İmzaya itiraz dışında kalan diğer bütün itirazlar borca itiraz olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanan itirazlar borca itiraz niteliğindedir.” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-İstanbul)Borçlu tarafından imzaya itiraz edilmiş ise de, adı geçenin vekilinin 22/04/2015 tarihli duruşmada ayrıca senedin miktar kısmında tahrifat yapıldığı itirazında da bulunduğu görülmektedir....
Mahkemece istemin incelenmesi sırasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş, inceleme sonunda usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, imzaya itirazın reddine hükmedilmiştir. İmzaya itirazın reddi kararı borçlular tarafından temyiz edilmiş, istemin reddine karar verilmesi sebebiyle alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra müdürlüğünce talep kabul edilmiştir. Borçlular tarafından, imzaya itiraz incelemesi sırasında icra mahkemesince verilen takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tedbir kararının HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca aksi karar verilmediğinden karar kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir....
Yardımcı isimli kişi olduğunu, bu kişinin şirket yetkilisinin eski eşi olduğunu, bu kişinin şirket adına senedin tanzim tarihinde imzaya yetkili olup olmadığının araştırılmasını istemiş ise de ticaret sicil kayıtlarında böyle bir bilgiye rastlanmadığından rapora itirazı yerinde görülmemiş, borca (imzaya) itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Borca (imzaya) itirazın kabulüne, İİK 169/a maddesi uyarınca takibin durmasına, davalı itiraza konu senette lehtar olduğundan bu nedenle en azından ağır kusuru bulunduğundan asıl alacağın % 20 si oranında icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece;" Davacının imzaya itirazının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/121343 Esas sayılı takip dosyasındaki davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına, davacının imzaya itirazı kabul edilmiş olduğundan borca itirazına yönelik karar verilmesine yer olmadığına, davalı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Şikâyetçi vekili şikâyet olunan tarafından girişilen takibin, borçlunun imzaya yönelik itirazı üzerine tedbiren durdurulduğunu, bedeli paylaşıma konu aracın teminat olarak haczedildiğini; hem durdurulmuş takipte haciz konulamayacağını ve hem de teminat maksatlı konulan tedbirin müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasındaki haczin önüne geçemeyeceğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikâyet olunan vekili aracın haczi suretiyle vücut bulan teminatın sıra cetveline dâhil edilmeksizin ödenmesi gerektiğini bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur....
Somut olayda, imzaya itiraz edenin lehtar-1. ciranta konumunda olduğu, takip alacaklısının ise 2. ciranta olup lehtarın cirosu ile senetleri iktisap ettiği, borçlunun imzaya itirazı üzerine yapılan incelemede imzanın adı geçene ait olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Alacaklı, lehtar-1. ciranta ile doğrudan ilişki içerisinde olduğundan borçlu adına atılan imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/8581 ve 2014/8582 Esas sayılı icra takip dosyalarından ödeme emirlerinin borçluya 07.04.2014 tarihinde, 2014/2175 Esas ayılı dosyasından 31.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddeinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 23.05.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurup ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürüp imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, borçlunun İstanbul 2....
"0" rakamının üzerine optik ve spektroskopik yöntemlerle fark saptanamayan bir kalem ile herhangi bir rakamla eşleşmeyen tehdit işaretine benzer çizgiler çizilmiş olduğu yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmış; sonuç olarak senet üzerindeki imzanın davacı T1 elinden çıktığı yönünde rapor verilmesi karşısında davacının Davacının imza ve senetteki tahrifat nedeni ile kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı itirazı yönünden davanın reddine,imzaya itirazının haksız olduğu anlaşılan borçlunun takip konusu alacağın (259.000,00 TL) %10 oranında (25.900,00 TL) adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilmesi gerekmiş...'' şeklindeki gerekçe ile "davacının imza ve senetteki tahrifat nedeni ile kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı itirazı yönünden davanın reddine, İmzaya itirazının haksız olduğu anlaşılan borçlunun takip konusu alacağın (259.000,00 TL) %10 oranında (25.900,00 TL) adli para cezası ile mahkumiyetine" karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/513 ESAS- 2022/452 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2021/13529 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, takip dayanağı senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını beyanla, imzaya itirazların kabulü ile takibin iptaline, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "imzaya itirazı ispat külfetinin davalı alacaklı olduğu, bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmamış olduğu" gerekçesi ile, "1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul 3. İcra Dairesi 2021/13529 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin İİK....
Somut olayda; bono altındaki imza borçlu şirket yetkilisine ait olmadığından icra takibinin davacı yönünden durdurulmasına karar verilmiş, imza itirazı kabul edilen bono yönünden davalının takip dayanağı bonoda lehtar, borçlunun ise keşideci olduğu bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olacağı, bonolardaki imzanın itiraz eden borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoları alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceğinden davalının imza itirazı kabul edilen bono yönünden %10 para cezası ve %20 icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına" karar verildiği anlaşılmıştır....