Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında “davalıdır" şerhinin dayanağı olan kadastro mahkemesine ait dosyanın mahkemesinden, 2-Davaya konu taşınmazın tapu kaydında bulunan ihtiyadi tedbire konu kadastro mahkemesinin 2006/15 karar sayılı dosyasının mahkemesinden, 3-Davalı idare tarafından davaya konu taşınmazın 2001 yılında kamulaştırıldığı bildirildiğine göre bu tarihteki kamulaştırma evrakının, kararın ve belgelerin davacıya tebliğ edilip edilmediği ve buna ilişkin noter belgelerinin, kamulaştırma kararı ile kıymet takdir komisyonu raporunda takdir edilen bedelin bankaya yatırıldığına ilişkin belge ve kayıtlar ile buna ilişkin tüm kamulaştırma evrakının ilgili idareden, Sorularak alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından ve istenilen hususların yerine getirildiğinin bizzat hakimlikçe denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir....

    GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin ihtiyati tedbir istemi, ilgili tensip ara karar ile kabul edilmiş, karşı taraf dinlenmeden verilen bu karara karşı davalının itirazı, mahkemece ilgililer davet edilmeden, ara kararı ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kabul edilmiştir. Oysa HMK.'nın 394/4. maddesi uyarınca itiraz üzerine mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder, gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. Zira ihtiyati tedbir kararı verilirken dinlenemeyen tarafa itiraz imkanının tanınmasının temel sebebi, hukuki dinlenme hakkıdır. Karşı taraf dinlenmişse bu hak o sırada tanınmıştır. Ancak işin niteliği, aciliyeti, kararın etkisiz kalma ihtimali gibi sebeplerle karşı taraf dinlenmemişse bu durumda bu hakkın ona kararın verilmesinden sonra tanınması gerekli ve zorunludur....

    Anılan yasanın 391.maddesinde; Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir, denilmek suretiyle dosya esasına konu uyuşmazlık bakımından zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; 6100 sayılı HMK'nın 389. maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, devamı maddelere göre ayrıca yaklaşık ispatın aranması gerektiği, dava konusu edilen uyuşmazlığın esasının çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece ihtiyadi tedbir talebinin reddine ilişkin karar yerinde görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Asliye Ceza ve Tire Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 6100 sayılı HMK'nın 398. maddesi gereğince ihtiyadi tedbir kararına uymayan davalının cezalandırılması istemine ilişkindir. Asliye ceza mahkemesince, 6100 sayılı Kanunun 398. maddesi gereğince tedbire muhalefet eylemlerinin yaptırımının ve görevli mahkemenin yeniden belirlendiği, görevli ve yetkili mahkemenin esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa ihtiyadi tedbiri veren mahkeme, esas hakkında dava açılmış ise bu davanın görüldüğü mahkeme olduğunun belirlendiği somut olayda tedbir kararının Tire Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esas hakkındaki davada verildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

      Asliye Ceza ve Tire Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 6100 sayılı HMK'nın 398. maddesi gereğince ihtiyadi tedbir kararına uymayan davalının cezalandırılması istemine ilişkindir. Tire 2. Asliye Ceza Mahkemesince, 6100 sayılı Kanunun 398. maddesi gereğince tedbire muhalefet eylemlerinin yaptırımının ve görevli mahkemenin yeniden belirlendiği, görevli ve yetkili mahkemenin esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa ihtiyadi tedbiri veren mahkeme, esas hakkında dava açılmış ise bu davanın görüldüğü mahkeme olduğunun belirlendiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

        Ankara Ticaret Mahkemesi 2010/652 esas sayılı dosyasınca konulan ihtiyadi tedbir kararının ihtiyadi haciz mahiyetinde olduğunun dikkate alınmayarak sıra cetvelinin düzenlendiği iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptaline yönelik istemi,takip hukuku kurallarının yanlış uygulamasına yönelik olup; şikayet olunanın alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmadığından itiraz, alacağın doğumuna ve esasına yönelik değildir. Bu nedenle icra hukuk mahkemesi görevlidir. Bu durumda, mahkemece, işin esasına girilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, yanılgılı gerekçeyle, görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.07.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Görüldüğü gibi, Kanun, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında yalnız (icra takibinin son safhası olan) paraların paylaştırılması (paranın alacaklıya ödenmesi) safhasının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı verilebileceğini kabul etmektedir. Çünkü madde 72,3,c 2'deki “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesi” takibin son paraların paylaştırılması ödenmesi safhasını oluşturur Mahkeme takibin daha önceki safhalarının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez (m.72,3,c.1).Buna göre mahkeme borçluya ödeme emri gönderilmemesi icra Mahkemesi'nin itirazın kaldırılması talebini incelemesi (ertelemesi) boşluğunun mallarının haczi edilmemesi ve haczedilmiş mallarının satılmaması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez....

          Görüldüğü gibi, Kanun, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında yalnız (icra takibinin son safhası olan) paraların paylaştırılması (paranın alacaklıya ödenmesi) safhasının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı verilebileceğini kabul etmektedir. Çünkü madde 72,3,c 2'deki “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesi” takibin son paraların paylaştırılması ödenmesi safhasını oluşturur Mahkeme takibin daha önceki safhalarının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez (m.72,3,c.1).Buna göre mahkeme borçluya ödeme emri gönderilmemesi icra Mahkemesi'nin itirazın kaldırılması talebini incelemesi (ertelemesi) boşluğunun mallarının haczi edilmemesi ve haczedilmiş mallarının satılmaması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez....

            Davalılar T6 T11 ve T5 vekili İDM'nin 13/11/2020 tarihli ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine kesin olmak üzere verilen ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....

            UYAP Entegrasyonu