Davalı Cevabının Özeti: Davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama esnasında sunduğu dilekçelerinde davalı şirketin iflasına karar verildiğini ve davanın iflas memurlarına ihbarını talep etmiş ve iflas memurları adına tebligat çıkartılmıştır. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz : Karar, iflas memuru ... tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir....
Harçlara ilişkin düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok gerçek veya tüzel kişinin aynı davada iflasın ertelenmesini istemelerine engel teşkil etmektedir. Öğretide ve uygulamada iflas ve konkordato istemlerine ilişkin davaların münferiden açılması gerektiği düşüncesi hakimdir (..., İcra ve İflas Hukuku, C.III, Ankara 1993, S.2667). İflasın ertelenmesi taleplerinde de bu görüşlere paralel davranılmalıdır. Zira, iflasın ertelenmesi isteminin reddi gerektiğinde, bir diğer ifadeyle borca bataklığın tesbit edildiği ve iyileştirme projesinin uygun görülmediği hallerde mahkemece şirketin iflasına karar verilecektir. İflasın ertelenmesi talebinin sonuçlarından biri de iflasın açılmasıdır. Birden çok borçlunun iflası bir dava içinde istenemeyeceği gibi birden çok borçlunun iflasının açılması sonucunu doğuracak olan iflasın ertelenmesi de birlikte istenemez....
İİK'nun 195/1 maddesi uyarınca, borçlunun gayri taşınır mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur. Buna göre davacının, mahkeme ilamını icraya koyduğu 08/04/2010 tarihi itibariyle müflisin temerrüde düştüğü, iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel hale geldiği ve iflasın açıldığı 06/11/2013 tarihine kadar olan işlemiş faiz ve takip masraflarının talep edilebileceği anlaşılmakla bilirkişi tarafından yapılan hesap ve talep miktarı gözetilerek Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetlidir. Ayrıca iflasın kesinleşmesi ile takibin düşmesinin, alacağın iflasın açılması ile muaccel olmasından daha sonraki bir tarihe ilişkin olması ve aynı zamanda alacağın ilama dayanması sebebiyle kayıt kabul talebinin reddine gerekçe yapılması doğru değildir....
Maddesinde belirtilmiş olup, İİK nun 194 üncü maddesinde iflasın açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği öngörülmüştür. Bu aşamada davalı müflis şirketin tasfiye işlemleri devam etmekte olup ikinci alacaklılar toplantısı yapılıp yapılmadığı, dava konusu alacağın iflas masasına kaydedilip kaydedilmediği belli değildir. Dosya henüz kayıt kabul davasına dönüşmemiş olup kaldı ki dava sırasında kayıt kabul davasına dönüşse dahi Mahkemelerin görevi dava açılması anında sabit hale gelir ve görev hususu sonradan ortaya çıkan değişikliklerden etkilenmez. Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususu iflas tarihinden sonra açılacak kayıt kabul davaları için geçerli olup dava sırasında iflas durumu söz konusu olduğunda Mahkeme tarafından İİK 194. Maddesi işletilerek davaya devam edilmesi gerekmektedir....
Yine 2004 sayılı İİK.195/1. maddesi "Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar'' hükmünü içermekte olup, davaya konu 14/04/2016 tarihli sözleşme ile iflastan önce borcun doğduğu; sözleşmede de vade kararlaştırıldığı yine bu vadenin gelmesi ile alacak muaccel hale geldiği gibi; somut olay bakımından ise alacak iflastan önce doğmuş olup iflasın açılması ile muaccel hale gelmiştir. O halde davacı tarafından, müflis ........... A.Ş. nin iflasından sonra daire satışından kaynaklanan alacağının masaya kayıt ve kabulü talep edilmiş, masa tarafından talebin reddi üzerine iş bu dava açılmış, davalı ise iflas masası olarak gösterilmiştir....
Davacının iddiası haczedilen makinaların iflas eden şirkete ait olduğu yönündedir. 2004 Sayılı İİK nun 184/1. maddesinde “İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer. düzenlemesi bulunmaktadır.Yasanın 208/1 maddesine göre “İflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesi müflisin mallarının defterini tutmağa başlar ve muhafazaları için lazımgelen tedbirleri alır.” Yine 209. maddede müflisin defter tutulurken bulunarak mallarını iflas dairesine göstermeğe ve emrine hazır bulundurmağa mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. İflasın açılması anından itibaren müflisin mallarının iflas masasına gireceği müflisin bu mallar üzerinde tasarruf hakkının bulunmayacağı hususları nazara alındığında müflis şirket yetkilisinin yapacağı iş hacizle ilgili iflas memurluğuna bilgi vermekten ibarettir....
Yapılacak iş; iflasın açılıp açılmadığı, açılmış ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığını araştırmak, iflas idare memurlarının isimlerini ve adreslerini belirleyip duruşma gün ve saatini tebliğ etmek, davalı şirketin iflasına ilişkin dosyanın suretini getirtmek gerekirse davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek alacağın masaya kaydedilmesi şeklinde bir karar vermektir…” gerekçesiyle bozulmuştur. 2011/299 Esas sayılı asıl dava yönünden davanın açıldığı 09/12/2012 tarihinden sonra 14/12/2012 tarihinde iflasın açılması kararının kesinleştiği bu durumun benzer konuda Dairemizin 2015/2633 Esas 2016/14 Karar sayılı kararından da anlaşıldığı, dava iflasın açılması kararından önce açıldığından alacak davası olarak değerlendirilmesi gerekirken Mahkemece kayıt kabul davası olarak hukuki nitelendirme yapılması hatalı olup bozma nedenidir. 3- Mahkemece asıl dava dosyasında ve birleşen .......
Diğer taraftan iflasın açılması hususu İcra İflas Kanunu 193. Maddede düzenlenmiş olup, buna göre, iflasın açılması ile duracak takipler; 1)İlamlı (m.32) ve ilamsız (m.58 ve devamı) haciz yolu ile takipler. 2)Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip (m.167 ve devamı). 3)Genel iflas (m.155 ve devamı) ve kambiyo senetlerine mahsus iflas (m.167,171 v.d.) yoluyla takip. 4)Teminat gösterilmesine ilişkin takipler. 5)Amme alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun'a göre tahsil dairelerince yapılan takiplerdir (Prf. Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, cilt.3, sahife 2885 ve devamı). Eldeki davada, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu anonim şirketinin açtığı iflasın ertelenmesi davasında 27.08.2012 tarihinde verilen tedbir kararı ile prim borçlusu şirket hakkında 6183 sayılı Yasa kapsamındaki takipler de dâhil takiplerin durdurulmasına dair karar verildiğinden ihtiyati tedbir kararından önceki dönem borcundan davacı sorumludur....
nin mersis kayıtlarında tasfiye halinde göründüğü ancak şirketin hangi nedenle tasfiyeye girdiğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, şirketin iflas nedeniyle tasfiyeye girmiş olması halinde iflasın hangi hükümlere göre yürütüldüğünün iflas dairesinden sorulmak suretiyle davalı şirketin iflasının açılması halinde dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olduğu hususları ile adi tasfiyede İİK'nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına tebligat yapılması gerektiği hususlarını da gözetmek gerekeceğinden açıklanan nedenler kapsamında davalı şirket hakkında güncel ticaret sicil kayıtları ile tasfiyeye ilişkin ilgili bilgi ve belgelerin dava dosyası içerisinde ve UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir....
İflas İdaresi'nin şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak, sair şikayetleri ile birlikte satış ilanının iflas idaresi olarak taraflarına tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshini istediği, mahkemece iki parça taşınmaz yönünden ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, zarar unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle, muhammen bedelin altında ihale edilen diğer taşınmaz yönünden ise, iflas şerhinin satış kararından sonra tapu kaydına şerh düşüldüğü, bu nedenle iflas idaresine tebligat yapılmamasında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 193. maddesine göre; "İflasın açılması, borçlu aleyhindeki haciz yolu ile yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı yukarıda belirtilen takiplerden hiçbiri yapılamaz."...