusu bağımsız bölümlerde davalı ... paydaştır....
-KARAR- Davacı vekili, tapuda davalı adına kayıtlı taşınmazda bulunan akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak akdedilen intifa hakkı tesisi ve yatırım hakkındaki protokol ve ekleri uyarınca akaryakıt istasyonunun kullanma, yararlanma ve tasarruf haklarının 02.10.2022 tarihine kadar davacı şirkete bırakıldığını, akaryakıt istasyonunun imzalanan bayilik sözleşmesi tahtında Shell akaryakıt istasyonu olarak faaliyet gösterdiğini, ancak Rekabet Kurulu'nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı genel duyuru ve sonrasında aldığı kararlar ile intifa süresini bayilik sözleşmesine bağlayarak grup muafiyeti süresini 5 yıl ile sınırlandırdığını, bu süreyi aşan süre için intifa hakkının hukuken ya da fiilen ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle kullanılmayan döneme isabet eden süreye kıstelyevm usulüyle hesaplanacak tutarın iadesi gerektiğini belirterek, 1.724,373 TL.'...
Dava, davalıya ait taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen intifa hakkının davacı tarafından tapudan terkin edilmesi nedeniyle ödenen terkin harcının Harçlar Kanunu'nun 58/f maddesi gereği davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu davalıya ait taşınmaz üzerinde 02.12.1999 tarihinde davacı şirket lehine 16 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, 28.09.2010 tarihinde davacı şirket tarafından belediye borç bedeli 1.690,83 TL., terkin işlem harcı 14.677,74 TL. Ve döner sermaye harcı 135,00 TL.olmak üzere toplam 16.503,57 TL.nin ödenerek taşınmazdaki davacı lehine tesis edilmiş olan intifa hakkının terkin edildiği dosya kapsamıyla sabittir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 58/f maddesi uyarınca intifa terkin harcının mükellefi, lehine terkin işlemi yapılan taşınmaz malikidir....
Taraflar arasında akdedilen 17/04/2011 tarihli sözleşmenin 5. maddesi : "İntifa Hakkının Kapsamı; Bu İntifa Hakkı Sözleşmesi ile kurulan İntifa Hakkı, Pay Sahibi'nin Şirket'te sahip olduğu paylar üzerinde Dutch Holdco lehine kurulmuş bir İntifa Hakkı niteliğinde olup, TMK 794. maddesinde belirtilen şekilde bu paydan kaynaklanan tüm haklardan yararlanma hakkı sağlayacaktır. Bu hak İntifa Hakkı Sahibi'ne aşağıda belirtilen istisnalar dışında TMK 794 ve TTK 360/4. maddesinde belirtildiği şekilde bu payların Pay Sahibi'ne sağladığı oy hakkı dahil tüm hakları da kullanıma imkanı verecektir. Taraflar, TTK 360/4. maddesinin emredici bir kural olmadığından hareketle ve aslında intifa hakkının, Pay Sahibi'nin Hissedarlar Sözleşmesi tahtında sahip olduğu hak ve yüktmlülükleri sınırlamak veya ortadan kaldırmak amacı gütmediğini de kabul etmişlerdir. Bu nedenle, intifa hakkının bu mutlak yapısına bazı istisnalar getirilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır....
