Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, temlik alacaklısı sıfatıyla ilamlı takip başlatılamadığı için mecburen dayanak ilamda yer alan müvekkili adına takip başlatıldığını, bilahare temlik alacaklısının müdürlükçe 03/02/2021 tarihinde dosyaya kaydedildiğini, davacının takibin iptalini istemekte herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, kaldı ki iş bu dava devam ederken temlik alacaklısı Murat Uzayır'ın takip dosyasına alacaklı sıfatıyla eklenmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini, bu nedenlerle karının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 32 vd. maddeleri uyarınca açılmış ilamlı takibin aktif husumet yokluğu nedeniyle iptali istemine yönelik şikayettir....

Davacı banka vekilince, icra mahkemesi tarafından takibin değil icra emrinin iptaline karar verildiği, bu nedenle icra mahkemesi kararına uygun olarak ilamlı yerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip usulüne göre yeniden ödeme emri düzenlenmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı savunulmuşsa da; icra emrinin iptal edilmesi, ilamlı olarak başlatılan takibin ilamsıza dönüştürülerek ödeme emri düzenlenmesine cevaz vermemektedir. Nitekim, ............. Karar sayılı içtihadına konu somut uyuşmazlıkta da tıpkı somut olayımızda olduğu gibi icra mahkemesinin ilamlı icra emrinin iptali sonucunda aynı icra dosya numarası üzerinden ilamsız ödeme emrinin düzenlenerek takibe devam edilmesinin usulüne uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle davacı banka vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş olup, usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararına vaki istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir....

    Taksitli kredi alacağının usulüne uygun biçimde kat edilmesi halinde ipoteğin ilamlı icra ile paraya çevrilmesi yoluna başvurulması hukuka uygun olup bu borca itiraz edilmesi, takibin ilamlı yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Sadece yargılamada alacağın ispatı ve tutarları noktasında inceleme yapılmasını gerektirecektir. Bu kapsamda davacının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.Davacı ipoteğin üst sınır ipoteği olmasından bahisle ilamlı icraya konu edilemeyeceğini iddia etmiştir. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere İcra İflas Kanununda yer alan özel hükümler gereği, şartları sağlandığı takdirde üst sınır ipoteğine dayalı ilamlı takip yapılması hukuka uygun olup davacının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.Davacı kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmuştur....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere takibe dayanak ilamın eda hükmü içermediğini ve asıl alacak yönünden likit olmadığını, bu itibarla yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında kalan asıl alacak ve ferileri yönünden ilamlı takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek şikayet yoluyla takibin iptalini talep ettiklerini, ancak mahkemece bu şikayetin nazara alınmadan işin esasına girilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kaldı ki dayanak ilama göre de takipten sonra vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ve ferilerinin ödendiğini, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava İİK'nun 41. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 16. maddesi uyarınca açılmış ilamlı takibin iptali istemine yönelik şikayet davasıdır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere takibe dayanak ilamın eda hükmü içermediğini ve asıl alacak yönünden likit olmadığını, bu itibarla yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında kalan asıl alacak ve ferileri yönünden ilamlı takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek şikayet yoluyla takibin iptalini talep ettiklerini, ancak mahkemece bu şikayetin nazara alınmadan işin esasına girilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kaldı ki dayanak ilama göre de takipten sonra vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ve ferilerinin ödendiğini, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava İİK'nun 41. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 16. maddesi uyarınca açılmış ilamlı takibin iptali istemine yönelik şikayet davasıdır....

    maaşından kesilmekte olduğundan haciz tehlikesi altında olduğunu, ve müvekkilin hesabından toplamda 14.681,64 TL ödemenin zaten yapıldığını, aleyhe başlatılan ilamlı icra takibinde, takibin dayanağı olan kararın içerdiği hüküm dikkate alınmadan tüm borçluların tüm kalemlerden müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gidildiğini, ilamlı icra takibi bu nedenle ilama aykırı olması nedeniyle öncelikle takibin iptaline, ya da fazla kısımların icra emrinden çıkartılarak düzeltilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Kaldı ki mahkemeye başvurup alacağını ilama bağlayan bir kişinin ilamlı takip yapmak yerine ilamsız takibi tercih etmek suretiyle borçlunun yapabileceği itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması ya da iptali amacıyla mahkemeye başvurması ve bu şekilde Devletin yargı organlarının gereksiz şekilde meşgul edilmesi anlamına da geleceğinden kabulü mümkün değildir. Şu hale göre alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapması en başta İİK.nun 32.maddesi amir hükmüne aykırılık teşkil edeceği gibi, dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağından hukuk düzeni tarafından korunamaz. Bu doğrultuda, Dairemizin yeni oluşan içtihatları ile ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı sonucuna varılmıştır. O halde ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınmadan, borçlunun takibin kısmen iptali isteminin reddine ilişkin icra mahkemesi kararı isabetsizdir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu 12.İcra Müdürlüğünün 2020/24526 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine İstanbul Bam 36.Hukuk Dairesinin 2018/822 esas sayılı dosyasında verilen karara dayanarak ilamlı takip başlatıldığı, davacı tarafın takibin iptali talep ederek şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile davacı aleyhine çıkartılan icra emrinin iptaline karar verildiği, davacı taraf lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmediğine ve kötüniyet tazminatı konusunda karar verilmediğinden bahisle istinaf yoluna başvurduğu görülmüş olup, ilamlı takiple ilgili yasa da kötü niyet tazminatı düzenlenmediğinden icra emrinin iptaline yönelik kararda şikayetçi lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesini yasaya aykırı bulunmayıp, ayrıca şikayetin konusu itibariyle şikayetçi lehine icra mahkemesince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya uygun olup, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının...

      İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, şikayetin kısmen kabulü ile davacı adına çıkartılan ödeme emrinin iptaline, fazlaya ilişkin istem olan takibin iptali talebinin reddine, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş olup, gerekli harçlar yatırılmıştır. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; takip konusu alacaktan her iki borçlunun da açıkça sorumlu olmasına rağmen şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Şikayet, ilamlı icra takibinde, takibin iptali istemine ilişkindir....

      Mahkemece de takibin iptali talebinin reddine, icra emrinin iptaline karar verilmiş olduğu görüldüğünden, taraf vekillerinin bu hususa ilişkin istinaf başvuruları yerinde değildir. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2020/3787 E 2020/10966 K sayılı kararı) Öte yandan, HMK'nın 26/1 maddesine göre, Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi ve istinaf başvuru dilekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, takip konusu alacağa mükerrer faiz uygulanmış olması, icra dosyasında davacıya yapılan tüm tebligatların usulsüz olması nedenleri de icra emrinin ve takibin iptali sebebi olarak ileri sürülmüştür. İcra emrindeki faizin düzeltilmesi ya da tebliğ işlemlerinin iptali ile tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi gibi bir talep bulunmamaktadır....

      UYAP Entegrasyonu