İcra Hukuk Mahkemesi'nin 02.12.2014 tarih ve 2014/1169 esas, 2014/1108 karar sayılı kararının hüküm bölümünün (1) bendinde yer alan “ İİK 71/2 maddesi delalati ile İİK 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına ” sözcüklerinin silinerek karar metninden çıkartılmasına, yerine “takibin durdurulmasına” sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK.nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu noktada; takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatların zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki sürenin dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerektiğinden, yalnızca takdire sevk tarihine bakılmak suretiyle takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının kabulü suretiyle, yukarıda değinilen Yasa maddesinde yer verilen açık düzenlemelerinde ihmal edilmek suretiyle takdir komisyonuna sevk ile zamanaşımının durmayacağı sonucuna varılarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir....
Davalı vekili, üç yıllık süre geçtiğinden alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, ceza baskısı nedeniyle 15.000 TL ödendiğini, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Oysa; uyulmasına karar verilen Dairemizin 18/12/2013 tarih, 2013/10488 E-2013/23123 Karar sayılı bozma ilamında, uyuşmazlığın uluslararası taşımadan kaynaklanan navlun alacağına ilişkin olduğundan davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespitinde CMR Konvansiyonu'nun 32. maddesi ile BK.'nın 128. maddesi hükümlerine göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği açıklanmış, buna rağmen mahkemece, bozma sonrasında zamanaşımı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmaksızın ve olumlu olumsuz hangi bir karar verilmeksizin yargılama sonlandırılmıştır. Bu nedenle bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Yukarıda açık metnine yer verilen uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağını ifade eden mevzuat hükmü karşısında, belirtilen sürenin geçirilmesinden sonra disiplin soruşturmasına başlanamayacağı açık olduğundan, mahkemece 04.05.2012 tarihli olurun İdareden istenilmesi, idarece olayın ne zaman öğrenildiğinin açıklığa kavuşturularak disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti ile yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüne, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 3....
Bankacı bilirkişiler ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişilerin müşterek raporlarının sonuç kısmı: "A-)Davacı bankanın blokedeki mevduat tutarı 118.978,72-TL.sı, gayri nakdi risk tutarı 101.350,00-TL.sından fazla olduğu için, riskin doğması halinde hesaptaki mevduatı bu riske mahsup edebileceği için davacı banka alacağının İİK'nın 197. maddesi uyarınca taliki şarta bağlı 4.derecede alacak olarak kayıt edilemeyeceği, B-)Sayın mahkeme tarafından davacı bankanın riskinin blokedeki mevduattan (teminattan) karşılanamayacağı kanaatinin olması halinde 101.3550,00 TL'si davacı banka alacağının İİK'nın 197. maddesi uyarınca taliki şarta bağlı 4.derecede alacak olarak kayıt edilebileceği kanaatine varılmıştır." şeklindedir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince ise, uyuşmazlığın 2004 sayılı İİK m. 33 uyarınca borcun itfası nedeniyle ilamlı takibin iptali talebi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İİK 33. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünde 2019/16368 Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlu tarafından başlatılan bu takipte borcun tamamına itiraz edildiğini, davaya konu itirazın taraflarına tebliğ edilmediğini ve 10/03/2020 tarihinde öğrenmiş olduklarını ve iş bu davayı açtıklarını, borçlunun itirazının yerinde olmadığını, İİK mad 143 uyarınca düzenlenen kesin aciz vesikasının zamanaşımını kestiğini, aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca borcun, kesin aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren 20 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, İİK mad 68/1'e göre aciz belgesinin "yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belge" lerden sayıldığını ve 2. fıkrada "borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir" hükmünün yer aldığını, borçlunun borcunun bulunmadığını İİK mad 68'de yer alan belgelerden biriyle ispatlamak zorunda olduğunu, borçlunun haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu...
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan...
Bu durumda mahkemece davacı tarafından İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ :Yukarda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 19.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....