Delillerin toplanmasından sonra yapılan değerlendirmede; davacı taraf isteğinin 3402 sayılı Yasa'nın 22/2. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışması sonucu oluşan tapu kaydının iptaline yönelik olduğu, eski tarihli ve doğru temele dayanan tapuya değer verilmesi gerektiği düşüncesiyle karar verilmiştir. Taşınmazlarla ilgili olarak yapılan idari işlemler nedeniyle bu değerlendirmenin doğru olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Mahkemece de kabul edildiği üzere 3402 sayılı Yasa'nın 22/2. maddesi gereğince yapılan kadastro sonunda oluşan kadastro parseli imar uygulaması sonucu ifraz edilmiş ve yeni parseller oluşmuştur. İmar uygulaması idari bir işlemdir. İmar parsellerinin oluşumunu sağlayan idari kararın idari yargı yerine iptali sağlanmadan imar öncesi kadastral mülkiyet durumunun geri döndürülmesi mümkün değildir. İmar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari kararın iptalinden sonra imar öncesi kadastral mülkiyet durumu geri döner....
Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu, husumetin Şişli Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, 10 yıllık zamanaaşımı süresinin dolduğunu, yeminli özel teknik büro tarafından belirlenen tahsis belgesi bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, imar uygulaması sonucu oluşan 10049 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit hisseler ile tapuya tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Tapu tahsis belgesine dayalı tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/c-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda kayıt tashihi, tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4092 ada 1 parseldeki tapu kayıt maliki....isminin ... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davalı, tapu kaydının yolsuz tescile dayandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, istem kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Taşınmaz 25.04.1969 tarihli resmi akit tablosuna göre önceki malikten ..... vekili olarak hareket eden ... ..... tarafından satın alınmıştır....
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 25/05/2015 tarih ve E:2011/3953 K:2015/2523 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … tarih ve … sayılı Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB)'ne elektronik ortamda bloke konulmasına ilişkin işlemin iptali ile yapılan ihracatlar sebebi ile doğan ve doğacak olan teminatların iadesine karar verilmesi istenilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine 22.10.2004 tarihli dilekçesiyle, ... Köyü 27465 ada 1 sayılı parselin 1947 yılında yapılan orman tahdidinde orman sınırları içerisindeyken, 1988 yılında 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Yerel mahkemenin kararı her ne kadar Dairemizce davacı tarafın nüfusta kaydı bulunmayan tapu malikini nüfus siciline kaydettirmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ise de İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazısında belirtilen nedenlerle idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir....
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
yada kazandırıcı zamanaşımı yoluyla veya başka bir yol ile kazanılamayacağı, çekişmeli taşınmazın ilk maliklerine ait olduğu ileri belirtilen tapu kaydının kökü olan Mart 90Y.40 sıra nolu tapu kaydının miktarı 40 dönüm olup daha sonraki gittilerinden Mayıs 307 D.38 sıra nolu kayıtta miktarı 120 dönüme çıkarılmış ise de, tapu kaydının yüzölçümündeki artışın hukuki dayanağı ve haklı bir sebebinin bulunmadığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığı tarafından gönderilen Mart 90Y. 40 sıra nolu kayıt ile Mayıs 307 D. 38 sıra nolu kaydın düşünceler bölümünde “hasılatından yazılmıştır” açıklamasının bulunduğu, diğer taraftan yerel tapu sicil müdürlüğü tarafından gönderilen Mayıs 307 tarih 38 sıra nolu kayıtta “hükümsüzdür şerhi” bulunduğu, dolayısıyla dayanak tapu kaydının kökünün dahi hasılat defterine göre oluşturulduğu ve miktarının 40 dönüm olduğu , gitti kayıtlarındaki artışın yasal hiçbir dayanağının bulunmadığı sonucuna varıldığı, dayanak tapu kaydının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden maliki oldukları 70 ada 34 parsel sayılı taşınmazın kaydında, “Gülteki” olan soyadlarının “Gültekin” olarak yazılı olduğunu, davacılardan ...'ye ... Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığınca tanzim edilip verilen memuriyet belgesinde de soyadının yine Gültekin olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydındaki ve memuriyet belgesindeki yanlışlıkların nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesi ile tapu kaydının düzeltilmesi isteğinin kabulüne, idari işlem mahiyetinde olduğu gerekçesi ile memuriyet belgesindeki kaydın düzeltilmesi isteğinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar Tapu Müdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Mahkemece, taşınmazın kadastro tespiti sırasında fenni hata yapılmadığı, davacının 79 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan yer için zilyetlik iddiasında bulunduğu ancak, zilyetliğini de kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. 5520 sayılı yasayla değişik Tapu Kanununun 31.maddesi uyarınca tapu kaydında yüzölçümü miktarının düzeltilebilmesi bir taşınmaz malın gerçek yüzölçümünün Tapu sicilindekinden daha az veya fazla olması, gerçeğin tapu sicilinde yazılı yüzölçümü ile örtüşmemesi dava konusu taşınmazın sınırdaki taşınmazlarla da bir çekişmesinin bulunmaması halinde olanaklıdır. Dava konusu 9 parsel sayılı taşınmaz çapa bağlıdır. Böylesine çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü ise çap kaydının uygulanması ile belirlenir....