Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, sözleşme HUMK zamanında 12.01.2007 tarihinde imzalandığı, yetkili mahkemenin ... olarak gösterildiği, aynı zamanda sözleşmeye konu malların ... ilinde teslimi sebebiyle de ifa yerinin ... olduğu, buna göre HMK'nın 14. maddesinde belirtilen şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği, İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiği, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup davalı takibe yapmış olduğu itirazında ......

    Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunduğunu ve tedbir kararı verildiğini, takip konusu faturalardan kaynaklı alacakların da konkordato projesine tabi alacaklardan olduğundan davacı tarafından başlatılan icra takibinin yok hükmünde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Bakırköy ....... İcra Müdürlüğünün ....... Esas sayılı dosyasında 3.330,72 TL'lik 5 adet fatura ve işlemiş faiz bedeli için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açmış ise de, davacı tarafından davalıya yapılan icra takibinin davalı hakkında Bakırköy .........

      Zira, İİK'nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının görülebilmesi için, 1-İlamsız bir takip yapılmış olması ve bu icra takibinin geçerli olması, 2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi, 3-Alacaklının, bu itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Merciine başvurmamış olması, 4-Bu davanın, dinlenebilmesi için icra takibine itiraz eden borçlunun bu itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurması gerekir. Öte yandan sayılanlardan önce bir itirazın iptali davasının görülebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli, ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı şarttır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesinin usulen imkanı yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava; menfi tespit, icra takibinin iptali ve ipoteğin kaldırılması istemiyle açılmış olup esas hukuki uyuşmazlık, ipotek alacağına dayalı olarak aleyhinde başlatılan icra takibi nedeniyle davacının İİK'nun 89. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce de görevsizlik kararı verildiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6644 sayılı kanunla değişik 60. maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibinin iptali 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme soncunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı Hukuk İş bölümü İnceleme Kurulu'na gönderecektir. İnceleme konusu karar, bonodan kaynaklı icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin kabulü de bu şekilde olup taraflar arasında kira ilişkisi yoktur. Bu durumda; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin görevi içine girmektedir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ticari ilişki nedeniyle oluşan alacağın tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemelerinin yetkisi esas alınarak açılması gerektiği davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, Bandırma Mahkemelerinin yargı çevresi içindeki bir icra dairesinde girişilmiş bir takip bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Kabule göre de, Sapanca İcra Müdürlüğünün 2012/169 sayılı takip dosyasındaki icra takibine eldeki davanın açılış tarihinden (10.2.2012) Sonra 15.2.2012 tarihinde başlanmış ise de davalı borçlu şirket temsilcisinin 15.2.2012 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak icra takibinin öğrendiğini borcu kabul ettiğini takibin kesinleştirilmesini talep ettiği, ödeme emrinin 16.2.2012 tarihinde tebliğ edildiği dolayısıyla bu yöndeki dava önkoşulunun yargılama sırasında tamamlanmış olması nedeniyle (Yargıtay HGK’nun 28/03/2012 tarih ve 2012/17-25-2012/241 sayılı ilamı ile Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 18.11.2003 tarih 5510-5515 E-K sayılı ilamında da belirtildiği üzere icra takibinin sonradan başlatılması ve aciz halinin belirlenmesinin dahi mümkün olduğu, icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının önemli olmadığı, önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkındaki icra takibinin varlığıdır) davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufların İİK 278,279,280,283/2 maddeler gereğince iptale tabi...

                İcra takibinin iptalini gerektiren durumlar, ilam ile icra takibi arasında açıkça hukuka aykırı bir farklılık bulunması, hükümden farklı alacak kalemleri içermesi, borcun sona ermesi, zamanaşımına uğraması vb. hallerde talep edilebilir. Dava konusu edilen icra takibinde aktif husumet ehliyeti başta olmak üzere herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır,tüm nedenlerle, fazlaya dair tüm cevap, itiraz ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesi talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Davacının iddiası, davalının savunması, Şebinkarahisar İcra Müdürlüğünün 2022/35 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava icra takibinin iptali talebine ilişkindir....

                Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı tarafça takipten sonra yapılan ödeme ile dosyanın kapatılmadığı, borcun devam ettiği, takipten sonra yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde icra müdürlüğünce dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 2015/9735 esas ve 2016/1063 karar sayılı ve 28/01/2018 tarihli ilamıyla, “Davacı faturalara dayanarak icra takibi başlatmış, davalı itirazında çek vermek suretiyle ödeme yaptığını savunmuştur. İcra takibinin 13/11/2014 tarihinde başlatıldığı, çek ile tahsilatın 27/11/2014 tarihinde yani icra takibinden sonra dava açılmadan önce yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra takibinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemeler ile ilgili davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

                  Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.2002 gün 13-241 Esas, 208 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkisine itiraz halinde, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, icra dairesi yetkili ise işin esasına girmesi, yetkili değilse itirazın iptali davasını yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle ortada geçerli icra takibi bulunmadığından reddetmesi gerekir. Çünkü, itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır, İcra dairelerinin yetkisini düzenleyen İİK'nın 50/1. maddesine göre ilamsız icra takiplerinde HUMK'nın yetkiye dayalı hükümleri kıyas yolu ile uygulanacaktır....

                    UYAP Entegrasyonu