Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen işlemin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı idare tarafından tesis edilen protokolün 3 ay süreyle feshi, 7.977,72 TL cezai şart ve 24.091,45 TL reçete bedelinin tahsili işlemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yapılan işlemin sadece hasta beyanlarına dayandırıldığını, hastalara herhangi bir yönlendirme yapılmadığını, ilaç katılım payı yönünden ise, kuruma hiçbir kesinti olmadan faturalandırma yapıldığını, kurumun zararın olmadığını belirterek işlemin iptalini...
HUKUK DAİRESİ Davacı, 87 yaşında olduğunu, üvey oğlu olan davalının maliki olduğu 6246 ada 56 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümünü hileli davranışlarla intifa hakkını kendisinde bıraktırarak adına tescil ettirdiğini, işlemin hukuki boyutlarını ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olmadığını, olayı tesadüfen bir kaç ay öncesinde anladığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının işlemi isteyerek yaptığını, hatta davacı ile aralarında davacının ölmesi durumunda kardeşi Samiha adına intifa hakkının tesis edileceğine dair taahhütname düzenlediklerini, davacının taşınmazı kendisine bağışlama iradesi ile devrettiğinden bağışlamadan rücu için hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı davacı şirkete idari para cezası uygulanmasına ilişkin kısım yönünden davanın reddine, davacı şirketin dağıtıcı lisansının iptaline ilişkin kısım yönünden dava konusu işlemin iptaline, yeniden lisans almak için ödenen bedelin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi yolundaki kararının, işlemin iptali ile yeniden lisans almak için ödenen bedelin davacıya iadesine ilişkin kısmının onanmasına dair Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17/02/2020 tarih ve E:2015/4965, K:2020/474 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir....
Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin Rekabet Kurulu kararı gereği süresinden önce sona ermesi nedeniyle, davacı tarafça sözleşmenin devam edeceği inancıyla davalıya ödenen intifa bedelinin kullanılmayan süreye isabet eden kısmının kıstelyevm hesabına göre davacıya iadesi gerekir. İntifa bedeli terkin isteminde davacı tarafça çıplak mülkiyet sahibi lehine 124.348,50-TL bedelle intifa hakkından feragat edildiği belirtilmiş olup, bu beyan intifa bedelinin ödendiği anlamına gelmediği gibi intifa bedelinden feragat anlamı da taşımamaktadır. Davalı taraf bedel ödediğini savunmadığı gibi bedel karşılığında intifa hakkından feragat nedeniyle davacının intifa bedeli talep edemeyeceğinin kabulü doğru olmamıştır....
23.maddesi uyarınca alt yapı katılım bedelinin hesaplanmasında yapı ruhsatı verilen imar parselinin hizasına rastlayan alt yapı katılım bedelinin belirlenmesi ve buna göre ruhsat sahibinden alt yapı katılım bedelinin talep olunması gerekirken ada bazında alt yapı katılım bedeli hesaplanarak ve bu bedelin hesabında kamuya terk edilen alanın da dikkate alınması suretiyle brüt alan üzerinden yapılan hesaplama sonucu belirlenen altyapı katılım bedeline ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı ayrıca tahakkuk ettirilecek alt yapı katılım bedelinin, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 97. maddesi hükmü uyarınca belediye meclisince kabul edilecek tarife üzerinden hesaplanması gerekirken herhangi bir belediye meclis kararı olmaksızın belediye başkanlığı işlemi ile altyapı katılım bedeli belirlenmiş bulunduğundan dava konusu işlemin bu yönüyle de mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş...
Gerçekten, davacı 30.11.2004 günlü başkonsoloslukta düzenlenen vekaletnamede taşınmazda ölünceye kadar intifa hakkı verilmesi şartı ile satış yapmak üzere dava dışı ...’ı vekil tayin etmiş, vekaletnamedeki bu koşula rağmen satış tapu kaydına intifa hakkı düşülmeden yapılmıştır. Türk Medeni Kanununun 794. ve devamı maddeleri uyarınca intifa hakkı taşınır ve taşınmaz mallar, hatta haklar ve bir mal varlığı üzerinde kurulur ve hak sahibine konusu olan eşyadan tam olarak yararlanma hakkı sağlar. İntifa hakkı, kanuni intifa hariç taşınmazlar üzerinde resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile teessüs eder. Başka bir anlatımla, intifa hakkının kurulması için hak sahibi ile taşınmaz mal maliki arasında mutlaka bir sözleşmenin yapılması zorunludur. Sözleşmeyi düzenleyecek merci ise tapuda resmi senet yapma yetkisi olan Tapu Müdürlüğüdür. Böyle bir sözleşme bulunmaksızın hak sahibi olduğunu iddia eden kişinin talebi ile kazai yoldan intifa hakkı kurulma olanağı bulunmamaktadır....
Aynı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır. Bir düzenleyici işleme karşı açılan iptal davasında, idari işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli maddelerin iptalinin istenebilmesi de mümkündür....
İdare Mahkemesinin 2005/1733 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiğini, taşınmazın oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece yolsuz teşkil iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece "... mahkemece idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediğinden yolsuz tescilin söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmaza dayanak idari işlemin iptali için İdare Mahkemesinde açılan davanın henüz sonuçlanmadığı ve mahkemece bu hususun üzerinde durulmadan sonuca gildildiği anlaşılmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/459 Esas sayılı dosyasından izaleyi şuyu davası açtığını, yapılan işlemin tamamen muvazzalı olup söz konusu yerin değerinin azaltılması için yapıldığını, somut olayda söz konusu intifa hakkının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle süresi içerisinde dava açıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı ... lehine intifa, TMK'nın 700 üncü maddenin de yer aldığı 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra kurulduğundan bu maddenin uygulanması gerektiğini, ...'nun 21.10.2020 tarihli intifa hakkının izale kararı verilirken göz önüne alınmaması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. 2....
İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....