WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/40 esas sayılı dosyası ile takibin İİK 266. Maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesinin istendiği, bu mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Gaziantep 7. İş Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ilk derece mahkemesince bu karar sonrası davalının talebinin değerlendirilerek ihtiyati haczin davalı mal varlığı üzerinden kaldırılarak mahkeme veznesine depo edilen 500,00 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Davalılar vekili ilk Derece Mahkemesince 26/06/2020 tarihli ara karar ile verilen İİK 266. Maddesi gereğince ihtiyati haczin kaldırılması talebinin kabulüne dair karara karşı istinaf yasa yoluna başvurmuştur.  İİK'nın ihtiyati haczin kaldırılması başlıklı 266. maddesi ile "Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK nın 106- 110. maddelerine göre süresinde satış istenilmediğinden haczin kaldırılmasına ilişkin verilen müdürlük kararının iptaline ilişkin şikayettir. Adana 3.Genel İcra Dairesinin 2023/48274 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T4 tarafından borçlular T2 ile T1 hakkında 12/03/2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 3.692,55 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, davanın 28/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Adana 12.İcra Dairesinin 2012/2184 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T4 tarafından borçlular T2 ile T1 hakkında 12/03/2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 13.854,30 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, davanın 28/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen kararının İİK.'nın 106- 110 maddelerine dayalı olarak süresinde satış talebinde bulunulmaması nedeniyle haczin kaldırılması istemine ilişkin bulunduğu, İİK.'...

Uyuşmazlık ise; İİK 266. maddesi gereğince ihtiyati haczin kaldırılmasında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve ilk derece mahkemesinin ara kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 2004 sayılı İİK 266. maddesinde; borçlunun para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği, devamında ise takibe başlandıktan sonra bu yetkinin icra mahkemesine geçeceği düzenlenmiştir. Teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması yetkisinin icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesine ait olduğu yasada açıkça ifade edilmiştir. Dosya kapsamından ise henüz icra takibinin başlatıldığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda söz konusu ihtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılması talebini incelemekle görevli mahkeme icra mahkemesi değil, davanın görüldüğü ilk derece mahkemesi olacaktır....

İİK'nun yukarıda açıklanan 266. maddesi uyarınca teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması talebini inceleme görevi icra mahkemesine aittir....

O halde, mahkemece; uzman bilirkişi aracılığıyla adı geçen anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı 02.06.2015 tarihi itibariyle pay senedi veya ilmuhaber çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Borçlunun, şikayet dilekçesinde; iki yıllık sürede satış istemediğinden haczin düştüğünü, buna rağmen satış yapıldığını bildirerek, ihalenin feshini istediği ancak mahkemece fesih gerekçesi konusunda değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece anılan maddeler uyarınca tartışma dışı bırakılan bu hususta inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, İİK.’nun 96- 97 maddesine göre yapılan haczin İİk 99. Maddesine göre yapılmış sayılmasına yönelik şikayet niteliğindedir. Haczin İİK'nun 97. maddeye göre yapılması halinde istihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü'nce İİK'nun 97/1. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse, dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından, 3. kişi davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar açabilir. Prosedür işletilmişse, İcra Mahkemesi'nce verilecek kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açılabilir....

      Hal böyle iken, iş bu istihkak davasında süresinde satış talebinde bulunulmadığı için geçerli bir haczin bulunmadığı anlaşılmış ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine" dair karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirket ile 3. kişi konumundaki şirketin ticaret sicilindeki adreslerinin, bazı ortakları ile çalışanlarının ve faaliyet konularının aynı olmasının her iki şirket arasında organik bağ olduğunun göstergesi olduğunu, taraflarınca yapılan haczin geçerli olduğunu ve dava konusu olayda İİK 106. maddesindeki sürelerin işlemeyeceğini, istihkak davasının açılmasından sonra haczedilen malın borçluya ait olduğu kesin olmadığından, alacaklının satış isteyemeyeceğinin açık olduğunu, haczin yapılmasından sonra taraflarınca satış istenmediği ve bu nedenle haczin kalktığı hususunun doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-3.kişinin haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        kaldırılması yönündeki icra dairesine başvurusunda icra müdürlüğünce “Borçlunun muris babasının mirasını reddetmiş olduğu, dolayısı ile muris babasının taşınmaz malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılması yönünden dosyaya talepte bulunamayacağı bu hususta taraf ehliyetinin bulunmadığı, dosyada konulan haczin: dosya alacaklısı ve borçlu babası mirasçılarının menfaatini ilgilendirecek bir durum olmasından dolayı resen dairemizce haciz fek kararı alınamayacağından talebin REDDİNE" dair karar verildiğini, iş bu kararı başvuru tarihi olan 09/03/2020 tarihinde öğrendiğini ve akabinde kendisinin haczin kaldırılması için ve icra müdürünün 26.03.2019 tarihinde vermiş olduğu karar gereği gayrimenkulun maliki olarak hem borçlunun reddi miras yapmış olması nedeniyle mirasçı olmadığı, hem de haczin zaten zaman aşımına uğramış olduğundan da bahsederek gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiğinde yine icra müdürünün 12.03.2020 tarihli kararı ile “Ancak 09/03/2020 havale tarihli dilekçe...

        UYAP Entegrasyonu