İLK DERECE MAHKEMESİNİN BİRİNCİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli ve 2022/85 Esas, 2022/256 Karar sayılı kararı ile; şikâyet konusu ihalenin 12.01.2022 tarihinde yapıldığı, ihalenin feshi istemiyle 20.01.2022 tarihinde icra mahkemesine başvurulduğu, şikâyetçi tarafından ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülen hususların ihalenin yapıldığı tarihte öğrenildiği, bu durumda şikâyetin 2004 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu gerekçesiyle ihalenin feshi isteminin süre aşımı nedeniyle reddine, şikâyetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/470 esas sayılı dosyasında hesap kat ihtarnamelerinin tebliğ edilmemesi nedeniyle takibin iptali istemiyle dava açıldığını, takibin iptali istenen dosyada bulunan usule aykırılıklar nedeniyle 25.11.2020 tarihli ihalenin feshinin gerektiğini takibin iptali davası devam ederken alacağa mahsuben yapılan satış işlemleri usulsüz olup müvekkili şirketin telafisi imkansız zararlarına sebep olduğunu, tüm bu nedenlerle 25.11.2020 tarihli ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Gölcük İcra Dairesinin 2019/652 talimat sayılı dosyası....
Dosya incelendiğinde, uyuşmazlığa konu ihalenin, ihale yetkilisinin … tarihli kararı ile 4734 sayılı Kanun’un 39. maddesi uyarınca iptaline karar verildiği, Dairemizin 24/11/2020 tarihli ara kararıyla davalı idareden, uyuşmazlık konusu ihaleye yönelik olarak, ihalenin iptali kararından önce idareye herhangi bir şikâyet başvurusu yapılıp yapılmadığının sorulduğu, idarece verilen 28/12/2020 tarihli cevabi yazıda, ihalenin iptali kararından önce idareye herhangi bir şikâyet başvurusu yapılmadığının bildirildiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi ipotek borçlusu ... maliki bulunduğu taşınmaza ilişkin olarak 16/12/2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, asıl borçlu şirkete satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği, söz konusu kararın alacaklılar tarafça temyizi üzerine Dairemizin 02.10.2017 tarihli ve 2017/6507 E.-2017/11704 K. sayılı ilamı ile " ...asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi doğru olmadığından, mahkemece, ipotek borçlusunun ihalenin feshi...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/110 esas, 2018/294 sayılı ihalenin feshi davasında aynı taşınmazlar hakkında yapılan ihalenin taraflarınca feshinin talep edildiğini, alacaklı vekilinin işbu ihalenin hukuka aykırı olarak yapıldığından ihalenin feshi davasını kabul ettiğini, ihaleye fesat karıştırıldığını, katılımcıların ihaleye katılarak pey sürmelerine engel olunduğunu, bir takım ihale alıcılarının da icra dosyasında yer alan satışı durdurma talepleri ve icra hukukta devam eden davaları öğrenmeleri üzerine pey sürmekten imtina ettiklerini, İstanbul 11....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2022 tarih ve 2021/345 E. - 2022/1820 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi; ihalenin feshi istemleri, şikayet niteliğinde olup şikâyet hakkının kullanılabilmesi için şikâyet ehliyetinin yanında diğer bir koşul şikâyeti ileri sürmek isteyen kişinin şikâyette hukuki yararının bulunmasıdır. İİK’nın 134. maddesinin 11. fıkrasında ihalenin feshi isteminde bulunanın fesihte hukuki yararı bulunması gerektiği açıkça hükme bağlanmıştır. Bu madde uyarınca ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için ihalenin feshedilmesinde hukuki yararının (menfaatinin) bulunması şarttır. Bir başka ifadeyle ihalenin feshini isteyen kişinin, somut bir ihalenin feshi sebebine dayanması ve bu yolsuzluk nedeniyle menfaatinin ihlâl edilmiş olması gerekir....
Davacı, İcra Müdürlüğü'nün 2006/8963 esas sayılı dosyasında kefil sıfatıyla borçlu olduğunu, anılan dosyadan İcra Müdürlüğü'ne yazılan talimat sonucu hisseli tarlasının ihale ile satıldığını, usul ve yasaya aykırı ihalenin feshi amacıyla açtığı davanın İcra Hukuk Mahkemesi'nce kabul edilerek ihalenin feshine karar verildiğini, icra müdürlüğünün ihalenin feshi davası açılmasına rağmen tarlanın tapusunu ihale alıcısının üzerine geçirmesi için işlem yaptığını, ihale alıcısının da tarlayı üçüncü kişiye sattığını bu sebeple zarara uğradığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, her ne kadar İcra Mahkemesi'nce ihalenin feshine karar verilse de, davacının ihalenin feshi davasının açılması için gereken hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığı, bu sebeple zararın doğmasına davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2022 tarih ve 2021/345 E.-2022/1820 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi; ihalenin feshi istemleri, şikayet niteliğinde olup şikayet hakkının kullanılabilmesi için şikayet ehliyetinin yanında diğer bir koşul şikayeti ileri sürmek isteyen kişinin şikayette hukuki yararının bulunmasıdır. İİK’nın 134. maddesinin 11. fıkrasında ihalenin feshi isteminde bulunanın fesihte hukuki yararı bulunması gerektiği açıkça hükme bağlanmıştır. Bu madde uyarınca ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için ihalenin feshedilmesinde hukuki yararının (menfaatinin) bulunması şarttır. Bir başka ifadeyle ihalenin feshini isteyen kişinin, somut bir ihalenin feshi sebebine dayanması ve bu yolsuzluk nedeniyle menfaatinin ihlal edilmiş olması gerekir....
Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda, pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde, bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde fıkralar eklenmiştir. 5766 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 6183 sayılı Kanunun 3. maddesine yapılan ekleme ile; tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin: “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,”; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin ise: “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle...