Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....

    Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3.9.1996 tarih ve 22746 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4179 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna 116ncı maddeden sonra gelmek üzere eklenen "erken ödemede indirim" başlıklı Ek Madde 1'de amme alacağının kanuni süresinden önce ödenmesinde madde hükmünde belirtilen indirim ve esasların uygulanacağının belirtildiği, bu maddenin 1.10.1996 tarihinde yürürlüğe girdiği, 96/8560 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.10.1996 tarihinden itibaren kanuni ödeme süresinden önce ödenen amme alacağı için vade tarihine kadar yapılacak erken ödemelerde esas alınacak aylık erken ödeme indirimi oranlarının belirtildiği, ayrıca Maliye Bakanlığınca çıkarılan 396 seri No'lu Tahsilat Genel Tebliği'nin I-B bölümünde, erken ödemelerde indirimin 6183 sayılı Kanun kapsamına giren tüm amme alacakları için uygulanmasının mümkün olduğu, uygulamanın öncelikle ödenebilir hale...

      Ayrıca, 5766 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 6183 sayılı Kanunun 3. maddesine eklenen;"Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen, satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,”; Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,”ifade eder, olarak açıklanmıştır. 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi de; “ Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda...

        sayılı yasanın 58. maddesi gereği amme alacağının %10 fazlasıyla tahmilini talep etmiştir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/815 KARAR NO : 2021/1137 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/01/2020 NUMARASI : 2019/169 ESAS, 2020/2 KARAR DAVA KONUSU : 6183 Sayılı Amme Alacakları Kanunu Gereğince İhalenin Feshi KARAR : Taraflar arasında görülen ihalenin feshi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Kars 1....

        . … İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Kanuni temsilcisi olduğu anonim şirketin vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca davacı adına tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı: Asıl amme borçlusu olmayan ortaklar ve kanuni temsilciler adına teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanabileceğine ilişkin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da bir açıklık bulunmamaktadır....

          ''Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur" fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....

            "Gümrük resmi, emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi, motorlu taşıt vergisi gibi, bir malın aynından doğan amme alacakları, o malın bedelinden ilk önce ödenir. Bu gibi amme alacakları, rehinli alacaklardan da önce gelmektedir (bkz: m.206, I; 6183 s.K.m.21,II). Bir malın aynından doğan (yukarıda) amme alacakları dışındaki amme alacakları (mesela, Devlet'in gelir veya kurumlar vergisi alacakları), üçüncü sırada imtiyazlıdır." "Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2016/747 E. 2016/1905 K" Somut davada; Mahkemece davacının iflas sıra cetveline kaydı yapılan alacakların malın aynından doğan amme alacakları dışındaki bir amme alacağı sıra cetvelinde üçüncü sırada imtiyazlı olduğunun kabulü ile; iflas dairesi tarafından düzenlenen şikayete konu 1. sıra cetvelinde davacının 19.612,79 TL alacağının sıra cetvelinin 3. sırasına yazılmasına, davacının sıra cetvelindeki 4. sırasının iptaline; karar verilmesi yerinde olup, davalı kurumun istinafında isabet bulunmamaktadır....

            Hukuk Dairesinin 2015/16544 Esas 2018/2220 Karar sayılı ilamı) Dosya incelendiğinde; her ne kadar davacıya tensip 9 no'lu ara kararı ile Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince usulüne uygun olarak ihtarat çıkartılmamış ise de, İİK 134. maddesinde belirlenen teminatın dava şartı olduğu, dava şartına ilişkin çıkartılan ihtaratın usulüne uygun olarak düzenlendiği ve davacı vekiline 16/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince belirlenen 1 haftalık kesin süre içerisinde teminatın yatırılmadığı anlaşılmıştır. 7343 Sayılı Yasa ile İİK 134.maddesindeki değişikliğin ihalenin hızlı bir biçimde tamamlanması amaçlandığından ve dava şartının mahkemece öncelikle değerlendirilmesi gerektiğinden, mahkemenin Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince usulüne uygun olarak ihtaratın tebliğ edilmemesi ve nisbi harcın tamamlanmaması sonuca etkili görülmemiş, davacının dava şartı niteliğindeki teminatı yatırmamış olması ve İİK 134 maddesi gereğince ilgili sıfatı bulunmayan üçüncü şahısların nisbi harca...

            Bu nedenle; 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki primler için zamanaşımı süresi, ödeme dönemini takip eden yılbaşından itibaren başlayacaktır. Öte yandan; 6183 sayılı Kanun'un 8. maddesinde; aksine hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı tebliğlerin yapılmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş ise de; mülga 506 sayılı Kanun'un 132. maddesinde, “Bu kanun gereğince yapılacak bildiriler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” denilmiş, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile de; “Bu kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” şeklinde aynı yönde düzenleme yapılmıştır. 506 ve 5510 sayılı Kanunlar, 6183 sayılı Kanuna nazaran özel kanunlar niteliğinde olduğu için anılan kanunlar gereğince yapılacak tebligatların da 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre yapılması zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu