A.Ş'ye ve davalı kefiller aleyhine ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalıların itirazı noktasında toplandığı tespit edilmiştir. 2004 sayılı İİKnun 62.maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." ve yine İİKnun 67.maddesinde " Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazını tebliği tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. " denilmektedir. Davacı tarafından 30/09/2019 tarihinde ...Asliye Ticaret Mahkemesinin... D.İş-......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2020/335 Esas sayılı 27/10/2020 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararının KALDIRILMASINA, HMK'nın 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, a-Davacının İİKnun 72- (3) maddesine dayalı İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE; Takdir olunan alacağın (25.075,00 TL) %15'i nakit ya da teminat mektubu davacı/borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edildiğinde; Sakarya 4.İcra Dairesi'nin 2016/4117 Esas sayılı dosyasında İİKnun 72- (3) maddesi gereğince icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin dava sonuna kadar TEDBİREN DURDURULMASINA, b-Takdir edilen teminat tutarı yatırıldığında mahkemesince tedbir kararının infazı için Sakarya 4.İcra Dairesi'ne yazı yazılmasına, 3- )İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; 4- )İstinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5- )İhtiyati tedbir talebi dava içinde yapıldığından, AAÜT hükümleri uyarınca...
(Örneğin İİKnun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet başvurusu gibi) Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMKnun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da kapsar. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C....
Eldeki davanın İİKnun 235. Maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi olduğu, dosyanın taraflarca takip edilmemesi üzerine ----- celsede işlemden kaldırıldığı, süresi içerisinde sunulan yenileme dilekçesi ile dosyanın tekrar işleme alındığı, ancak taraflarca dosya takip edilemeyerek dosyanın 2. Kez takipsiz bırakıldığı, HMK'nın 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi bir davanın birden fazla kez takipsiz bırakılamayacağı dikkate alınarak; davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1.Davanın HMK 320/4 uyarınca açılmamış sayılmasına, 2.Alınması gerekli olan 59,30 TL maktu harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90....
(Örneğin İİKnun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet başvurusu gibi) Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMKnun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da kapsar. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C....
Yapılacak ..., haciz tarihi itibari ile haciz adresinde kimin oturduğu muhtarlık, nüfus kayıtları ve zabıta aracılığı ile gerekirse haczi yapan icra müdürü dinlenerek tesbit edilmeli ve İİKnun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi buna göre değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermek gerekmektedir. Mahkemece, tüm bu hukuki ve maddi olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, İİKnun 97. Maddesine göre, istihkak davaları takip alacaklısı ile istihkak iddiasına karşı çıkan borçluya yöneltilir. Dava dilekçesinde, alacaklının davalı olarak gösterilmemesi tamamlanabilecek maddi hata olup dairemizin giderek Yargıtay’ın uygulamasına göre alacaklının daha sonra davaya katılmasını sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması olanaklıdır.(HUMK.80) Somut olayda, borçlu haciz sırasında dava konusu malların davacılara ait olduğunu ileri sürdüğüne göre hasım olmasına gerek yoktur. Alacaklının kimliği ve adresi ise takip dosyasında mevcut olduğundan, bu bilgiler ışığında alacaklıya dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak davaya katılması suretiyle, taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak taraf teşkili tamamlanmak suretiyle ve tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Öte yandan, İİKnun 97. Maddesine göre, istihkak davaları takip alacaklısı ile istihkak iddiasına karşı çıkan borçluya yöneltilir. Dava dilekçesinde, alacaklının davalı olarak gösterilmemesi tamamlanabilecek maddi hata olup dairemizin giderek Yargıtay’ın uygulamasına göre alacaklının daha sonra davaya katılmasını sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması olanaklıdır.(HUMK.80) Somut olayda, borçlu haciz sırasında dava konusu malların davacılara ait olduğunu ileri sürdüğüne göre hasım olmasına gerek yoktur. Alacaklının kimliği ve adresi ise takip dosyasında mevcut olduğundan, bu bilgiler ışığında alacaklıya dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak davaya katılması suretiyle, taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak taraf teşkili tamamlanmak suretiyle ve tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, sıra cetveline itiraz ve neticelerini düzenleyen İİKnun 235 maddesi hükmüne dayalı kayıt kabul davasıdır. -------- yazısında ----- sayılı dosyasından ---- iflasına karar verilen ve ----- yürütülen ------- edilen sıra cetvelinin davacının tebliğ giderini depo ettiği, kararın davacıya ---- tarihinde tebliğ edildiği ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK 235. Madde hükmü gereğince sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren --- karar verilen yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. İİK 223/3 maddesi hükmü mahfuzdur. Müflis ---- -----esas sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine, ------ kararı ile iflas kararının HMK.nun 353/1.a6 maddesi uyarınca kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili ------ dilekçesi ----------kaldırıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir....
SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....