Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bundan başka; tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır....

    Bundan başka; tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. İncelenen dosya kapsamına göre; her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yetersiz, dayanak bilirkişi raporu ise hüküm kurmaya elverişli, denetime açık tespitler içermemektedir. Şöyle ki: Dosya kapsamındaki; ......

      Köyü 147 ada 4 parselin 2/B sahasında yer aldığı iddiasıyla açılan tapu iptali tescil davası sonucu mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafca temyiz edildiği, yörede yapılan imar uygulaması sonucu 4 nolu imar parselinin davalıya 103 nolu kadastro parselindeki payına karşılık verildiği, ancak; imar uygulamasının idari yargı yoluyla iptal edildiği, iptal edilen imar parsellerinin ise henüz kadastral parsellere dönüştürülmediği, şeklen tapu sicilinde kayıtlı olduğu, o halde davalıya imar parselinin iptalini istemesi için önel verilmesi ve açaçağı davanın sonucunun beklenmesi, ondan sonra oluşacak hak durumu dikkate alınarak karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 4 parsele ilişkin imar uygulamasının iptal edildiği, 103 parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin görev konusunda hatalı bir değerlendirme yaptığını, talebin mahiyetini dikkate almadığını, müvekkilerince ruhsat alabilmek için mecburen davalıya yol yapılması amacıyla terk edilen sahada, yıllar boyunca terk amacına uygun bir icraat yapmadığı gibi idarenin alanı kendi mülkiyetinde tutup yeniden bakım akaryakıt alanı olarak tescil etmesi sebebiyle, müvekkilinin mülkiyet hakkına açık tecavüz meydana gelmiş, hukuksuz olarak davalı adına tescilli alanın terkin edilerek, müvekkilleri lehine tescilinin talep edildiğini, görüldüğü gibi, müvekkillerinin talebinin tapu iptali ve tescil olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın idari yargıda çözülmesi gerektiği düşüncesiyle görevsizlik kararı verdiğini, oysa eldeki davanın imar planının iptali vs. konulu bir iptal davası olmadığını, aksine tapu iptal ve tescil davası olduğunu, nitekim cevaba cevap dilekçesinde de talebin tapu iptali ve tescili olduğunun...

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.11.2010 ve 03.08.2011 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl ve birleştirilen dava ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 05.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili; ... ili, ... ilçesi, ... Köyü'nde bulunan 1366 (2051) kadastro parsel sayılı (Kök parsel) taşınmazın kadastro sınırları içinde imar ile oluşturulan ......

          KARŞI OY Dava; yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 1025.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde kadastro çalışmalarından kaynaklanan hatalar nedeniyle Hazinenin kusursuz sorumluluğuna dayanılarak TMK.nun 1007.maddesi uyarınca istenen tazminat (taşınmazın bedeli) isteğine ilişkindir. Mahkemece, daha önce davacılar ile davalı ... arasında muvazaa (danışıklılık) hukuksal nedenine dayalı olarak görülen ve reddedilip kesinleşen davanın HUMK.nun 237.maddesi gereğince kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil, Hazinenin kadastro çalışmalarından kaynaklanan hatalardan sorumluluğu bulunmadığı görüşüyle tazminat davasının reddine karar verilmesi üzerine davacılar vekili tarafından temyiz edilen hüküm Yüksek Daire çoğunluğunca onanmıştır....

            Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

              Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihinden bahisle değerlendirme tarihinin 29/11/2013 tarihi alınmışsa da, Dairenin iade kararı üzerine dosyaya getirtilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/108 E.- 2007/108 K. sayılı dosyasından sözkonusu iptal kararının 05/02/2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

                Köyü (Mahallesi) 55 parsel sayılı 20700 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ve ağustos 1322 Y. Tarih 29 ve ... 1947 tarih ve 65 sıra numaralı tapu kaydıyla ... oğlu ... ve müşterekleri adına tesbiti itirazsız kesinleşip tapuya kayıt edilmiş, 2981 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan imar uygulaması ve parselasyonlarla çekişmeli imar parseli oluşmuş satışlar ile davalı adına tapuya kayıt edilmiştir. Çekişmeli imar parseli fiili olarak kısmen 331 sayılı ihdasen 1985 yılında Hazine adına tapuya tescil edilen parselde kısmen 55 sayılı kadastro parseli içinde kalmaktadır....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2021 NUMARASI : 2018/730 ESAS, 2021/223 KARAR DAVA KONUSU : Kadastro Öncesi Nedene Dayalı Tapu İptali ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

                  UYAP Entegrasyonu