Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, takip konusu senette iki ayrı vade tarihi olması nedeniyle senedin adi senet vasfında olduğu, dava konusu takibe davalı borçlunun imza yönünden de itiraz ettiği, ancak yargılama aşamasında borçlu davalı tarafından imzaya itiraz edilmediği, davalının imza incelemesi için yargılama aşamasında başvuruda bulunmadığı, davalıya verilen kesin sürede imza örneklerinin sunulmadığı, alacak miktarının belli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı vekili temyizinde, takibe itirazın imza itirazını da kapsadığını belirtmiştir. Davacı kambiyo senedi vasfında olmayan belgeye dayanarak takip talebinde bulunmuş, takibe itiraz üzerine bu dava açılmıştır. 12/11/2012 tanzim tarihli belgedeki imzanın borçluya ait olup olmadığını ispat yükü davacıda bulunmaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/4211 Esas sayılı takibe yönelik itirazların reddine şeklinde hüküm kurulduğunu, oysa ki davalı defaten belirttiği gibi sıralı olarak aldığı senetlerin hiçbirinde müvekkilimin imzasının olmadığını, senette müvekkilinin imzası olmamasına rağmen davanın kısmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin vermiş olduğu itiraz dilekçelerinde borca ve imzaya itiraz ettiğini, açıkça imza itirazı olan Konya 4....

    İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacılar aleyhine 4 adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacıların takibe konu bonolar üzerindeki imzaya itiraz ettikleri, senedin kambiyo vasfında olmadığını ve borca itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptalini istedikleri, imzaya itiraz yönünden alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre senedin ön yüzünde keşideci T1'a atfen atılan imzaların T1'ın eli ürünü olmadığı , bu nedenle davacı T1 yönünden İİK 170 madde kapsamında takibin durdurulmasına ve takip alacaklısı ile aralarında birebir ilişki olduğundan takip alacaklısının lehtar olması nedeniyle davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi yasaya uygun olup kapsam ve sonucuna itibar edilen bilirkişi raporuna göre takibe konu bonoların ön yüzünde T2'a atfen atılan imzaların davacı T2'ın eli ürünü olduğu, keşideci dışında senedin ön yüzünde bulunan imza aval hükmünde olduğundan imzaların istiklali...

    Kanunu 55,58, 61 ve TTK 370. Maddelerinin açık olduğunu, kararda yer verilen gerekçenin aksine borçlu koop. Yetkililerinin icra dairesine yapılan başvuruya (itiraza) karşı çıkmadıkları yönünde bir beyan, savunma ve iddianın mevcut olmadığını, borca itirazın 7 günlük sürenin 3. Gününde yapıldığını, acil ve çok kısıtlı bir sürenin de sözkonusu olmadığını, borca itiraz tarihi itibarı ile Cemil Elitaş, Nedai Daşdemir ve Ramazan Demir'den herhangi iki kişi ile borçlu T5n temsil edildiğini, ancak itiraz dilekçesinde Cemil Elitay'a ait tek imza bulunduğunu, itiraz süresine daha 4 gün varken ve davalı tarafından bu yönde bir savunma yapılmadığı olmadığı halde mahkemece diğer üyelerin icazet verdiğinin varsayılmasının ve tek imza ile yapılan itirazın geçerli kabul edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, yapılan itirazın eksik ve geçersiz olup 7 günlük süreden sonra ikmalinin söz konusu bulunmadığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir....

    Borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı gibi itirazlar borca itiraz niteliğindedir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 783). İİK’nın 169/a maddesinin 5. fıkrası uyarınca itirazın kabulü kararı ile takip durur. 13. Bu aşamada belirtmek gerekir ki takibe dayanak bononun borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde tüzel kişiyi temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, bonodan doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye ait olur....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2019/605 ESAS - 2021/454 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, takibe konu bonoda düzenleme yeri olmadığından kambiyo vasfında olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini, takibe konu bonoda ise tek imza bulunduğunu, imzaya, borca ve takibin ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini istemiştir....

      Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından; kira sözleşmesi olarak sunulan sözleşme fotokopi sayfasında herhangi bir imza olmadığı, fotokopi belgede kiranın 20.000 TL olduğu diğer sayfalarda ise imza olmasına rağmen kira bedeline ilişkin hiçbir hüküm olmadığı, şayet alacaklı, sözleşmeyi bu haliyle takibe dayanak yapmış ise takipte asıl kira alacağını 31.600 TL olarak hesaplanmasının hatalı olduğu, kira bedeli tespitine ilişkin derdest davanın mevcut olduğu, bu nedenle borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini belirtilerek takibe süresi içinde itiraz edilmiştir. Davalı, kira sözleşmesinin ilk sayfasında imza olmadığını belirtmiş sonraki sayfalardaki imzaya itiraz etmemiş olduğundan, takibe konu kira bedeline ve kiracılık ilişkisine açıkça itiraz etmediğinden takipteki kiracılık ilişkisi kesinleşmiştir. Sözleşmenin 6. maddesinde kira bedellerinin artırılacağının belirtildiği ve artışların bu maddeye uygun olarak yapıldığı görülmektedir....

      -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket aleyhine başlattığı haciz yoluyla takibi iflas yoluna çevirdiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, haciz yoluyla takibe itiraz etmeyen borçlunun takibin iflas yoluna çevrilmesi üzerine yaptığı itirazın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, takibe konu bonoda şirketi temsilen tek imza bulunduğunu, davalı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, borcun kabul edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

        “Somut olayda, takibe konu çekin muhatap bankaya ibraz edildiği, ancak çek üzerinde, çekin keşidecisinin imzası uyuşmadığından hiçbir işlem yapılamadığına dair şerhin mevcut olduğu, ibraz tarihi olarak ise 29.06.2015 tarihinin bulunduğu görülmekle, alacaklının TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybetmediği anlaşılmaktadır.” (Yargıtay 34 XX 302/16653 E. 2017/8610 K) Öte yandan, dava dilekçesinde çekin yetkili imzasının bulunması gerektiği beliriltmekle senedin kambiyo vasfı taşımadığı ileri sürülmekte ise de “Borçlu, imzaya itiraz etmek istiyorsa, bunu (imzaya itirazını) ödeme emrine itiraz dilekçesinde açıkça bildirmek zorundadır. (168/4) Mesela, “senetteki imzayı inkar ediyorum.” “imzaya itiraz ediyorum” “imza sahtedir” “imzayı kabul etmiyorum” “imza bana ait değildir” “senet imza etmedim” gibi” (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı S.799) davacının itirazı imzaya itiraz mahiyetinde olmadığından bahisle.. Davanın reddine..." karar verildiği görülmüştür....

        Mahkemece grafolog bilirkişiden alınan 13.03.2020 tarihli kök raporda; takibe konu çeklerdeki imzanın, mukayeseye esas belgelerdeki imzalarla karşılaştırılması sonucu takibe konu çeklerdeki imzaların Emrullah Bıyık'ın eli ürünü olduğu, Beytullah Bıyık ve Emre Bıyık'ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiş, davalının talebi üzerine davacı tarafından daha önce davalıya verilen ve ödenen çeklerdeki imza ile takibe konu çekteki imzanın karşılaştırılması için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi 13.03.2020 tarihli ek raporunda; ödenmiş çeklerdeki imzalar ile takibe konu çeklerdeki imzaların Emrullah Bıyık'ın eli ürünü olduğunu tespit etmiş, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu'ndan alınan 17.02.2021 tarihli raporda ise; mukayese imzalar ve çekler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda imzalar arasında farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların Emrullah Bıyık'ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, ayrıca takibe konu çeklerdeki imzalar ile ödenmiş çekler üzerinde yapılan imza karşılaştırmasında...

        UYAP Entegrasyonu