Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Limited şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen anılan maddede “Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” hükmü öngörülmüş iken, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 04.06.2008 tarih 5766 sayılı Kanun ’un 3. maddesi ile, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde yer alan “Şirketten tahsil imkanı bulunmayan” ibaresi şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı maddeye “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olurlar....

    veya mümessiline, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin adresi belli olanlara tebliği zorunlu olup, satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. 6183 sayılı Kanunun "Tebliğler ve Müddetlerin Hesaplanması" başlıklı 8. maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde 6183 sayılı Kanunda geçen yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; 213 sayılı VUK'un "Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller" başlıklı 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa ya da yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı; "İlanın Şekli" başlıklı 104. maddesinin birinci bendinde, ilan yazısının tebliğ yapan vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı, ikinci...

    veya mümessiline, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin adresi belli olanlara tebliği zorunlu olup, satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. 6183 sayılı Kanunun "Tebliğler ve Müddetlerin Hesaplanması" başlıklı 8. maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde 6183 sayılı Kanunda geçen yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; 213 sayılı VUK'un "Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller" başlıklı 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa ya da yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı; "İlanın Şekli" başlıklı 104. maddesinin birinci bendinde, ilan yazısının tebliğ yapan vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı, ikinci...

    Tetkik Hakimi …'in Düşüncesi : 277 sayılı Kanunun 3986 sayılı Yasayla değişik 1. maddesinde; 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile diğer kanunlarla belediyelere verilmekte olan her çeşit paylar belediye vergi ve resimleri hükmünde olduğu, bu payların belediyelerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsili gereken borçları dışında haczedilmeyeceği hükmü yeralmıştır. 6183 sayılı Kanunun 1. maddesinde belediye vergileri bu kanun kapsamında sayılmıştır. 6183 sayılı Yasanın hacze ilişkin düzenlenmesinin yeraldığı 62 ila 76. maddelerinde iki kamu idaresi arasında cesri tahsil yapılamayacağı yönünde herhangi bir hükme rastlanılmamıştır. Aksine 6183 sayılı yasanın 70/1. maddesinde mahalli idarelerin mallarının haczedilebileceğine ilişkin düzenleme mevcuttur....

      görüldüğünden, 6183 sayılı Kanun kapsamında yapılan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

        (Bakınız, Mustafa Çenberci-Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi Olgaç Matbaası 1977, shf;641) Bu dönemde, SSK prim alacakları İcra İflas Yasası hükümlerine göre tahsil edilmekteydi. b) 506 Sayılı Yasanın 3917 sayılı Yasa ile değişik 80. maddesi uygulama zamanında durum; 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde, 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca, Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve devamı maddeleri geçerli olmuştur. Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması öngörüldüğünden, anılan Yasanın 102. maddesi uyarınca, sözü edilen alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmuştur....

          için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir....

            O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun'un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 25/04/2013...

              Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle anılan Kanunun 97. maddesine göre ihale kararının feshedilmesi, anılan Yasa maddelerindeki fesihlerin hukuki sonuçları farklı olduğundan 6183 sayılı AATUHK'nun 94. maddesi doğrultusunda ileri sürülen ihalenin feshi nedenlerinin incelenmesine engel teşkil etmez. Mahkemece, ihalenin feshi isteminin esasının incelenmesi gerekirken “davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde Talep, amme alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir. Uyuşmazlık, 6183 sayılı yasanın 48 ve 81. Maddesi kapsamında amme alacağının iflas tarihi olan 12/06/2013 tarihinden önce kesinleşmiş olup olmadığı, alacağın vergi alacağı olup olmadığı, hangi tarihte ve hangi sebeple tahakkuk ettirildiği konularından ibarettir. Mahkememizce 6183 sayılı yasanın 48 ve 81. Maddesi kapsamında amme alacağının iflas tarihi olan 12/06/2013 tarihinden önce kesinleşmiş olup olmadığı, alacağın vergi alacağı olup olmadığı, hangi tarihte ve hangi sebeple tahakkuk ettirildiği konularında rapor tanzim için dosyanın vergi alanında uzman bilirkişi ...'ye tevdine karar verilmiş, bilirkişi ... tarafından sunulan 26.05.2023 havale tarihli raporda ,davalıya ait 24.328.026,50 TL. tutarındaki borcun vergi alacağı olduğu ve bu alacakların kesinleştiği yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu