WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmazın eski tarihli ... fotoğrafı, memleket haritasının uygulanması sonucu orman olduğu ve orman bitki örtüsü kaldırılarak tarla haline getirildiği, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılmasının taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağı niteliğini değiştirmeyeceği, kadastro sırasında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak davalı adına tapu kaydı oluşturulmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, taşınmaz dört yönden 3725000 m2 yüzölçümlü 101 ada 86 sayılı orman parseli ile çevrili olması nedeniyle orman içi açıklık niteliğinde olması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince özel mülkiyete konu olamayacağı anlaşılmaktaysa da, davacı Hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile dava açmayıp, salt orman iddiası ile dava açıldığı, Daire bozma kararında Hazinenin salt orman iddiası ile dava açmış olması ve kesinleşmiş orman tahdidinin varlığı halinde taşınmazın orman niteliğinin...

    İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 21.10.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Mustafa Kayacı'nın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, bu durumda davalı üçüncü kişi lehine geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

      Hemen belirtmek gerekir ki, ehliyetsizlik iddiası bakımından hastane adı bildirilmediğinden mirasbırakana ait tedavi kayıtlarının temin edilemediği, hile iddiası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, gabinin objektif ve subjektif şartlarının bulunmadığı gözetildiğinde bu nedenlere dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine. Davacıların eldeki davada dayandıkları diğer hukuksal nedenlere gelince; toplanan delillere göre temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı iddiası kanıtlanamamıştır. Ne var ki, iddiasını kanıtlayamayan ispat yükü kendisine düşen tarafın karşı tarafa en son delil olan yemin teklif etme hakkının varlığı tartışmasızdır. Davacılar da, açıkça yemin deliline dayanmıştır....

        Bozma ilamında açıkça davacının muvazaanın varlığı konusundaki iddiası dikkate alınarak delillerinin değerlendirilmesi, özellikle davalılar arasındaki ilişki, satış değeri ile taşınmazın gerçek değeri arasında açık fark bulunup bulunmadığı, şirkete ait başka taşınmaz bulunup bulunmadığının araştırılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre muvazaa iddiası konusunda bir karar verilmesi gerektiği gibi, aynı taşınmazın satış bedelinin tahsiline ilişkin olarak şirket eski yöneticisi aleyhine açılan davanın sorumluluk davası olduğu gözetilerek, sorumluluk davası şartlarının gerçekleşmesi halinde, satış bedelinin akıbeti araştırılmak suretiyle eski şirket yöneticisi davalının TTK hükümlerine göre sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir....

          Mahkemece, davacının bu iddiası konusunda delillerini toplamadan ve bedelde muvazaa iddiası konusunda bir inceleme yapmadan sadece payın değerinin tespiti konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaparak, keşfen payın bedelinin 20.000 TL olarak belirlenmesi üzerine tapudaki bedel olan 26.000 TL üzerinden önalım bedelinin süresinde yatırılmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, satış bedeli konusunda muvazaa iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konudaki uyuşmazlık giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder. Davacı ise, tanık deliline de dayanmış ve tanıklarını bildirmiştir....

            a yumruk attığı iddiası ile açılan dava sonucunda sanıklar Samet ve Tekin hakkında beraat kararı verilmiş ise de; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1) Sanık ...'in katılan ...'un boğazını sıkarak yaraladığı iddiası bakımından; Katılan ...'un soruşturma aşamasındaki beyanında sanığın boğazını sıktığını bildirdiği, yargılama aşamasında ise sadece sanık ...'in kendisine yönelik yüzünü sıkması şeklindeki eyleminden söz ettiği halde sanık ...'in eyleminden söz etmediği, katılanın adli raporunda boyunda hassasiyet şeklinde yaralanma tarif edildiği anlaşılmakla; katılanın hangi beyanına neden üstünlük tanındığı tartışılmadan sanığın beraatine karar verilmesi, 2) Sanık ...'in katılan ...'un yüzünü sıkarak yaraladığı iddiası bakımından; Katılan ...'un aşamalarda değişmeyen beyanlarında sanık ...'...

              Tespit edilen bu kişinin mirasçılarının taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, adı geçen “... oğlu 1918 doğumlu ...'ın” mirasçılarının adresinin tespiti ile mahkemeye çağrılarak veya usulüne uygun istinabe yolu ile dinlenerek taşınmaz üzerinde bir hak iddiası bulunup bulunmadığı sorulup beyanları tespit edilmeli, taşınmazda mülkiyet iddiası olması halinde çekişmenin esası tapu iptal ve tescil davası ile çözülebileceğinden davanın reddine karar verilmeli, böyle bir iddiası bulunmadığı taktirde ve davanın ispatlanması halinde kabulüne karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Ancak, somut olayda, 09.06.2009 tarihli haciz tutanağından dava konusu aracın, araç şöförü ... huzurunda fiilen haczedildiği,araç şöförünün istihkak iddiasının 3. kişinin istihkak iddiası olduğu gerekçesiyle istihkak iddisına karşı dava açması için 3 gün süre verildiği anlaşılmaktadır. Ancak araç şöförü istihkak iddiasında bulunan 3.kişi olarak kabul edilmiş ise de davacı ve borçlu şirketle bağlantısı yönünden dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanamamıştır. Bu nedenle öncelikle, haciz sırasında hazır bulunan araç şoförü ...'ın davacı 3.kişi şirket yetkilisi veya temsilcisi olup olmadığının tesbiti gereklidir. Eğer istihkak iddiasında bulunmaya yetkili şirket yetkilisi veya temsilcisi ise istihkak iddiası üzerine dava açma süresi kesilecektir. İİK'nun 96 ve 97.maddelerinde istihkak iddiası üzerine ne gibi işlemler yapılacağı gösterilmiştir....

                  Davalı Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya konu icra dosyasında geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığını, davacı T1 haciz mahallindeki beyanı, diğer davacı şirket bakımından geçerli bir istihkak iddiası olarak kabul edilemeyeceğini, istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceğini, haczedilen menkul mallar hakkında davalı T1 T2 Malz. San....

                  ; 3. iddiası yönünden, malzemelerin miktar ve özelliklerine Teknik Şartname'de yer verildiği ve söz konusu gider kalemlerinin teklif fiyata dâhil olduğunun yine İdari Şartname'nin 25. maddesinde düzenlendiği, isteklilerin gider kalemlerini göz önüne alarak teklif vermelerine engel bir durum bulunmadığı görüldüğünden, bu iddiasının da geçerli görülmediği; 4. iddiası yönünden, kesin teminat mektubu süresine yönelik eksikliğin iş başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirli olması durumunda sözleşmeye davet aşamasında giderilebilmesinin mümkün olduğu; 5. iddiası yönünden, 204 adet olarak belirlenen çöp kovasından sadece 4 adet çöp kovasının özelliğinin belirtilmediği, bu durumun ise tekliflerin sağlıklı oluşumuna engel teşkil etmeyeceği; 6. iddiası yönünden ise, Teknik Şartname maddesinde belirtilen bürolar arasında yapılacak olan değişikliklerde malzeme nakillerinin yüklenici tarafından yapılacağı düzenlemesinin, temizlik işi kapsamındaki malzeme nakillerine yönelik anlaşılması gerektiğinin idarece...

                    UYAP Entegrasyonu