Maddeleri uyarınca eldeki davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yukarıda arz ve izah olunan gerekçeler ile mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmiş ve --------- Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna dair hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 11-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine, 3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli --------- NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına, 5-HMK 331/2....
Maddeleri uyarınca eldeki davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yukarıda arz ve izah olunan gerekçeler ile mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmiş ve --------- Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna dair hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 11-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine, 3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli --------- NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına, 5-HMK 331/2....
Bu hükümler dikkate alındığında, davalı tarafından, dava konusu borca ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı, özellikle 20.10.2013 tarihli çekle ödeme durumunun kısmi ifa olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve kısmi ödeme ise, zamanaşımının kesilmesi ile yeni bir zamanaşımının başlaması nedeni ile alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının ve bu bağlamda, davalı tarafın zamanaşımı definin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye...
Başvuru bu haliyle İİK. nun 169.maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itiraz olup aynı kanunun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması zorunludur. Somut olayda adı geçen borçluların itirazlarının İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçlulardan .....’nin itirazlarının süre aşımından reddi gerekirken, adı geçen borçluları da kapsar şekilde icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK.71) ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatın muhtıra olarak kabulü gerekeceğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak, borçlu, başvurusunda ayrıca İİK.nun 71/2.maddesi gereğince zamanaşımı itirazında da bulunmuş olup, yukarıda açıklandığı üzere, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin başvuru süreye bağlı değildir. O halde mahkemece, mirasçı borçlunun İİK.nun 71/2.maddesi kapsamında zamanaşımına yönelik itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
Bu durumda; davacıya yönelik soruşturma raporundaki isnatlar da dikkate alındığında, zamanaşımı nedeniyle işlemden kaldırılmış dosya içeriği fiillerin davacı tarafından işlenip işlenmediğinin, işlenmiş ise hangi tarihte işlendiğinin ve bu fiillerin meslekten çıkarma cezasını gerektirip gerektirmediğinin, başka bir ifadeyle öncelikle, eylemin sübûta erip ermediğinin incelenmesi, davacının üzerine atılı fiillerin işlendiğinin anlaşılması durumunda, fiilin işlendiği tarih esas alınarak ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi, varılacak sonuca göre de dava konusu işlemin hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir....
İcra ve İflas Kanununun 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33a. maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Kanunun bu atfı sebebi ile uygulanma imkanı bulan 33/A maddesine göre ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir." Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi ile öncelikle belirtmek gerekir ki tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava niteliğindedir. Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklı, takip dosyasında iptaline karar verilen tasarruf konusu malı borçlununmuş gibi haczettirebilir. Alacaklının iptal davası konusu malın haciz ve satışını isteyebilmesi için yeni bir takip yapmasına ve aynı Kanunun 143/3. maddesindeki bir yıllık süreye uymasına gerek yoktur....
İcra Dairesinin 2017/8255 esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, takip dayanağı bononun takipten sonra zamanaşımına uğradığını, takip sırasında hacizli taşınmaz için haczin yenilendiğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek zamanaşımı nedeni ile takibin iptalini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın iyiniyetli olmadığını, zamanaşımının dolmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: " Takip dayanağı bono olup, TTK' nun 661/1. maddesi uyarınca üç yıllık zamanaşımına tabidir. Takipten sonra zamanaşımı itirazı İİK' nun 71. maddesi uyarınca herhangi bir süreye tabi değildir. 11/10/2010 takip tarihinde zamanaşımı kesilerek üç yıllık süre yeniden işlemeye başlamıştır. Takip sırasında icra takibinin devamına ilişkin her tür işlem zamanaşımını keser....
Hukuk Dairesinin 30.01.2014 tarihli, 2013/2673 Esas ve 2014/1109 Karar sayılı bozma ilamı üzerine verilen kararın temyizi sonucu aynı dairenin 25.09.2014 gün ve 2014/22804 Esas, 2014/25786 Karar sayılı kararı ile “ Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporuna göre fazla çalışma alacağının zamanaşımına uğrayan kısmı gözetilerek dava dilekçesinde talep edilen ve zamanaşımına uğramayan alacak miktarı hüküm altına alınmıştır. Ancak ücret alacağı yönünden ise bozma öncesinde belirtilen miktara karar verilmiştir. Hem mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/3, hem de 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 147/1 maddesine göre işçi ücretlerine ilişkin davalar beş yıllık zamanaşımına tabidir. Bu sebeple ıslahla talep edilen ücret alacağının ıslah tarihinden geriye doğru beş yılın dışında kalan ve dava dilekçesinde talep edilen miktardan fazla olan kısmı zamanaşımına uğramıştır....
Mahkemece, yazılı şekilde, alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer (İİK. m.78/II.C.1). Alacaklı, bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunmaz veya bir yıl içinde yaptığı haciz talebini geri alıp da bir yıllık süre içinde yeniden haciz talebinde bulunmaz ise, takip dosyası işlemden kaldırılır (İİK. M.78/IV) ancak icra takibi düşmez. İcra Hukukunda takibin açılmamış sayılmasına dair HMK m. 150 anlamında bir kurum bulunmadığından icra takibi derdest kalmaya devam eder. Bu halde alacaklı bir süreyle bağlı olmaksızın yenileme talebinde bulunmak suretiyle aynı takip dosyasında haciz isteyebilir (İİK. m. 78/V). Takip ilama dayalı değil ise, yeniden başvurma harcı ve peşin harç alınır ve bu harçlar borçluya yükletilemez. Hemen belirtmek gerekir ki, bu durumda borçluya yenileme tebliğ edilir. Yeniden ödeme emri tebliğ edilmez....