Somut olayda, borçlu vekilinin senet suretlerinin müvekkiline gönderdilmediği konusunda da şikayeti bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri karşısında borçlunun bu husustaki şikayeti hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden faize ilişkin itirazları incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
Karar: Yukarıda esas numarası yazılı olan dosyada, Av T2 talebi incelenmekle, aynı konu hakkında müdürlüğümüzce daha öncesinde karar verildiğinden, karar verilmesine yer olmadığına, İİK 16. Maddesi gereği şikayeti kabil olmak üzere karar verildi" denilmektedir. Yargıtay 12 HD'nin 2018/12055 E. 2018/8748 K.sayılı kararında; "borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK 106- 110 maddeleri gereğince süreside satış istenmemesi nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup, borçlunun şikayeti hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte" olduğu belirtilmiştir. Davanın konusu müdürlük kararının esasını teşkil eden işlem İİK 106- 10 maddesi gereğince haczin düşüp düşmediğine ilişkin olup, yukarıda belirtilen Yargıtay kararı göz önüne bulundurulduğundan mahkeme kararının kesin nitelikte olduğu, istinafa tabi olmadığı anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlular aleyhine ilamsız takibin başlatılmasından sonra; ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/334 esas sayılı tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihitiyadi haciz kararı ile ''İİK.'...
Borçlunun başvurusu, takibin şekline göre İİK.'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gereken İİK.'nun 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İİK.'nun 71/2. maddesinde ise;borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, aynı Kanun'un 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış olup; İİK.'nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'...
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; şikayetçinin icra takibinde taraf sıfatı olmadığı gibi aile konutu olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazdaki kendi hissesi üzerine de haciz konulmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafndan borçlu hakkında bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ususlsüz tebliğ şikayeti, imzaya itiraz ve kesinleşmeden önceki döneme ait zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile, takibin durdurulmasına, tazminata ve para cezasına karar vermiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK.'...
Bu durumda anılan hacze karşı şikayeti incelemeye Kocaeli İcra Mahkemesi yetkili olup, mahkemece şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. yetkilileri hakkında açılan davada, müştekinin usulsüz şikayeti nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA 15.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge adliye mahkemesince incelenmesi istenen taşkın haciz şikayetinin reddine dair kararın İİK.nun 363/1 maddesinde belirtilen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, kesin nitelikte bulunduğu görülmekle taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nun 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin reddine, haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkeme kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere; Davacı vekilinin Kayseri 3....