Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır. ...-Kabule göre de, hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda asıl borç ....207,78 TL olarak belirlendiği halde bu kalem yönünden takipte ....838,... TL talep edilmiş olduğu hususu göz ardı edilerek herhangi bir gerekçe gösterilmeden bilirkişi tarafından belirlenen asıl alacak tutarının aşılması ve takipte asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı olarak istenen 32.805,99 TL'nin asıl alacak olarak kabulü ile hem talebi aşacak hem de BK'nın 104/.... maddesi hükmüne aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 08.02.2002 tarih ve 2000/256 Esas, 2000/120 Karar sayılı ilamın adli sicil kaydına ve dosyada bulunan ilam örneğine göre 21.02.2004 tarihinde yerine getirildiğinin belirtilmesine rağmen, ilam örneğinin üst yazısında ilamın yerine getirilme tarihinin 05.02.2005 olarak belirtilmesi karşısında; tekerrüre esas alınan ilamın yerine getirme tarihinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde mahkemesinden sorulup, sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 58/6. maddesi ile uygulama yapılması yerine, eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına,14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi gereğince alınan sosyal inceleme raporu için yapılan 120 TL ve psikolog bilirkişi için yapılan 60 TL masrafın suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yargılama giderleri ile ilgili bölümde yer alan ''Yargılama gideri olarak yapılan 4 tebligat gideri 36,00 TL ile bilirkişi giderleri 180,00 TL olmak üzere toplam 216,00 TL yargılama giderinin suça sürüklenen çocuk'dan alınarak hazineye irat kaydına'' ibaresinin çıkarılarak, yerine ''Yargılama...

        Her ne kadar mahkemece çekişmeli taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. maddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı gerekçesi ile Orman Yönetiminin davası kabul edilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetimi, orman iddiasıyla dava açtığına göre, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir. Karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın içinde yer aldığı belirtilen 120 numaralı iç poligon ile yakınındaki 125 ve 191 numaralı orman sayılmayan iç poligonları da gösterecek biçimde ve arazi kadastro paftası ile çakıştırılmış ölçekli kroki çizdirilerek taşınmazın ve çevresinin konumu gösterilmediği için bilirkişi raporu bu hali ile taşınmazın orman niteliği ve hukuki durumunu göstermekten uzaktır....

          Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK'nun 88 ve 120. maddeleri de dikkate alınarak avans faiz oranları esas alınmak suretiyle belirlenen faiz oranlarına göre hesaplama yapıldığı tespit edilmiştir. Ancak uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranının taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerekip, avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması ve alacak ticari nitelikte olmakla ticari işlerde 6098 sayılı TBK'nun faiz ve temerrüt faizine ilişkin 88. ve 120. maddeleri uygulanamayacağından, anılan madde hükümlerinin dikkate alınması doğru değildir. O halde mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmeleri ve ipotek akit tablolarına göre uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranları belirlenerek, bu oranlar üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İİK'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. ./.. 2015/6986-2017/174 -2- İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Somut olaya gelince, dava konusu 101 ada 1399 parsel paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz olup davalı borçlu ...'nun dava konusu taşınmazda payı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalıya ait bu payın haczi ve satışı mümkün olduğundan davacının ortaklığın giderilmesi isteminde hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'...

              ın yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetlerine dair Sarıkaya Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.01.2010 gün ve 2008/120 Esas, 2010/20 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 5237 sayılı TCK.nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan sadece kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındakiler üzerindeki vesayet ve kayyımlık yetkileri bakımından cezanın infazının tamamlanmasına kadar uygulanacağı gözetilmeden, 53/1-c maddesindeki hakların tamamından...

                Keskin tarafından husumet doğru olarak yöneltilerek dava açılmış ise, işin esasına girilerek 120 ada 287 ve 115 ada 1 parsellere ilişkin hüküm kurulması gerekirken, 120 ada 287 ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanakları getirtilmeden ve bu parseller hakkında araştırma yapılmaksızın taşınmazların 120 ada 1 parsel sınırları içinde kalmış gibi değerlendirilerek ... şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı...” gereğine değinilerek bozulmuştur....

                  İcra Müdürlüğü’nde bonoya dayalı olarak hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda,... İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkiye itiraz ettiği, mahkemece; yetki itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 50. maddesine göre; para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” 6100 Sayılı HMK'nun 19/3. maddesi gereğince; “Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.” O halde; mahkemece, borçlunun yetki itirazı kabul edildiğine göre, yetki itirazının kabulü ile....İcra Dairelerinin yetkili olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından (3) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu şirketin yetkiye itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulü ile süresinde başvurulması halinde icra dosyasının, yetkili ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para veya teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir....

                      UYAP Entegrasyonu