ek karar da davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmiştir....
ihlali suçlarını işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun’un 103/2-4-6, 31/3, 116/1-4, 31/3. maddeleri, suça sürüklenen çocuk ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun’un 103/2-4-6, 31/2, 116/1-4, 31/2. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Antalya 6....
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, 28.2.2019 tarihli haciz de şantiye şefi, hacze konu menkulleri borçludan satın aldıklarını beyan etmiş,alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkması üzerine İcra Müdürü 6.3.2019 tarihli kararı ile, alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verilmiş, karara istinaden eldeki dava açılmıştır. 2.4.2019 tarihli dilekçe ile de üçüncü kişi, menkullerin mülkiyetinin ... Büyükşehir Belediyesine geçtiğini belirtmiş, bu beyanını cevap dilekçesi ile yinelemiştir....
Talep, İcra Müdürlüğünün istihkak iddiası ile ilgili aldığı kararın iptal edilmesi istemine ilişkin şikâyet başvurusudur. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, talep konusu 10.3.2016 tarihli haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’ın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, üçüncü kişi tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığının kabulü gerekmiştir....
Hükmü temyiz eden müdahil ... tarafından askı ilan süresi geçirildikten sonra davaya konu parsel hakkında kendisinin fiili kullanımında olduğu iddiası ile Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olup dava dosyasının eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş ve dosya bu dosya içine konulmuştur. Ayrıca adı geçenin vekili tarafından yargılama sırasında tarihsiz dilekçe ile Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya müdahale talebi içeren dilekçe sunulmuştur. Mahkemece dosyanın ana dosyadan ayrılmasından sonra yapılan yargılaması sırasında müdahil ve vekili duruşmalara çağrılmaksızın yokluklarında keşif yapılıp birleşen dosya davacısı hakkında yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş, davaya katılan ...’nin açmış olduğu dava yönünden delilleri toplanmamış ve iddiası incelenip 2013/8023-9011 talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 03.10.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına çalışanı istihkak iddiasında bulunmuş olup anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı 3.kişi tarafından 22.10.2013 tarihli dilekçe ile istihkak iddiasında bulunulmuş ise de; eldeki dava 10.10.2013 tarihinde açılmış olduğundan davanın açıldığı tarih itibari ile 3.şahıs tarafından süresinde usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamaktadır....
İstihkak iddiası tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 4.4.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ....’ün üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. SONUÇ: Hal böyle olunca, 3. şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamaktadır....
Somut olayda; davacının dava konusu edilen işyeri nitelikli 16 nolu bağımsız bölümün davalıya devrinin hata, hile ve gabin nedenleri ile sakat olduğunu iddia ettiği, bozma ilamında öncelikle hile iddiasının araştırılması, bu hususun kanıtlanamaması halinde gabin iddiası bakımından araştırma yapılması gerektiğinin belirtildiği, bozma sonrası yapılan yargılamada sadece gabin iddiası yönünden araştırma yapılıp davanın kabulüne karar verildiği gözetildiğinde; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Hâl böyle olunca; bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak öncelikle hile iddiasının araştırılması, kanıtlanamaması halinde gabin iddiası bakımından değerlendirme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir....
Mahkemece, davacının istihkak iddiası icra müdürlüğünce 30.07.2009 tarihinde red edilmiş olmasına rağmen memur muamelesinin iptali isteminin 7 gün içerisinde yapılaması gerekirken davacının bu süreden sonra dava açtığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin ,İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu aracın trafik kaydı üzerine haciz 24.04.2008 tarihinde işlenmiş, araç fiilen haczedilmemiştir. Davacı 3.kişi 30.07.2009 tarihinde haczi yeni öğrendiğini belirterek icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile istihkak iddiasında bulunmuştur. Dosyada bu iddiasının aksine kanıt olmadığı gibi dava açma süresinin geçtiği alacaklı tarafından kanıtlanmış da değildir. Bu durumda İİK’nun 97/a maddesi hükmü gereği istihkak iddiasının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir....
Somut olayda; mahkemece davacı tarafın çekteki tahrifat iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan raporlarda, çekteki yazı ile yazılan miktar ve imzanın davacılar murisi eli ürünü olduğunun saptanmış olmasında ve icra mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturamayacak bulunması konusunda verilen karar yerinde ise de; davacı yanın diğer iddiası olan dava konusu çekin ahlaka ve adaba aykırı verildiği iddiası üzerinde yeterince durulmadan ve karar yerinde tartışılmadan, keza bu yönde taraf delilleri toplanılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....