Hukuken geçerli bir takip bulunmadığından 7.000,00 TL alacakla ilgili itirazın iptali davasının bu nedenle reddi gerekir. 2-Davacı tarafın yukarıda belirtilen miktar dışında 2012/3049 esas sayılı icra dosyasında devam edegelen sulama borcu ve bu sulama için harcanan enerji bedeli talep edilmiş olduğundan, talep edilen alacağın hangi tarihlerde doğduğunun belirlenip, bu belirlemeden sonra alacağın var olup olmadığı araştırılarak ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi gerekir. Bu hususlar incelenip tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklı vekili, nafaka alacaklarının zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, nafaka alacağından doğan ilamın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile, İİK. madde 33. uyarınca takibin geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. T.B.K. 156/2. maddesine göre, borç bir mahkeme kararına bağlanmış ise zamanaşımı süresi 10 yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesişmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır", aynı Kanun'un 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükümleri yer almaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası ile de “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca hacizler icranın geri bırakılması kararı ile değil bu kararın kesinleşmesi ile kalkar....
Taraflar arasında, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, alacağın likit olup olmadığı, itirazın iptali davasının süresinde açılıp açılmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının kontrol kaydının bitiminden itibaren alacağın tespiti sebebiyle alacakların zamanaşımına uğramadığının mahkemece belirlendiği, alacağın mahkeme kararı ile sabit olması sebebiyle likit olduğu kabulünün yerinde olduğu, borca itiraz dilekçesinin davaca –alacaklıya tebliğ edildiğinin yapılmadığı bu nedenle itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabulünün de doğru olduğu anlaşılmış ve davalının itirazları yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....
Bu noktada; takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatların zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki sürenin dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerektiğinden, yalnızca takdire sevk tarihine bakılmak suretiyle takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının kabulü suretiyle, yukarıda değinilen Yasa maddesinde yer verilen açık düzenlemelerin de ihmal edilmek suretiyle takdir komisyonuna sevk ile zamanaşımının durmayacağı sonucuna varılarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir....
Davalının, tenfiz istemine konu edilen ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürdüğü anlaşıldığından tenfizi istenilen kararın verildiği ülke kanunlarına göre zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti gerekmektedir. Bu nedenle, Üniversitelerin Milletlerarası Özel Hukuk Kürsülerinden seçilecek uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak kararın verildiği tenfizi istenenen ilamların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.Diğer taraftan, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi davalarında alınacak harcın ve buna bağlı olarak da vekalet ücretinin maktu veya nispi olarak hesap edilip edilmeyeceği hususunda farklı yargı uygulamaları nedeniyle Dairemizce nispi harca hükmedilen ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı istinaf başvuruları esastan reddedilmekte iken Yargıtay 11....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının ücret alacağının zamanaşımına uğramadığı kabul edilerek kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda da hesaplanan ücret alacağında zamanaşımına uğramadığının belirtildiğini, aynı şekilde hafta tatili alacağının da zamanaşımına uğramadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının iş akdinin kendi isteği doğrultusunda feshedildiğini, davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ileri sürmüştür. IV- DAİREMİZ GEREKÇESİ: 6100 sayılı HMK'nın 355/1 maddesi uyarınca başvuranın sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık halleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. İş hukuku yargılamasında feshin haklı olduğu ispat yükü davalı işverene aittir....
, zira asıl mal satım sözleşmesinin 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ileri sürerek İİK 33/a-2 maddesi uyarınca ......
Sözleşmesi'ni ise 17.09.2013 tarihinde imzaladığını, toplu ... sözleşmeleri uyarınca müvekkilinin kadro ve intibak işlemlerinin 01.03.2013 tarihinde davalı tarafça yapıldığını, ancak intibak yapılırken, 3. Dönem Toplu ......
niyetli olarak dava açtığını, daha önce ikrar ve kabul ettiği imzaları ve çeklerin verilme nedenini bile kötü niyetli olarak inkar ettiğinin ispatlandığını, bu hususta mahkemece davacıya HMK 329, 213, AAÜT 3 ve İİK tazminat hükümleri uyarınca yaptırım uygulanması gerektiğini, davanın ve tüm taleplerinin reddini, davacının %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet, icra inkar ve İİK uyarınca tazminata hükmedilmesini, HMK 329, AAÜT 23 ve 3, İİK tazminat hükümleri ve HMK 231 uyarınca davacıya kötü niyetli ve haksız dava açması nedeniyle yaptırım uygulanmasını, işbu maddeler uyarınca aleyhine tazminata ve disiplin para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....