Taraflar arasında akdedilen 17/04/2011 tarihli sözleşmenin 5. maddesi : "İntifa Hakkının Kapsamı; Bu İntifa Hakkı Sözleşmesi ile kurulan İntifa Hakkı, Pay Sahibi'nin Şirket'te sahip olduğu paylar üzerinde Dutch Holdco lehine kurulmuş bir İntifa Hakkı niteliğinde olup, TMK 794. maddesinde belirtilen şekilde bu paydan kaynaklanan tüm haklardan yararlanma hakkı sağlayacaktır. Bu hak İntifa Hakkı Sahibi'ne aşağıda belirtilen istisnalar dışında TMK 794 ve TTK 360/4. maddesinde belirtildiği şekilde bu payların Pay Sahibi'ne sağladığı oy hakkı dahil tüm hakları da kullanıma imkanı verecektir. Taraflar, TTK 360/4. maddesinin emredici bir kural olmadığından hareketle ve aslında intifa hakkının, Pay Sahibi'nin Hissedarlar Sözleşmesi tahtında sahip olduğu hak ve yüktmlülükleri sınırlamak veya ortadan kaldırmak amacı gütmediğini de kabul etmişlerdir. Bu nedenle, intifa hakkının bu mutlak yapısına bazı istisnalar getirilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır....
Davalı intifa hakkı sahibi ..., taşınmazın satışını istemediğini, intifa hakkının taşınmaz üzerinde devam etmesini istediğini, taşınmazın intifa yüklü olarak satılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 157, 581, 2521, 2522 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine, 581 parsel sayılı taşınmazın intifa yüklü olarak satılmasına, ...'ın intifa haklarının yeni malike karşı da devamına karar verilmiştir. Hükmün, davalı ... tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.12.2020 tarihli 2017/2750 Esas, 2020/8417 Karar sayılı ilamı ile "dava konusu taşınmazlarda ...'a ait 5/8 hisse üzerinde 09.03.2011 tarihinde ... lehine intifa hakkı kurulduğu anlaşılmaktadır....
İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu üzerinde feri zilyet olduğundan öz ve değerine zarar vermeden o eşyayı kullanabileceği gibi, yasanın zilyede tanıdığı haklardan da yararlanabilir. Buna karşılık intifa hakkı sahibinin hakkın konusunu iyi bir idareci gibi idare etmesi, o şeyin normal bakım ve işletme giderlerine katlanması ve eşyayı intifa süresi bitiminde malike iyi bir şekilde iade etmesi gerekir. Görülüyor ki, intifa hakkı sahibi ile hakkın konusu olan eşya arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Zira intifa hakkı başkasına devir ve intikali mümkün olmayan, ölümle mirasçılarına geçmeyen şahsi irtifak haklarındandır. Şahıs ile eşya arasında bir bağlantı yoksa intifa hakkının da bir amacı kalmaz. Yasanın aradığı anlamda intifa ilişkisi ancak hak sahibi ile eşyanın bütünleşmesi sonucu kurulabilir....
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya ait taşınmaz üzerinde 05/03/2007 tarihinde davacı yararına kurulan intifanın 18/01/2017 tarihinde terkin edildiği ve davacı vekilinin tapuda resmi memur önünde, "intifa bedelinin tamamını aldığından, çıplak mülkiyet malikleri lehine intifa hakkının terkinini" talep ettiği böylece bakiye intifa süresine tekabül eden bedeli aldığını kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davacı yararına, mülkiyeti davalıya ait taşınmaz üzerinde 05/03/2007 tarihinde 20 yıl süreli kurulan intifa hakkının 5. yılın sonunda 05/03/2012 tarihinde geçersiz hale geldiği, intifa hakkının da 18/01/2017 tarihinde terkin edildiği, terkin işlemine esas vekaletname ile vekil tayin edilen ...'...
-denetiminden geçerek onandığının görüldüğü -----anlaşılmakla talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.--------- sayılı ilamı ile; "Davacı lehine taşınmazda tesis edilmiş olan intifa hakkının intifa sözleşmesinde belirlenen süreden önce ve yine dava tarihinden önce fek edilmiş olduğu dosya içeriği ile sabittir....
Olaya uygulanması gereken 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700.maddesi " bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder" hükmünü taşımaktadır. Bu düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir. Somut olayda, davacı ...'ın payı üzerinde intifa hakkı kurulduğu hususunda davalı paydaşa Türk Medeni Kanununun 700. maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulup bulunulmadığı anlaşılamamaktadır....