İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacıya ait ... Rüzgar Enerji Santrali'ne (RES) ilişkin davalı idare tarafından verilen kapasite artış iznine yönelik tesis edilen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) ... tarih ve ... sayılı kararının geri alınmasına dair Kurulca verilen ... tarih ve ... sayılı karara davacı tarafından yapılan itiraz başvurusunun reddine dair ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idare tarafından davacı şirkete ait İzmir ilinde kurulu ......
Somut olayda; davacı alacaklı tarafından intifa sözleşmesi gereğince her ayın ilk 10 iş günü içerisinde ödenmesi gereken ancak ödenmeyen Ağustos 2018 ayına ait 16.500 USD intifa bedelinin talep edildiği, davalı borçlu tarafından intifa sözleşmesindeki imzaya , içeriğine ve aylık 16.500 USD intifa bedeline itiraz edilmediği için taraflar arasındaki dayanak intifa sözleşmesinin söz konusu takip bakımından kesinleştiği ve intifa sözleşmesine göre 16.500 USD aylık kira bedelinin her ayın ilk 10 iş günü içerisinde hesaba havale edilmek suretiyle ödeneceğine dair düzenlenme dikkate alındığında, takip ve dava konusu Ağustos 2018 ayına ait aylık 16.500 USD intifa bedelinin gecikmiş alacak niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; muvazaanın şartlarının oluşmadığını, iddiaların doğru olmadığını, satışın gerçek değeri üzerinden yapıldığını, 19/12/1986 tarihide yapılan satışın sadece çıplak mülkiyete ilişkin olduğunu, daha sonra taşınmaz üzerindeki intifa hakkının devredildiğini, çıplak mülkiyet için 4.500.000 TL ödendiğini, bu bedelin satış tarihinde gerçek değerin üzerinde olduğunu, 1986 yılında belediye emlak rayiç bedelinin 9.750.000 TL olduğunu, intifa hakkının 2003 yılında muristen kaldığını, 04/03/2003 tarihinde 49.000.000.000 TL değerinden müvekkiline satıldığını, belediye emlak rayiç bedelinin ise 76.220 TL olduğunu, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olduğunu, davacıların murisi mal kaçırma kastını ispatlamaları gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece;"1- Davanın asıl dava yönünden ve birleşen dava yönünden KABULÜ ile, Dava konusu İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Zühtüpaşa Mah., 1113 Ada, 91 Parsel, 5....
Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın tapu müdürlüğü nezdinde tutulan resmi tescil senedinde intifa bedelinin 186.520,00 TL olarak beyan edildiği, davacının intifa bedelinin resmi senette yazan bedel olmadığını iddia ettiği ve bu iddianın bedelde muvazaa iddiası olduğu, bir hukuki işlemin tarafının, hukuki işlemin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasına dayanarak kendi lehine bir hak talep etmesinin mümkün olmadığı, dolayısı ile davacı tarafın intifa bedelinin 2.212.500 USD ve 5.568.125,00 TL olduğuna yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. 09.07.2013 tarihinde intifa hakkının terkini sırasında tapu senedinde davacı şirket vekilinin, "intifa hakkı bedelini aldığından çıplak mülkiyet malikleri lehine hakkın terkinini" talep ettiği, bu beyana göre intifa bedel karşılığı yapılmış olup, güncellenmiş bedelin talep edilebileceği yönünde hakların saklı tutulmadığı, bu nedenle davacının artık intifa terkininden sonra kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamayacağı...
beyanla davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 12/06/2006 tarihinden itibaren 15 yıl süreyle intifa hakkı sahibi olduğunu, davalılardan uygun Petrol şirketi ise taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmelere istinaden müvekkil şirket bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı şirket tarafından 13/06/2011 tarihinde sonlandırıldığını, müvekkil şirketin intifa süresinin tamamının nazara alınarak peşin ödediği intifa bedelinin geçersiz ve müvekkil şirket tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen 52.387,73 TL lik kısmının KDV'yle birlikte davalıya ödenme tarihinden itibaren tahsiline, ayrıca davalı ...'un elde ettiği semerelerin işletme yatırım destek bedelinin ve sabit yatırım bedelinin de dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Açıklanan nedenlerle; idari işlemin iptali istenmediğinden taşınmazın aynına ilişkin iş bu davada adli yargının görevli olduğu gözetilip, davanın esasına girilerek, alınan raporda değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile idari yargı görevli olduğundan bahisle görevsizlik karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ün de taşınmazı terkettiğinden intifa hakkının konusu kalmadığı ve kira ilişkisinin sona ermesi nedenleriyle intifa hakkının terkini gerektiğini ayrıca, kefalet ve ipotek sözleşmesinde kefalet sorumluluğu gösterilmediğinden ve anılan sözleşmeyi okumadan imzaladığından geçersiz olduğunu ileri sürerek, intifa hakkının terkinini, ipoteğin fekkini ve kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitini istemiştir. Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava dışı ... ile bayilik sözleşmesi düzenlediklerini, davacının da taşınmazda intifa ve ipotek tesis ettirdiğini, bayinin borçlarını ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itirazın iptali için açılan davasının derdest olduğunu, intifa, ipotek ve kefalet sözleşmesinin iptalini gerektirecek husus bulunmadığını, davacının tazminat ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalı vekili, davacı şirketin tapu kayıtları incelendiğinde görüleceği gibi, kendi yetkililerini görevlendirerek intifa şerhini tek taraflı olarak kaldırmış olduğunu, davacının rekabet kurulu kararına istinaden idari yaptırıma uğramamak için intifa sözleşmesini rızasıyla sona erdirmiş olduğunu, kendi rızasıyla yaptığı bir işlemden dolayı müvekkili şirketin sorumlu gösterilerek hak iddia etmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, intifa bedelinin kdv hariç tutarı dikkate alınarak kalan bakiye süre uyarınca davacıya ödenmesi gereken intifa alacak miktarının tespiti ile birleşen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe itirazın iptali için açılan davada alacak miktarı ile ilgili olarak itirazın iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi uygun görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....