Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. ... Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. ......

    Başkanlığı tarafından borçlu şirket aleyinde, 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülen takipte yapılan gayrimenkul ihalesinin feshi talebine ilişkindir. 6183 Sayılı Kanunun 94/5. maddesinde ihale kararının bir örneğinin borçluya tebliğ edileceği bildirilmiş olup, ihalenin feshine ilişkin şikayetin ise aynı kanunun 99/1. maddesi gereğince ihalenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 94/5. maddesi satış ilanının (ihale kararının) tebliğini düzenlemekte olup, ihalenin feshi davasının açılması için gerekli (7) günlük süre ise aynı kanunun 99/1. maddesinde belirtildiği üzere ihalenin tebliğinden itibaren başlayacaktır. Somut olayda borçlu şirketin ticaret sicil adresine gönderilen satış ilanı tebligatının 25/03/2010 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine satış ilanının şirketin ticaret sicil adresine 04/05/2010 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edildiği görülmektedir....

      tarih ve ... sayılı işlemin, işlem ekinde yer alan amme alacakları için düzenlenen ödeme emri ile birlikte gönderilmesi ve anılan ödeme emrinde borcun ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceğinin bildirilmesi karşısında, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tesis edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanun'a göre ödeme emri düzenleme yetkisi bulunmayan davalı idarenin, anılan Kanun'un 1. ve 2. maddelerinin kapsamına giren amme alacakları türünden olmayan para cezasına ilişkin alacağını tahsil etmek amacıyla davacı adına tesis ettiği dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE, 2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki ......

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE; Uyuşmazlık, Bursa SGK İl Müdürlüğünün prim alacaklarının tahsilini teminen, 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre başlatmış olduğu takipte, 19/03/2020 tarihli gayrimenkul ihalesinin feshi istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre, gayrimenkul ihalelerinin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikâyet yoluyla talep edilebilir. Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17.4.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 52. maddesi ile değişik 88. maddesinin 16. fıkrası uyarınca, Kurumun (Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı) süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır....

        O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun'un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 02/04/2012...

          görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:… K:…sayılı kararının; ihalenin feshi davası açılması nedeniyle artık olaya İcra İflas Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ve bu Kanunun 134'üncü maddesinin, ihale bedeli yerine banka teminat mektubu gösterilebileceğini belirttiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir....

            SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 80 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 87 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 125 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 168 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 58 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 102 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 103 ] 6183 S....

              Maddesi gereğince ızrar kastından bahsetmenin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ticaret sicil kayıtlarına göre davalı ...'ın borçlu şirketin kurucu ortağı olarak 16/09/2004 tarihinde %50 hisse sahibi olduğu, 05/04/2006 tarihinde ise şirketteki tüm hisselerini devrettiği, 6183 sayılı kanunun 35. Maddesinde 5766 sayılı kanun kapsamında yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesinin 28/04/2011 tarih ve 2009/39 Esas 2011/68 sayılı kararı ile iptal edildiği, Anayasa Mahkemesi kararı gereğince 6183 sayılı kanunun 35. Maddesinin 06/06/2008 tarihinden itibaren doğan ve ödenmesi gereken amme alacakları için uygulanacağı, bu durumda davalı ...'ın ... ... Ltd. Şti.nin 02/04/2014 tarihi itibariyle olan vergi borçlarından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Bununla birlikte, İİK'nın 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedeli veya bedellerinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re'sen uygulanmalıdır. Buna göre, ihalenin feshi istemi reddedilmiş olmakla mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine Karasu İcra Müdürlüğü'nün 2019/367 talimat sayılı dosyasında yapılan 08/09/2020 tarihli ihale bedeli üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken para cezası yönünde hüküm kurulmaması isabetsiz olduğundan ilk derece mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun 353(1)-b-2 maddesi gereğince bu yönden kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu