Somut olayda Dairemizce Anayasa Mahkemesi'nin az yukarıda anılan iptal kararı gözetilerek takip konusu ilam kesinleşmeden geçici 16.maddenin iptal edildiği anlaşılmakla dayanak ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilmesinin mümkün olduğu, bu yönüyle davacının şikayetinin yerinde olmadığı ancak takibe konu icra emrinde hesaplanan alacak miktarının ilama aykırı olduğu, takip öncesi faiz ve diğer kısım alacaklarda fazla hesaplama yapıldığı, icra emrindeki tutarın hatalı olduğu yönündeki ilama aykırılık şikayeti açısından ilk derece mahkemesince bir değerlendirilme yapılması gerekmekte olup eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu anlaşılmış, davalı alacaklı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK'nun 353/1- a (6) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir....
Dava, haczedilmezlik şikayeti ile istihkak davasına ilişkindir. 1-İstihkak davasının reddine ilişkin temyiz itirazları yönünden; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2-Haczedilmezlik şikayetine ilişkin temyiz itirazları yönünden ise; Davacı borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvurusu esnasında istihkak iddiasının yanısıra haczedilmezlik şikayetinde de bulunulmasına rağmen, Mahkemece, dava istihkak davası olarak nitelenerek ve bu nitelemeye uygun gerekçe oluşturularak, sadece istihkak davasının reddine karar verilmiş, haczedilmezlik talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmamıştır. Mahkemece anılan hususlar üzerinde durularak haczedilmezlik şikayeti usulüne uygun şekilde değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Borçlunun şikayet nedenleri arasında haciz konulan 297 ada 31 nolu parselin fiilen belediye hizmet binası olduğundan 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi gereğince haczedilemeyeceği şikayeti de bulunmakta olup Mahkemece bu şikayet sebebi değerlendirilerek şikayetin kabulüne karar verilmiştir....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeniyle takibin iptali şikayetidir. Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2020/4628 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı aleyhine 31.481,34 TL alacak üzerinden başlatılan ilamlı icra takibi olduğu, icra emrinin borçlu vekiline 16/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin dayanağı İstanbul 14....
Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği düzenlenmiş olup, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bilirkişi kısmi ödemenin alacaklının faiz hakkının doğumu tarihinden sonra yapıldığı nedeniyle, Borçlar Kanununun 84. maddesi gereğince, ödemeyi öncelikle faizden mahsup ederek, bakiye asıl alacağı ve faizi hesap etmiş, mahkemece, bu rapor esas alınarak sonuca gidilmiş, ancak borçlunun ilama aykırı olarak yargı gideri ve harç istendiği yolundaki şikayeti hakkında herhangi bir inceleme yapılmadan istemin tümden reddine karar verildiği görülmüştür. Borçlu vekili mahkeme kararının, icra emrinde ilama aykırı yargı gideri ve harç talebinin bulunduğu yönündeki şikayetlerinin reddine ilişkin kısmını temyiz etmiş ve lehlerine icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ile yargı giderine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını istemiştir....
Haczedilmezlik şikayeti borçlu tarafından ileri sürülmesi gerekir. Borçlunun hacze yönelik herhangi bir şikayeti olması halinde 6552 sayılı Yasa'nın ne şekilde uygulanacağı tartışma konusu olabilir. Borçlunun hacze ilişkin bir şikayeti olmaması nedeni ile İcra Müdürlüğü'nün alacaklı vekilinin talebini 6552 sayılı Yasa ile yapılan değişikliği resen gözeterek yazılı şekilde ret kararı vermesi doğru değildir. O halde alacaklı vekilinin şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, her ne kadar mahkemece, istem, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 82. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti kurallarına göre değil, aynı Kanun'un 128/a maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK.'nun 26. ve 33. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edecek şekilde, istek dışına çıkılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek istemin meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....